CHP’li İlhan Uzgel: Bu siyaset doğru bir siyaset değil, bu Suriye’ye istikrar getirecek bir yöntem değil.

Cihatçı HTŞ yönetimine bağlı güçlerin Suriye’de Alevileri katletmesinin yeni çatışmaları körükleyeceği belirtildi. CHP’li İlhan Uzgel, “Şara yönetimi, Batı ve İsrail ile uyumlu olduğu için kollanıyor. İstikrarsız bir Suriye, Türkiye’nin aleyhinedir” dedi. Dış politika uzmanı Gülru Gezer ise “Sivil kayıpların yaşanması mutlaka engellenmelidir” değerlendirmesini yaptı.

Suriye’de cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam’a (HTŞ) bağlı silahlı grupların, Alevi azınlığın çoğunluğu oluşturduğu kentlerde sivil katliamlar gerçekleştirmesi gündemdeki yerini korurken; sivil Alevi ölümlerine ilişkin uluslararası kamuoyundan güçlü bir ses yükselmedi.

Avrupa Birliği (AB) konuya ilişkin açıklamasında, “AB, Suriye’nin kıyı bölgelerindeki geçici hükümet güçlerine yönelik, Esad yanlısı unsurlar tarafından yapıldığı bildirilen son saldırıları ve sivillere yönelik tüm şiddeti şiddetle kınıyor. Sivil halk, uluslararası insancıl hukuka tam saygı gösterilerek her koşulda korunmalıdır” ifadelerini kullandı.

‘KİTLESEL CEZALANDIRMANIN KARŞISINDAYIZ’

Suriye’nin kıyı şeridindeki kentlerde yaşanan katliamları Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, bir yönetimin ilk önceliğinin yurttaşlarının güvenliğini sağlamak olduğunu vurguladı.

Yeni Suriye yönetiminin tüm grupların güvenliğinden ayrım gözetmeksizin sorumlu olduğunu dile getiren Uzgel, “Defalarca ‘kapsayıcı bir hükümet kurun ve rövanşist (intikamcı) olmayın’ çağrısında bulunuldu. Geçmiş rejimin hataları, günahları olabilir ama bunun sorumlusu Suriye’de yaşayan sivil Aleviler değil. Suriye devlet mekanizması da sadece Alevilerden oluşmuyordu. Geçmişte suç işleyenler varsa bunlarla ilgili hukuki süreç işletilir ancak kitlesel cezalandırmanın tamamen karşısındayız. Suriye’de kapsayıcı bir hükümet kurmamanın sonuçlarını yaşıyoruz” dedi.

‘EL ŞARA KOLLANIYOR’

Sivil ölümlerine ilişkin Batı dünyasından gelen açıklamaları da değerlendiren Uzgel, “El Şara yönetimi Batı ve İsrail ile uyumlu gidiyor. O yüzden kollanıyorlar. Bu siyaset doğru bir siyaset değil, bu Suriye’ye istikrar getirecek bir yöntem değil. ‘Esad artıkları’ söyleminin kullanılması çok tehlikeli. Çünkü bir grubu bir yönetimin ‘artığı’ olarak tanımlarsanız, bu şiddeti meşrulaştırmış olursunuz. Hükümet, sivillere yönelik şiddetin sona erdirilmesi için Şam yönetimiyle daha fazla girişimde bulunmalıdır. İstikrarsız bir Suriye, Türkiye’nin aleyhinedir” diye konuştu.

‘EN BÜYÜK SINAMA’

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) dış politika program direktörü ve Türkiye’nin eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer ise konuya ilişkin Cumhuriyet’e verdiği demeçte, “Esad’ın devrilmesi belki de en kolay adımdı. 13,5 yıllık bir iç savaşın ardından çok dinli ve çok etnik kökenli bir yapıya sahip Suriye’de kalıcı barışın ve istikrarın sağlanması, ülkenin yeniden ayağa kaldırılması en büyük sınama. Suriye’deki yeni hükümet en başından bu yana ülkedeki tüm unsurların Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olacağı yönünde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamaların fiiliyata dökülmesi son derece önemlidir.

Sivil kayıpların yaşanmasının önüne geçilmesi ve yeni yönetim tarafından tüm tedbirlerin alınması zaruridir. Bu ayrıca yönetimin meşruiyeti açısından da önemlidir. Suriye’deki diğer bazı grupların son gelişmelerden istifade etmesi mümkündür. Bu nedenle çatışmaların yayılmaması için tansiyonun düşürülmesi elzemdir. Irak’ın etnik ve dini çatışmalar neticesinde ne halde olduğu açıktır. Suriye’de böyle bir tablonun ortaya çıkmasına asla izin verilmemelidir. Suriye’nin güvenliği ve istikrarı aynı zamanda Türkiye’nin güvenlik ve istikrarıdır.

Bu nedenle Türkiye’nin, bölge ülkelerinin ve uluslararası toplumun Suriye’nin istikrarına yapıcı katkıda bulunmaları, Suriye halkının tüm unsurlarıyla birlikte geleceğini tayin ettiği bu dönemde kapsayıcı bir siyasi sürecin ilerletilmesi için yeni yönetimle temaslarında bu yönde telkinlerde bulunmaları esastır” ifadelerini kullandı.