Altıok “Getirilmek istenen ‘Başkanlık Sistemi’ halkı temsil değil teslim edecektir”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, referanduma 1 gün kala bütün siyasi partilerin Meclis karnesini açıkladı. Altıok “Parlamenter sistemin eksiklerini gidermenin tek yolu daha fazla “parlamenter” değil, hakkaniyetli temsiliyet oranında parlamenter sistemin güçlendirilmesidir! ” dedi.

Altıok, AKP’nin 80 Milyon insan yerine sadece 1 kişinin derdiyle meşgul olduğunu belirterek : “26. Yasama Döneminden -yani 17 Kasım 2015’ten- bu yana geçen sürede AKP iktidarı, muhalefet partilerinin verdiği toplam 12 bin 328 soru önergesinin sadece 5 bin 826’sını cevaplarken 5 bin 591 önergesini yanıtsız bırakmıştır.

8 bin 459 yazılı soru önergesiyle en çok önergeyi veren CHP’li milletvekilleri olurken, HDP’li milletvekilleri 2 bin 406 ve MHP 1.374 önerge vermiştir. Hükümet, son seçimden bu yana CHP’nin 3 bin 899, HDP’nin 1.197 ve MHP’nin 437 önergesine yanıt vermemiştir. CHP’nin verdiği 1046 araştırma önerisinin sadece 7 tanesi şu ana kadar kabul edilmiştir” dedi.

“ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARINI ÖNLEME ÖNERGESİ AKP TARAFINDAN REDDEDİLDİ”

Altık, açıklamasını şöyle sürdürdü ” Çocuğun cinsel istismarını önleme konusunda verdiğimiz önerge AKP tarafından önce reddedilmiş, daha sonra kamuoyu baskısı ile zoraki kabul edilmiştir. 15 Temmuz’dan çok önce FETÖ ile ilgili verdiğimiz araştırma önergeleri bizzat AKP kanadınca reddedilmiştir. 301 madencimizi yitirmeden önce Soma ile ilgili araştırma önergemiz yine AKP tarafından kabul görmemiştir. Görüleceği üzere halkın sorunlarının önündeki engel parlamenter sistem değil bizzat AKP ve tek adam anlayışıdır. ”

AKP iktidarının koalisyon, vesayet, darbe ve bürokrasiden kurtulmak gerekçesi ile Cumhuriyet ve demokrasinin karşısına tam yetkilendirilmiş ve asla denetlenmeyecek tek adam rejimi önerisini oylayacak.

“15 YILLIK BLOK AKP İKTİDARININ FETÖ İLE KOALİSYONUDUR”

Sormak gerek. Hangi koalisyon? Kimin vesayeti? Fiili olan 15 yıllık blok AKP iktidarının FETÖ ile koalisyonudur ve o koalisyonun iç çatışması da 15 Temmuz darbe girişimini yaratmıştır.

AKP ve Gülen cemaatinin ortak menzilinde ve hedefinde çok seslilik, eşitlik ve demokrasi bulunmamaktadır.

Vesayet rant ve talana dayalı bir ortaklıkla Türkiye’nin hiçbir sorunu için çalışmayan, muhalefetin tüm önerilerini de hangi konu olursa olsun tek kalemde çizip atan, yok sayan iktidarın vesayetidir. Bürokrasi ise AKP iktidarının eğitimden, yargıya tüm kamu makamlarında kadrolaştırdığı FETÖ’cülerin kilitlediği mekanizmaların ataletidir.
AKP’nin Pazar günü yapılacak referandumdaki asıl amacında Cumhuriyeti, Cumhuriyetin kazanımlarını, demokrasiyi, laikliği, halkı ve Meclisi yok etmek vardır.

“GÜÇLÜ PARLAMENTER SİSTEM İDDİASI, İÇİ BOŞ BİR VAAT”

AKP’nin referandum süresince kullandığı “güçlü parlamenter sistem” iddiası, içi boş bir vaat ve hiçbir somut gerçekle örtüşmemektedir. “TBMM daha da güçlenecek” diye savunma yapan iktidar sözcüleri, altında imzaları olan teklifteki içerikten dahi bihaber görünmektedir. Zira, kendi imzalarının yer aldığı teklifte, Başbakan ve Başbakanlık kaldırılırken, bugünkü anlamıyla Bakanlar Kurulu’nun olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı teklifte Meclis, etkisizleştirilerek işlevsizleştirilmektedir. Sözlü soru, önerge gensoru ile sorgulama denetleme ortadan kaldırılarak bugün işletilmeyen çözümlerin önünü sistemli şekilde tıkayan fiili tutum evet çıktığı takdirde resmiyet kazanacak. Bunun Vebali ve sorumluluğu da çok büyüktür.

Geçtiğimiz yasama faaliyetleri ve özellikle muhalefet milletvekillerinin kullandığı en etkili çalışma ve denetim yollarından biri olan faaliyet verileri de bunu açıkça gözler önüne sermektedir. Muhalefet milletvekillerinin soruları ve sorunlara çözüm olacak komisyon teklifleri yasa tasarıları havada bırakılmıştır.

“AKP’Lİ BAŞBAKAN VE BAKANLAR TARAFSIZLIĞINI UNUTTU”

AKP’li Başbakan ve Bakanlar ise sadece tarafsızlığını unutmuş partili bir Cumhurbaşkanı güdümünde tek adam taleplerine baş sallamak, sorgusuz sualsiz el kaldırmak ve gerekirse şiddet kullanmak için amade olmuşlardır.

“MUHALEFETİN ÖNERGELERİ MECLİS’İN TOZLU RAFLARINDA BEKLETMEYE DEVAM ETMEKTEDİR”

26.Yasama Döneminden -yani 17 Kasım 2015’ten- bu yana geçen sürede AKP iktidarı, muhalefet partilerinin verdiği toplam 12 bin 328 soru önergesinin sadece 5 bin 826’sını cevaplarken 5 bin 591 önergesini yanıtsız bırakmıştır.

8 bin 459 yazılı soru önergesiyle en çok önergeyi veren CHP’li milletvekilleri olurken, HDP’li milletvekilleri 2 bin 406 ve MHP 1.374 önerge vermiştir.
Hükümet, son seçimden bu yana CHP’nin 3 bin 899, HDP’nin 1.197 ve MHP’nin 437 önergesine yanıt vermemiştir. CHP’nin verdiği 1046 araştırma önerisinin sadece 7 tanesi şu ana kadar kabul edilmiştir.

HDP’nin 392 araştırma önergesinden kabul edilen sayı 4, MHP’de ise 209 önergesinden 4’ü kabul edilmiştir.

Ana Muhalefet Partisi olarak yine aynı dönemde toplamda 1677 kanun teklifinden 1337 tanesini bizim vermemize rağmen iktidar bu teklifleri Meclis’in tozlu raflarında bekletmeye devam etmektedir.

“CEVAPLARIN HEMEN HEPSİ DE İÇERİĞİ BOŞ LAF KALABALIKLARI İLE DOLDURULMUŞTUR”

Halk adına Hükümete sorduğumuz sorulara gelen cevapların hemen hepsi de içeriği boş ve toplumsal sıkıntıları görmezden gelen yanıtlar ve laf kalabalıkları ile doldurulmuştur. Yanıtlanan önergelerde, muhalefet olarak ulaşmak istediğimiz konular ört pas edilerek halkın ve vekillerin bilgi edinme ve denetleme yetkisi elinden alınmıştır.

Çocuğun cinsel istismarını önleme konusunda verdiğimiz önerge AKP tarafından önce reddedilmiş, daha sonra kamuoyu baskısı ile zoraki kabul edilmiştir. 15 Temmuz’dan çok önce FETÖ ile ilgili verdiğimiz araştırma önergeleri bizzat AKP kanadınca reddedilmiştir. 301 madencimizi yitirmeden önce Soma ile ilgili araştırma önergemiz yine AKP tarafından kabul görmemiştir. Görüleceği üzere halkın sorunlarının önündeki engel parlamenter sistem değil bizzat AKP ve tek adam anlayışıdır.

Halk adına Anayasa ve Meclis İç Tüzüğü’nün yetkileriyle yapmaya çalıştığımız denetim mekanizması bu sistemde bile işletilmezken, Başkanlık sistemiyle vatandaşların elinde hiçbir denetim yetkisi kalmayacak ve devlet tamamen keyfiliğe mahkum edilecektir.