AKP'nin, ticari medyayı tekelleştiren ve siyasi aparata dönüştüren politikaları...
Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin 2015 yılından bu yana düzenli olarak Türkiye’de Basın Özgürlüğü raporu yayınlamaktadır. Bu seneki raporda son yıllarda basın özgürlüğünün geldiği yeni bir kritik noktaya ışık tutuyor.
Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin 2015 yılından bu yana düzenli olarak Türkiye’de Basın Özgürlüğü Raporu yayınlamaktadır. Bu seneki raporda son yıllarda basın özgürlüğünün geldiği yeni bir kritik noktaya ışık tutuyor.
Rapor, siyasi partilerin ticari medyayı aşama aşama tekelleştirdiği ve iktisadi bağımlılığı artırdığı 2022-2023 yıllarına odaklanıyor. Bu yılın raporu, AKP örneği kadar benzer bir patikayı takip eden CHP ve onun kontrol ettiği yerel iktidarları da incelemekte. Rapor, iktisadi bağımlılık ile siyasi özgürlükler arasındaki karmaşık ilişkiye dikkat çekiyor ve kamu kaynaklarının bağımlı bir medya yaratmadaki rolünü vurguluyor. İncelemeler, kamu ile ilişkili şirketlerin reklam politikalarının ve Basın İlan Kurumu paylarının keyfi dağılımının hükümet yanlısı medyanın desteklendiği bir sistemi işaret ettiğini gösteriyor. Özellikle seçim dönemlerinde kamu kaynaklarının hükümet yanlısı medya kuruluşlarına aktarılması dikkat çekiyor. 2022-2023 dönemine dair kesin verilere ulaşılamamış olsa da hükümetin kamu kaynakları ile desteklediği yandaş gazetelerin sayısız reklamla desteklendiği açık bir şekilde görülmekte. Özgürlük Araştırmaları Derneği, iktidar ile muhalefet arasında bir mukayese yapabilmek için 2 yılın reklam saniyelerinin ortalamasını hesaplayarak kamu kaynaklarından pay alan hükümet yanlısı medyanın çarpıcı yükselişini gözler önüne seriyor. Buna göre:
|
Halkbank |
Ziraat Bankası |
Vakıfbank |
A Haber |
68.941 |
86.636 |
79.046 |
Habertürk. |
480 |
0 |
0 |
Atatürk logolu çay bardağı ve anahtarlık satmaktan siyasi partilere finansal bağımlılığa: 2023 Genel Seçim Sürecinde Muhalefet Medyasının Zorlu Yolu:
2023 Genel Seçim süreci, Türkiye'nin medya ve siyaset ilişkisinde önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor. Muhalefet medyası, son yıllarda Atatürk logolu çay bardağı ve anahtarlık satmaktan, 2019 yerel seçimlerinin ardından finansal yatırımlarla kendini güçlendirmeye yönelik önemli bir değişim yaşadı. Bu değişim, 2022 yılında Altılı Masa'nın kuruluşuyla doruk noktasına ulaştı; muhalefet partileri, medyalarını ortak bir amaç için seferber etti. Ancak, bu süreçle birlikte mali bağımsızlık sorunu, kutuplaşmayı derinleştiren medya kampanyaları ve CHP Genel Merkezi ile sıkı bağlar gibi yeni sorunlar ortaya çıktı. Muhalefet medyası, bu dönemde tartışmalı finansal ilişkilere ve Kılıçdaroğlu'nun başkan adaylığı etrafında dönüp dolaşan karmaşık haberlere sahne oldu.
Daha önceki seçim dönemlerinde, muhalefet adayları kampanyalarını neredeyse medya desteği olmadan sürdürüyorlardı. Mayıs seçimlerinin kaybedilmesiyle birlikte pandoranın kutusu açıldı. CHP’nin Halk TV ile yaptığı protokolü iptal etmesiyle birlikte kamuoyu, bu partiden Halk TV’ye grup konuşmalarını yayınlaması karşılığı para transferi yapıldığını öğrendi. Bu aslında şaibeli bir mali ilişkiye işaret ediyordu. Çünkü ana muhalefet partisinin grup konuşmasını yayınlamak bir istisna değildir ve muhalif bir televizyon kanalının asli vazifesidir. Tartışmaların sürdüğü günlerde Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Cafer Mahiroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem’i hedef aldı ve bir trol ordusu kurmaya çalıştığını söyledi. Mahiroğlu, Eren Erdem’in Youtuber olarak bilinen internet yayıncılarına aylık 150 bin TL ödeme yaptığını söyledi. Bu dönemde en çok konuşulan konulardan birisi, CHP’nin medya için ayırdığı 367 milyon TL tutarındaki reklam bütçesi oldu. Medyascope ve Gazete Duvar, bu bütçeden çok cüzi bir pay aldıklarını beyan ettiler. Ancak bu kaynağın dağıtımı şeffaf olmadı ve geriye kalan devasa miktarın hangi gazetecilere ve kurumlara dağıtıldığı hala netlik kazanmadı. Durumu dramatik kılan, muhalefetin aday belirleme sürecinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun aday olabilmesi için yürütülen medya kampanyası oldu. Kılıçdaroğlu, son ana kadar başkan adaylığını ilan etmedi ve adayın önemsiz olduğunu iddia etti. Ancak muhalefet medyası; Kılıçdaroğlu adaylığının tüm kesimler tarafından kabul edildiğini içeren haberleri bu süreçte yaydılar ve bu adaylığa karşı çıkanları, AKP’ye hizmet etmekle veya 5’li Çete olarak bilinen ve kamu ihalelerinden en fazla pay alan müteahhitlik firmalarının adamı olmakla itham edildiler.
Rapordaki diğer veriler şu şekildedir:
MLSA’nın verilerine göre 27 Haziran 2023 itibariyle cezaevlerinde toplam 37 gazeteci bulunmaktadır. Geçtiğimiz sene bu rakam MLSA verilerine göre 59 idi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre ise, 15 Ağustos 2023 tarihi itibariyle geçtiğimiz sene ağırlıklı olarak Kürt medyasına bağlı gazeteciler cezaevine gönderilmiştir. Bunlar arasında Mezopotamya Haber Ajansı’na bağlı üç gazeteci, Yeni Yaşam Gazetesi’ne bağlı bir gazeteci vardır.1 Geride bıraktığımız
yıl yaşanan gazeteci tutuklamaları arasında en göze çarpanı ise TELE 1 televizyonu genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ olmuştur.
RTÜK üyesi olan İlhan Taşçı’nın 2023 yılının Ocak ayında, “RTÜK 2022 Karnesi” başlıklı bir dosya hazırlamıştır. Buna göre, 2022 yılında RTÜK’ün kanallara verdiği cezaların sayısı:
Halk TV: 23 Tele 1: 16 KRT TV: 6 Fox TV: 4 Flash TV: 4 |
TGRT: 2 Beyaz TV: 2 ATV: 1 A Haber: 0 Ülke TV: 0 Kanal 7: 0 TV Net: 0 TV 24: 0 |
Görüldüğü üzere; muhalif yayın politikasına sahip kanallar 2022 yılında RTÜK tarafından 53 kez cezalandırılırken, iktidara yakın medya kurumları için bu rakam sadece 5 olmuştur.
Öte yandan, televizyon kanallarına verilen idari para cezalarının miktarında da büyük bir dengesizlik vardır.
Muhalefet medyası olarak bilinen, Halk Tv, Tele1, KRT ve Flash TV’ye verilen cezaların toplam tutarı 17 milyon 335 bin TL olurken, TGRT, Beyaz TV ve ATV’ye uygulanan para cezasının toplam tutarı 1 milyon 674 bin TL olmuştur.3 RTÜK’ün geçtiğimiz sene Özgürlükler açısından tehdit sayılabilecek tutumu geleneksel medyanın dışına taşmış ve dijital platformlara uzanmıştır. Özellikle hükümetin son yıllarda öne çıkardığı LGBT karşıtı söylem RTÜK tarafından koşulsuz şekilde kabullenilmiş ve LGBT propagandası yaptıkları gerekçesiyle Netflix, Disney+, Amazon Prime, Mubi, Blu TV ve Bein platformlarına en üst sınırdan idari para cezası verilmiştir.
Geçtiğimiz sene, web siteleri ve sosyal medya platformları da yasal yollardan etkin şekilde denetlendi ve sınırlandırıldı. Burada, haber içeriklerine getirilen erişim yasakları özellikle dikkat çekmektedir. Free Web Türkiye web sitesine göre, sadece 2023 Haziran ve Temmuz aylarında erişime engellenen içerik sayısı 1295’tir. Erişime engellenen içerikler incelendiğinde özellikle AKP üyesi siyasetçiler, onların akrabaları, bürokratlar, borsa manipülatörleri ve dini yapılanmalarla ilgili haberler öne çıkmaktadır. Özellikle, Reuters’in Bilal Erdoğan ile ilgili haberine getirilen erişim yasağı bu dönemde en çok konuşulan konularından birisi oldu. İfade Özgürlüğü Derneği; Aralık 2022 itibariyle Türkiye’de 712.558 alan adının, 150.000 URL’nin ve 55.500 tweet erişime engellendiğini duyurmuştur.
Raporun tamamını Özgürlük Araştırmaları websitesinden ulaşabilirsiniz: link link link
Yorum Yap