Bahçeli'den 'süreç' açıklaması: 'Önümüzdeki günler her türlü provokasyona açık!'
Akit yazarı isyanda: 'Kusura bakma ey hükumet, bu şekilde devam ederse...'
İktidara en yakın gazetelerden Akit’te köşe yazıları yazan İdris Günaydın hayat pahalılığına isyan etti. Pahalılığından dolayı karpuz alamadığı için dilim karpuz almak zorunda olduğunu söyleyen Günaydın, “Kusura bakma ey hükumet, bu şekilde devam ederse gelecek seçimi hiç umutlu görmüyorum” ifadelerini kullandı.
AKP’ye en yakın ‘gazetelerden’ Yeni Akit’in yazarı İdris Günaydın, köşe yazısında emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına değinerek hükümete sert eleştirilerde bulundu.
"GELECEK SEÇİMİ HİÇ UMUTLU GÖRMÜYORUM"
Yazısında, hayat pahalılığına karşı hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken Günaydın “Ne yapalım? Battı balık yan gider demekten, dünya yıkıldı da altında sade ben mi kaldım demekten başka çare yok. Bu şekilde devam ederse gelecek seçimi hiç umutlu görmüyorum” ifadelerini kullandı.
"ZEHİR İSE BU ZEHRİ İÇECEĞİZ DİYORLAR"
Günaydın, "Ben bu hükumetin başta kalmasından yanayım. Aksi tam bir felaket olur. Ama bunu düşünen benim. Herkes benim gibi mi düşünüyor? En yakınlarım bile; yıllarca balkonundan Tayyip Erdoğan’ın posterini eksik etmeyenler, ‘Zehir ise bu zehri içeceğiz’ diyorlar" sözlerine yer verdi.
İdris Günaydın’ın Akit’teki köşe yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Yıl şimdi 2025… Bugün pazara gittim. Evim kira değil, üstelik hanımım da ben de emekliyim. Ay olarak aynı aylara tekabül ediyor. Karpuz tezgâhlarını gezdim. İki yüz TL’den aşağı karpuz yok. Alamadım ve dilim karpuz aldım. Üç nüfusum…
Evet… Emeklilerin sızlanmalarına hak veriyorum. Hele SGK emeklileri, bir de evleri kira ise durum feci…
Denilebilir ki; dolar bazında durum çok da öyle karamsar değil. Doğru ama dolar artışını da aşan bir pazar pahalılığı var. Sanki kontrol yok gibi.
İş geliyor benim defalarca yazdığım o gerçeğe. Stok yapana veya fiyatları usulsüz ve mantıksız değiştirene devlet hâlâ para cezası veriyor. Hâlâ para cezası… Kusura bakma ey hükumet. Bu pahalılığın çeyrek sebebi de sensin. Diyoruz ki; para cezası verme iş yerini kapat. Adam kötü imaj edinsin. Çünkü sen para cezası veriyorsun. Adam binlerce kalem maldan her birine birer lira zam yapıyor ve fazlasıyla cezayı çıkarıyor.
İş yerini veya şubeyi kapat. Aylık veya aylar süren ceza ver. Üç-beş kabzımalı düşünüyorsun da milyonlarca halkı niye düşünmüyorsun?
Maalesef dilimle de karpuz aldık.
Ben bu hükumetin başta kalmasından yanayım. Aksi tam bir felaket olur. Ama bunu düşünen benim. Herkes benim gibi mi düşünüyor? En yakınlarım bile; yıllarca balkonundan Tayyip Erdoğan’ın posterini eksik etmeyenler, ‘Zehir ise bu zehri içeceğiz’ diyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız; ‘Benim kaymakamım, valim gece uyumayacak icabında’ diyor. Diyor da kendine en yakın olduğu söylenenlere ulaşamıyoruz. İyi mi?
Ne yapalım? Battı balık yan gider demekten, dünya yıkıldı da altında sade ben mi kaldım demekten başka çare yok. Bu şekilde devam ederse gelecek seçimi hiç umutlu görmüyorum.
Umarım, emeklilerin çektiği bu krizin mantıklı bir izahı olur cumhurbaşkanımız tarafından. Yoksa Abdülhamit’e ‘Efendim Hareket ordusuna karşı Kuvayı İnzibatiyyeyi meydanlara sürelim mi’ sorusuna verdiği ‘Hayır, sürmeyin. Bizim için vade doldu’ dediği akıbet vuku bulmaz.”
Yorum Yap