AGİT Referandumu Mercek Altına Alacak

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT) Seçim Gözlem Heyeti temsilcileri, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger’i ziyaret etti. Türkiye’de seçim güvenliğinin yanı sıra CHP’nin çalışmaları, medya erişimi ve medya özgürlüğü, referandumda devlet olanaklarının kullanımı, ‘Hayır’ tarafında yer alanlara dönük baskılar üzerine geniş değerlendirmelerin yapıldığı toplantı yaklaşık üç saat sürdü.

AGİT REFERANDUMU MERCEK ALTINA ALACAK

AGİT heyeti, seçim sürecindeki propaganda sistemini, basın özgürlüğünü, Yüksek Seçim Kurulu’nun çalışmalarını, kamu kaynaklarının kullanımı gibi bir çok konuyu mercek altına alacak. Diğer siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile de temaslar kuran AGİT’in ortaya koyduğu veriler ise rapor haline getirilerek yayınlanacak.

CHP’nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger konuyla ilgili yaptığı açıklamada, AGİT heyetinin Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve daha sonraki 1 Kasım ve 7 Haziran seçimlerini de yakından takip ettiğini hatırlattı.

Genel Başkan Yardımcısı Aksünger şöyle konuştu:

“AGİT’in Türkiye ile ilgili daha önce hazırladığı raporlara bakıldığında iktidarın propaganda faaliyetlerini resmi devlet organizasyonlarıyla birleştirilmesi, medya ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması, TRT ve iktidara yakın medyanın taraflı yayıncılığı, Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz mekanizmasının sağlıklı çalışmadığı, devlete ait şirketlerin kamu ihalelerinin ve reklamlarının hükümet ile bağlantılı işletmelere verilmesi tek tek sıralanmıştı. 16 Nisan’da gerçekleşecek referandumda da aynı sorunların devam ettiğini görüyoruz. Bu durum Türkiye’nin dünyadaki imajının ne olacağını etkiliyor. Faturayı bu imajı bozanlar değil yine vatandaş ödüyor. Biz CHP olarak demokratik bir seçim olması için elimizden geleni yapıyoruz. Sandığa sahip çıkarak da milletin iradesinin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkması için de gerekli tedbirleri aldık ve takibini yapıyoruz. Sandığa sahip çıktıktan sonra bir sorun yaşanmayacaktır. Ancak haksız rekabetin ve devletin imkanlarıyla toplumu yanlış bilgilendirmenin hesabını soracak olan yine milletin kendisidir.”