Yengeç sepeti!

On bacaklılar, yani hepimizin bildiği adıyla yengeçler!

Ülkemizde pek rağbet görmemesine rağmen dünyada deniz ürünleri tüketiminde %20 gibi bir rakama ulaşan oldukça fazla tüketilen deniz mahsulüdür yengeçler.

Yengeç sepetinin kapağı sadece ve sadece bir yengeç yakalandığında kapatılır.
Birden fazla yakalanan yengeç olduğunda sepetin kapağı asla kapatılmaz, açık bırakılır.

Çünkü iki ve daha fazla yengeç olduğunda her biri sepetten çıkmak isteyeni aşağı çeker ve çıkmasını engeller.

Balıkçılar avladıkları bir yengeci balıkların içine değil ayrı bir sepete koyduktan sonra ikinci bir yengeci sepete koyarlar, birbirini fark eden iki yengeç hiç vakit kaybetmeden birbirlerine sarılır, bu sarılmayla birlikte biri diğerinin dışarı çıkmasına izin vermez. İki ve daha fazla yengeci sepete atan yengeç avcısı artık rahattır, çünkü onların dışarı çıkamayacağını bilir. Bu yüzden yengeç sepetlerinin kapağı yoktur.

Unutmayın yengeç sepetine genellikle kapak gerekmez. Yengeçlerden biri yukarı doğru tırmanmaya başlarsa, ikinci bir yengeç onun arkasından tırmanır ve ona kancalarını takar, bir başka yengeçte gelir ona takılır, diğeri diğerine derken sepetteki tüm yengeçler birbirine takılır bu nedenle en yukarıdaki yengeç bir süre sonra bu kadar ağırlığı taşıyamaz ve hep beraber sepetin içine yuvarlanırlar. Var olan kısır döngü onlar ölene kadar devam eder. Bu durum yengecin doğasında vardır, lakin kıskançlığı birbirini çekememeyi anlatan en tutarlı örnektir çekememezliğin olduğu toplumları anlatmak için söylenen bu “yengeç sepeti” deyimi.

Bazı topluluklar vardır, birbirleri için insani olan birçok fedakârlığı yapar; birbirlerine güvenir ve birlikte hareket ederler.
Bazı topluluklarda ise kişiler arasında husumet, kıskançlık ve birbirini çekememezlik vardır.
Her yerde olduğu gibi dayanışmanın olduğu toplumlar güven içerisinde hızla yol alırken, kıskançlığın olduğu toplumdaki bireylerin ne kendileri başarılı olabilirler ne de diğerleri. Bu tespitimizi tüm kurumlar ve topluluklar için söyleyebiliriz.

Bunların farkında olarak toplumda ve birlikte olduğumuz sosyal ilişkilerimiz arasında dayanışmayı sağlamak için seferber olmak gerekir. Kıskançlık ve çekememezliğin önlenmesi için de her türlü tedbiri almak o toplumun en önemli meselesidir.

Siyasette çok sık rastladığımız durumdur bu birini engelleme hali. Biri ön plana çıkınca çekemeyen ön planda gözü olan diğeri başlar manipülasyona. İtibarsızlaştırmak için olmadık tezgâhlar, refüze etmek için sözün tam ortasından kesmeler vs vs. Varsa muhatabın eksiklileri ortalık yere dökülür, yoksa yaratılır. Zenginse zenginliğinin altında haramlar(çok para haramsız olmaz), yoksulsa yoksul adamın beceriksizliği (parasız adam gereksiz adamdır) mantığı!

Siyaset dünyasında bu yengeç sepetine çok benzer. Başarılı becerileri olan yetenekli biri siyaseten yükselecektir. Ne yazık ki paçalarına tutunan tutunana olur. Tek becerisi lâfazanlık olan pervasızlar başlarlar dedikoduya. Dedikoduyla beceremezlerse B planları vardır, onun adı da itibarsızlaştırmaktır. Onuda beceremeyince, C planları devreye girer “mobbing” yani psikolojik şiddetle yıldırmak. Muhakkak bir yolunu bulur ve o meziyetli birikimli kişiyi veya kişileri uzaklaştırır ve meydanı kendilerine tahsis ederler.

İşte bu nedenledir ki yengeç sepetlerinden en tehlikelisi olan siyasetteki sepete asla düşmeyin, düşerseniz de çok çabuk kurtulmaya bakın!

01012012 Kaynak: Yengeç sepeti! - Hasan Hınıslı