Ümraniye CHP emekçileri nasıl bir örgüt istiyor

7 Haziran Genel Seçimleri sonrası kongre sürecini başlatan Cumhuriyet Halk Partisi’nde üyenin nabzını yenisoluk.com tutacak.

Yeni Soluk Özel – Seçim takvimine göre ilçe kongreleri 28 Eylül-25 Ekim tarihleri arasında olacak.

yenisoluk.com, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilin, ilçe örgütü emekçileriyle konuşacak. Parti emekçileri nasıl bir CHP istediğini anlatacak.

Yazı dizimizin bugünkü durağı Ümraniye.

Bakalım CHP’nin Ümraniye’li parti emekçileri nasıl bir CHP istiyor?

BENİM İLÇEM ÜMRANİYE

cafer-akturk

Cafer Aktürk diyor ki:

Bildiklerimizi açığa vurabilmek…

Cumhuriyet halk partisi neden başarı elde edemiyor?

Yoksa başarılı mıdır?

İktidar olma hedefi gerçekten var mıdır.?

Girdiği her seçimi kaybetmesi bir kader midir?

Başarısızlığın sebebi örgütün müdür? Yoksa erk noktasında bulunanlar mıdır?

Sürekli bir başarısızlık ortada iken gelişmiş ülkelerde olduğu gibi istifa mekanizması neden hayat bulmuyor?

Seçim stratejilerinde hatamı yapmaktadır?

Yoksa komple teorilerinde konuşulduğu üzere dış güçler CHP’nin iktidar olmasını istemiyor mudur?

CHP kendisine biçilen rolü mü yerine getiriyor?

Tüm bu başarısızlıklar nedeniyle ülke karanlığa doğru yol alırken halen bireysel çıkarların ön planda tutulmasının arkasında yatan sebep nedir?

Özellikle seçim sürecinde aşından, ekmeğinden kısıp var gücü ile çalışan örgüt emekçileri seçim sonucunda kaçınılmaz gerçek ile karşılaştığında duyduğu üzüntü erk noktasında olanları ne derece ilgilendirmektedir?

Bu ve benzeri sorular daha da çoğaltılabilir.

Peki, gerçek durumumuz nedir?

Hangi dönem olursa olsun tüm başarısızlıklara rağmen erk’i eline geçirenlerin bu konumu bırakmak istemediği tam tersine konumlarını sağlamlaştırmak için her türlü siyasi hamleleri yaptıkları bir gerçektir. Geçmişe dönüp baktığımızda bunu hemen hemen her dönem partinin her kademesinde görmek mümkündür. Siyaset yapma tarzı bu olunca iktidar olma hedefi elbette ki olamaz. Kendi örgütü içerisinde bir adalet duygusu yaratmadan bir başarı ve genel siyasette inandırıcılığı sağlamak mümkün olamamaktadır. Nitekim durum böyle olunca bulunduğu konumu korumak birinci öncelik haline gelmektedir. Bu nedenledir ki; Denenen ve sonucu başarısızlık olan yöntemleri yeniden deneyerek bir başarı elde edilmeyeceği bilinmesine rağmen bu yöntemlerin deneniyor olmasının tek bir sebebi olabilir. İktidar olunacağına inanılmadığı için mevcut konumu korumaya yönelik siyaset yapılmaktadır. Doğal olarak hedef ve vizyon bu olunca örgüt içi hukuk ve adalet duygusunun realitede sağlanması mümkün değildir. Çünkü bu siyaset tarzını benimseyenler bu adaletsiz ortamda istedikleri noktalarda durmaya devam edebilirler. Aksi durumda bulundukları noktada ömürleri fazla olamayacaktır. Bu adaletsizlik söz konusu olunca örgüt içerisinde inandırıcılık ve inanmışlık duygusu ortadan kalkmaktadır.

Nitekim bunun en iyi örneğini 7 Haziran 2015 seçin sürecinde yaşadık.

Ön seçim sürecinde parti içi yarışta erk noktasında bulunanların konumlarını kullanarak örgüt içi dinamizme ciddi bir darbe vurduğuna şahit olduk. Halbuki ön seçim kararı ile örgüt inanılmaz bir heyecan ve hareketlilik yaşamaya başlamıştı. Bununla beraber belki de tarihin en iyi seçim bildirgesini hazırlamış ve ülke gündemini belirlemeye başlamışken önseçime darbe niteliğinde yapılan müdahale belki de alınabilecek bir seçimin kaybedilmesine sebep olmuştur.

Pazarlanacak çok güzel bir ürün var iken bunu pazarlayacak kadronun inandırıcılığını halk nezdinde kaybetmiş olmasından kaynaklı olarak başarı yerine başarısızlığın geleceği daha başından belliydi.

Ortada çalışılması gerekli olan bir seçim var iken gerek önseçim sürecinde ve gerekse önseçim sürecinin hemen ardından erk noktasında bulunanların ( ilçe, il ve genel merkez noktasında ) seçim sürecini bir kenara bırakarak 7 haziran sonrasına hazırlık yapmaları örgüt emekçilerine ve CHP’ye inanan seçmene yapılmış olan en büyük haksızlıktır.

Genel başkanı bu olgunun dışında tutmak gerekir. İnanılmaz bir azim ve gayretle çalışmıştır. Ancak A takımı ile yerel erk noktasında olanların yaptıklarına artık dönüp hesap sorması gerekmektedir. Disiplin mekanizması çalıştırılarak cerahatin temizlenmesine ihtiyaç vardır. Bunu yapmadığı sürece hem kendisine, hem kendisine inanan örgüt emekçilerine ve de CHP seçmenine karşı görevini tam olarak yerine getirememiş olacaktır.

Önseçim sürecinde ve sürecin sonuçlanmasına müteakip 7 haziran sonrası örgüt içi kongrelere hazırlık çalışmaları yapıldığının en iyi kanıtı Ocak 2015 – Haziran 2015 dönemi yapılan üye kayıtlarına bakmak yeterli olacaktır. Tarafsız bir komisyon tarafından her ilçede yapılan seçim çalışmalarının yerinde tespit edilmesi bütün gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması bir ihtiyaçtır. Bu doğrultuda yapılacak bir öz eleştiri olası bir erken seçimde başarı elde edilmesi mümkün kılabilecektir. Aksi takdirde bulunulan noktadan daha gerilere gitme tehlikesi bulunmaktadır.

Kongreler süreci ile belki de olası önseçim süreci iç içe geçecektir. Nitekim geçmiş seçim sürecinde yaşanan tüm başarısızlıkların analizi yapılmadan zaten konumlarını terk etmek istemeyen kadroların adaletli bir kongre seçim sürecini yönetebilmelerini beklemek gerçekçi olamayacaktır. Açıkçası bu konuda ciddi şüphelerin olacağı aşikardır. Tüm bunları geçtim bu ortamda yapılacak olan kongrelerde istenilen verimli, üretken, başarıya susamış, iktidar hedefleyen kadroların işbaşına gelebileceğine inanmak mümkün müdür?

Gerçek su ki; maalesef zor görünüyor. Parti bir kâğıt öğütme makinası gibi üreten kadroları öğüterek sistem dışına savurmaktadır.

Oysa ciddi bir ön çalışma ile sağlıklı bir kongre sürecinin nasıl yürütüleceğini belirlemek gerekir. Peki iktidarı hedefleyen bir parti nasıl bir yapıda olmalıdır. Hangi yöntemler ile daha katılımcı ve sosyal değerlere önem veren bir yapı oluşturulabilir..

Öncelikle şu an meclis aritmetiği uygun iken acil olarak siyasi partiler yasası değiştirilmelidir. Bundan sonra örgüt içi seçimler yapılmalıdır.

Örgüt içi seçimler tüm üyeler ile gerçekleştirilmelidir. Hatta başarabiliyor ise ilçe başkanlarının kendi ilçelerindeki üye ve üye olmayan vatandaşların oy kullanmalarına olanak sağlayacak bir yöntem ile seçilmeleri daha sağlıklı olacaktır. Bunun için en az 6 aylık bir kampanya süreci yaratılmalıdır. Bu durum ilçe başkan adaylarının kendi ilçelerinde tanınmalarına olanak sağlayacaktır. İlçe başkanının kendi yürütmesini kendisinin seçmesine imkân verilmelidir. Kaldı ki kendi A takımının iyi seçmek zorundadır ki girdiği yarışta başarı elde edebilsin. Bu şekilde ahbap -çavuş ilişkisi de son bulmuş olacaktır. Kaldı ki ilçe başkanlığında göstereceği başarılı bir performans gelecek yerel veya genel seçimlerdeki kendi ilçesinin potansiyel en güçlü adayı olacaktır.

Bununla beraber örgüt üyeleri tarafından seçilen bir ilçe meclisi oluşturulmalıdır. Bu meclis nispi temsile göre seçilmeli ve o ilçenin parti çalışmaları ile ilgili yasama görevi yapmalıdır. Ya da ilçe başkanı herhangi bir konuda meclisin bilgisine başvurmalıdır. Meclis çalışma şekil ve yetkileri tartışılarak konumlandırılabilir. Böylece demokrasisinin tüm kanalları ilçe bazında çalıştırılmış olacaktır. Daha dinamik ve verimli bir yapı oluşturulmuş olacaktır. İl başkanları da aynı mantık ile seçilmeli, ilçe meclislerinin kendi içinde seçeceği 2 şer kişi(bu sayı tartışılabilir) ile il meclis oluşturulabilir.

Genel başkanlar ise ülke genelindeki tüm üyelerin katılımı ( hatta gönül ister ki bu süreçte sorumluluk gösterecek tüm vatandaşların katılımı ) ile yapılacak bir seçim ile belirlenmelidir. Yine genel başkan kendi MYK’sını kendisi belirlemelidir. Parti meclisi ise nüfus yoğunluğuna bağlı olarak il meclislerinin kendi içerisinde seçeceği belirli sayıdaki kişilerden oluşmalıdır.

Böylece daha demokratik ve sağlıklı bir yapı oluşturma şansını elde etmiş oluruz.

Ancak, yapılacak tüm seçimlerde kurallara uyulmasını denetleyecek seçim komiteleri oluşturulmalıdır. Bu komiteler parti meclis içerisinde 3 kişi ve seçim yapılan ilçe veya il’de ki aday adaylarının belirledikleri 1’er kişinin katılımı ile oluşturulmalıdır. Bu komite genel başkan dahil hiçbir erk’e bağlı olmamalı ve kendi içinde özerk olmalıdır.

Başarı isteniyorsa farklı yöntemler denemek zorundayız. Bunun için bu kongre bir başlangıç olabilir. Önce partiler yasası ardından bir tüzük kurultayı ve sonrasında yukarıda tariflediğim yöntem ile kongre ve kurultay seçimleri yapılabilir. Şuna inanıyorum ki ilk yerel yada genel seçimlerde başarı mümkün olacaktır.

Gerçekleşir mi? evet. Yeter ki isteyelim…

Cafer Aktürk/CHP Ümraniye üyesi

 

BENİM İLÇEM ÜMRANİYE

gulseren-bektas

Gülseren Bektaş diyor ki:

Benim ilçemin başkanının özellikle örgütüyle hiç bir sorunu olmamalı. Yönetimdeki arkadaşlarla gayet uyum içinde olmalı. Hiç bir şekilde yönetim toplantısı olsun, örgüt toplantısı olsun düzeyi düşürmemeli. Başkanın karar aşamalarında veya karar alınırken önce yönetimle, devamında örgütle beraber ve birlik içinde kararlar alınmalı. Her karar almada örgüt olmasa da kesinlikle yönetimle beraber ortak kararlar alınmalı. Uyum içerisinde karşılıklı bilgi ve bilgilendirmeler yapılmalı. Başkan toparlayıcı olmalı. Özellikle başkanın üyelerle örgütüyle mümkün mertebe sorun yaşamaması lazım. Küsmüş üyeler olmaması lazım. Daha çok dışarda pazarda esnaf ziyaretlerinde hatta evlerinde genç insanların bulunduğu, yaşlı insanların bulunduğu evleri ziyaret etmeli, insanlarla iyi diyalog içerisinde bulunmalı. Örgüt toplantıları daha sık yapılmalı. İlçeye akademisyen veya konumunda uzman kişiler davet edilip paneller düzenlenmeli. Halkla iç içe olmalı. benim için en önemlisi başkan ve yönetimin bir gurup çalışması sergilemeliler. Diğer partilerdeki gördüğümüz adaletsizlikleri en azından kendi içimizde olmalarına izin vermemeliyiz. Duruşumuz net olmalı. mahalle seçimlerinde delegasyon seçimlerinde insanlar çarşaf listeyle le kimsenin etkisi altında kalmadan bir oy kullanabilmeliler. Özellikle benim adamım senin adamın diyerek alttan anahtar veya blok listeler hazırlanılmamasına büyük özen gösterilmeli. Ama maalesef herkesler den önce bakıyoruz başkan adayları koltuklarından vaz geçmemek adına böyle şeylere gerek duyuyorlar.

Gülseren Bektaş/Ümraniye