Tarhan: Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırdı

CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin politikası üzerine yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırdı. Açıklamada, “Sayın genel başkan ve ekibi makamdan ayrılma ve kurultaya gitme sorumluluğunu göstermelidir” denildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) çatı aday olarak desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yüzde 38.4 oy alması CHP’de tartışmalara yol açtı. CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan bugün TBMM’de yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırarak partinin kurultaya gitmesi gerektiğini ifade etti.

Tarhan’a, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, İstanbul Milletvekili Nur Serter ve Mersin Milletvekili İsa Gök destek verdi.

Tarhan’ın açıklamasından satır başları şu şekilde:

“Türkiye’de ilk kez halkoyu ile gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yönetimler aksini söylese de muhalefet ağır bir yenilgi ile çıkmıştır.”

“Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi ve ardından ortaya çıkan yolsuzluklar, yanlış dış politika tercihleri ile yıpranmış olduğu bir süreçte yapılan aday tercihi ile ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı kendisine armağan edilmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın, devletin tüm gücünü ve sınırsız para kaynaklarını kullanarak elde ettiği sonuç, gerçek bir başarı sayılamaz, ancak tercih edilen adayın özelliklerinin de sonuca doğrudan etkili olduğu kuşkusuzdur.”

“CHP direnmeliydi, asla tıpış tıpış bir parti olmamalıydı. Bu dönem kimlerin parti direncini kırdığı konusunda bir test dönemi olmuştur.

“Söylemiştik, eminim halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı adayımız için partililerimiz, ülkedeki adaletsizlikleri kenardan izleyen değil, bunlarla savaşan birini görmek, onun için heyecanlanmak isterlerdi… Çatı, kölelik düzeniyle, kadının aşağılanmasıyla, baskılarla, taassup örtüsü örtülmüş hırsızlıklarla mücadelenin çatısı olsun isterlerdi. Her seferinde bir umutla sandığa koşan insanlarımız yine bir seçim akşamı başlarını eğmek istemezlerdi. İnandığı değerler için mücadele etmiş olmanın onurunu yaşamak isterlerdi. İlk turda herkes kendisini temsil eden bir adaya oy verseydi, katılım daha yüksek olmaz mıydı? Katılımı güçlendirecek bir formülle daha ilk turda rakibin kazanma ihtimali yok edilemez miydi? Sonuç ortada, ikinci tura taşıyabileceğimiz bir seçimi ilk turda kaybettik. Dünyada her hangi bir siyasal parti yoktur ki daha seçime girmeden kendi değer ve önermelerinden vazgeçip havlu atsın. Üstelik artı bir oy için ilkelerinden ödün verip, milyonlarcasını kaybetsin.”

“Partilerin kendi görüş ve düşüncelerini topluma anlatmak, kitlesini artırmak güven vermek, tabanıyla duygusal bağı korumak gibi bir görevleri olduğu unutulmuştu sanki. Enerji yoktu, umut yoktu, en önemlisi gerçek yok, kurgu vardı. Girdiğiniz her kabın şeklini alacağım derken sanki o kaba hapsolmuştunuz. Onun yöntemlerini uyguluyordunuz. Oysa biz yıllardır bütün birikimimizle RTE gibi adamlar ve onun zihniyeti ile mücadele ediyoruz. Onun gibi olmak istemiyoruz, ona benzeyerek oy almak filan da istemiyoruz. Onun zihniyetini kullanmıyoruz, biz başka bir ruhu temsil ediyoruz. Dün de öyleydik yarın da öyle olacağız.”

“Bir CHP’li için önümüze çekilen duvarlar aşılacak yerlerdi ama bize alışılacak yerler olduğu söylendi. İçinizdeki itiraz ruhunu tutsak edin, ehlileşin her şeye alışın her söylediğimizi yapın” dendi… Birden bire zuhur eden bir adayı aslında kimin önerdiğini sorgulamamız dahi yasaklandı. CHP’yi bu çaresiz hale düşürenler şimdi mutlu mu? Kendi tabanına yabancılaştırmaktan, belleğini silip, kurucusunu unutturmaya çalışmaktan, gezide direnenleri terk etmekten ne kazandı?”

“Onlarca siyasi partinin adayı olan bir adayın onların toplam oyundan % 8,5 düşük oy almasını bir ‘başarı’ olarak nitelemek ise, tabanının aklı ile alay etmektir. Doğrusu ise şudur, halka umut verecek, Türkiye’yi ve sorunlarını bilen ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyetle hesaplaşmasını sonlandıracak, yolsuzluklarını yüzüne vuracak, hesap soracak bir aday çıkartılamamış olması, CHP Yönetimi adına ağır bir yenilgidir. RTE’nin icraatlarına hayranlık duyan ve bizim mücadele ettiğimiz bir anlayışla gayet uyumlu olduğunu deklare edeni sahiplenmek aslında bir bakıma “yalancıdan başbakan da olur, cumhurbaşkanı da demektir.”

“CHP’nin programından sürekli ödün verilerek sürdürülen bu muhalefet anlayışında artık sona gelinmiştir. ”Risk alındığı” ifade edilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki sonucun başarısızlık olduğu görülmeli ve gereği yapılmalıdır. Tabanının beklentisi budur. Sayın genel başkan ve ekibi makamdan ayrılma ve kurultaya gitme sorumluluğunu göstermelidir.”

“Biz, kanımıza bulaştırılmak istenen ve içimizdeki direniş ruhunu yatıştıracak hiçbir sakinleştiriciyi kabul etmiyoruz. ideolojimizin temel dayanakları üç ana kaynaktır : devrimler ve altı ok , Sosyal demokrasinin evrensel kuralları ve Anadolu ve Trakya’nın tarihsel ve felsefi birikimi. Bunu asla unutmadan artık bu son musibetten kazanma arzusunu söküp çıkartmalıyız.”

“Bu sonuç partimizin varlık-yokluk sürecine girdiğini, önümüzdeki genel seçimlerinden zaferle çıkmak bir yana ana muhalefet özelliğini dahi yitirme riski ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Bu açık ve yakın tehlike karşısında, gerçek sorumluluk sahibi kurultay delegelerimizi partimizin ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”