Tandoğan Meydanı’nın adı ‘Anadolu Meydanı’ oldu

Ankara’nın en eski meydanlarından Tandoğan Meydanı’nın ismi “Anadolu Meydanı” olarak değiştirildi.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde görüşülen isim değişikliği önergesine CHP’li meclis üyeleri itiraz etti. MHP’li üyeler ise Tandoğan isminin değiştirilmesinde çekimser oy kullandı. Meydanın yeni ismi 96 AKP’li ve 3 bağımsız meclis üyesinin oyuyla kabul edildi.

Başkent’in en tanındık mekanlarından biri olan Tandoğan Meydanı, ismini eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’dan alıyordu. Meydanın ismi ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 2012 yılında değiştirilmiş ve “Nevzat” ismi kaldırılarak Tandoğan Meydanı olarak değiştirilmişti. Bu değişiklikten yaklaşık 3 yıl sonra meydanın ismi tamamen değiştirilerek Anadolu Meydanı yapıldı.

‘TÜRKİYE’YE KOMÜNİZM LAZIMSA ONU DA BİZ GETİRİRİZ’

1929 yılında Ankara Valiliği’ne atanan ve aynı zamanda Ankara Belediye Başkanı da olan Nevzat Tandoğan, valilik yaptığı dönemde halk ve kendi istediklerini yazmayan gazeteciler üzerinde baskı kurmuştu. Tandoğan’ın akıllarda kalan en büyük icraatı, “Türkiye’ye komünizm lazımsa onu da biz getiririz” sözüydü.

Sarhoşları gece yarısı toplayıp şehir dışındaki kazan yoluna bırakması, yine Ankara’da bazı cadde ve sokakları kasketli, şalvarlı Türk köylüsüne yasaklamasıyla ünlüdür. Devlet büyüklerine suikast olur diye Atatürk Bulvarı üzerinde lokanta, kafe vs. gibi dükkânların açılmasını da engellediği söylenir. Ankara’da 1945 yılında işlenen ve o dönem “Ankara Cinayeti” olarak anılan olayda adı geçen Vali Tandoğan, cinayeti kasten ve bilerek örtbas etmekle suçlanmıştır. Bir doktoru öldüren Haşmet Orbay’ın (eski Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu) suçunu Reşit isimli bir şüpheliye yıkmaya çalıştıysa da, bu olmamış, kendisi de konuyla ilgili mahkemede, Bolu’da hakim önüne çıkmıştır.
Derler ki, mübaşirin kendisini “tanık Nevzat Tandoğan” diye çağırmasına ve hâkimin memleketin yetiştirdiği bu müstesna kişiliğe alelade bir tanık gibi davranmasına içerlemiştir.  Yaşananların ardından çevresindeki yakın dostlarının kendine sırt çevirdiğini düşünerek, 9 Temmuz 1946’da tabancası ile intihar etmişti.