Soykırım mı soya kıyım mı?

Sevgili okurlarım,

Ermeni kızı İrma ile Türk kızı Hatice’nin öyküsü bu.

Bu haftaki yazımda sizlere gündemin önemli konularından biri olan Ermeni Soykırımını tarihe tanık olmuş bir ailenin torunu olarak yorumlamak istiyorum.

Sorum şu: Soykırım mı, soya kıyım mı?

Doğulu bir ailenin çocuğuyum, ailem Erzincan’lı. Çok ilginçtir ki hem Ermenilerin yaptığı kötülüklere hem de Türklerin yaptığı kötülüklere şahit olmuş bir aileye sahibim. Rahmetli ciciannemden (Hatice-dedemin ilk eşi) Ermenilerin köylere yapmış olduğu baskın ve zulümleri dinleyerek büyüdüm ben. Çocukluğumda ciciannem (Hatice) ilk eşini bir akşam vakti evleri basılarak Ermeniler tarafından götürülüp ve kurşuna dizildiğini anlatırdı bizlere masal niyetine. O köydeki bütün erkeklerin ve erkek çocukların dağa kaçırılıp bir daha dönmedikleri vardı o masalda. Anlatırken de gözleri öfke ve kin doluydu. Hatice anne o günleri hiç ama hiç unutmamıştı. Üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen hala gece en ufak bir tıkırtıda uyanır ve “ Ermeniler mi geldi” telaşına kapılır, sabaha kadar nöbet tutardı kapının önünde! Bu çok ağır bir travmaydı.

Bir başka dram ise aile dostumuz Mehmet Ali Paşa’nın baktığı, büyüttüğü besleme kızları rahmetli Kevser teyze’nin ( İrma ) öyküsü. Erzincan’da üç yaşında varlıklı bir ailenin tek kızıyken Türk çetelerin baskını sonucunda anne ve babası kaçırılıyor. Babası baskın sırasında ölmeden önce kızının beline evde ne kadar altın varsa beline sarıyor ve çocuğu gizliyor kuytu bir yere. Daha sonra Mehmet Ali Paşa’ya getiriyorlar bu kız çocuğunu. Masmavi gözlü sapsarı saçlı İrma’yı gören paşa evine götürüyor ürkek ve korkmuş kız çocuğunu. İrma olan ismini Kevser olarak değiştiriyorlar. Küçük kız bundan sonraki hayatına bir Müslüman olarak devam ediyor. Büyüyünce de ömrü boyunca o paşa ailesine sadakatle hizmet ediyor. Üstelik namazını bir gün bile kaçırmadan. Hiç evlenmiyor.

Şimdi, Hatice’ye sorsak “ Önce Ermeniler başlattı.” Küçük İrma’ya sorsak “ Türkler başlattı” diyecektir. İkisinin de öyküsünü yazdım.

Peki hangisi haklı sizce?

Peki Ermeniler ne istiyor? Bizim topraklarımız, dediği Doğu Anadolu’yu mu?

Gelin o halde biraz tarihin sayfalarına dönelim, Doğu Anadolu Ermenilerin mi değil mi bir bakalım.

M.Ö. 3000 yılında Akadların çivi yazılı belgelerinde Doğu Anadolu’ya “Armanu” denilmekte. Yani Ermenilere ilk ismi Akadlar vermiş. O dönem Doğu Anadolu Armanu olarak biliniyor. Aslında Ermeniler kendilerine Haikh demekte ve hatta Friglerle akraba oldukları düşünülmekte.

Daha sonra Doğu Anadolu’da Urartu Devleti’nin yıkılmasını fırsat bilen Ermeniler onların topraklarına yerleşirler. O halde Ermenilerin Anadolu’daki tarihleri M.Ö. 6. yüzyıldan daha geriye gitmiyor. Oysaki Türkler, M.Ö. 3.000 yılın sonlarından itibaren Anadolu’da bulunuyor. Bunu biz söylemiyoruz bütün tarih kitaplarında bulabilirsiniz. Demek ki Doğu Anadolu toprağı Ermenilere ait değil demek ki bizim olan toprakları tekrar geri almışız.

Peki Ermeniler Türkler tarafından dışlandı mı?

Hepimiz bildiğimiz gibi Ermenilere Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin en üst kademelerinde birçok görevler verilmiştir. Kendileri vergiden muaf tutulmuşlar, diledikleri gibi ibadetlerini yapmışlar ve diledikleri gibi kendi okullarında eğitimlerini almışlardır. Komşularımız, dostlarımız hatta zaman zaman kız alıp verdiğimiz akrabalarımız onlar bizim. Ve hatta Çanakkale’de Dumlupınar’da, Sakarya’da savaşan, şehit olan oğulları Aslan Mehmetciğimizdi onlar bizim.

Ancak daha sonra emperyalist devletlerin teşvik ve tahrikleriyle memleket içerisinde karışıklıklar çıkarmaya ve devlet için problem olmaya başlamışlar. Birinci Dünya Savaşı sırasında devlete isyan ederek sivil Anadolu halkını katletmeye başlamışlar. (Hatice’nin hikayesi ) Osmanlı yönetimi de 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarmış olduğu Tehcir Kanunu ile Ermenileri göçe zorlamıştır. Bu göç sırasında Ermeniler Osmanlı ordusunun yüz binlerce Ermeni’ye soykırım uyguladığını iddia etmiştir. Oysaki gerçekler bunun tamamen aksini ortaya koymakta. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde yapılan kazılarda çok sayıda toplu mezarlar ortaya çıkarıldı. Müslüman Türklere ait olan bu mezarlar, Ermenilerin değil Türklerin soykırıma uğradığının en açık delillerinden değil midir? Hatta soya kıyımına?

Ermeniler bir süre sonra Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir Ermenistan Devleti kurmak amacıyla Türklerle mücadeleye girmişler, ancak Şark Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa tarafından mağlup edilmişlerdir. Karabekir Paşa’nın buram buram tarih kokan müze evinde girişteki soldaki odanın duvarında bir tablo ile karşılarsınız. Bu tablo çok çok özeldir. Çünkü Trabzon Ermeni Yetimleri tarafından "Yetimler babası kahraman Kazım Karabekir Paşa hazretleri"ne diyerek ermeni çocuklar tarafından armağan edilmiştir. Ermeni soykırımını onaylayan ABD'ye bu tablonun bir kopyasını göndermeli. Soykırım yapan bir millet neden o yetim çocuklara sahip çıksın? Neden hala Ermeni okullarında özgürce eğitim yapabilmeye izin versin? Neden Ermeniler için ayrı kiliseler inşa edilmesine izin versin? Madem Ermeni kötüyse düşmansa neden onların çocuklarını askere alsın? Ve biz bu kadar kötüysek Türkiye’de dip dibe can cana beraber yaşadığımız Ermeni komşularımız neden “ Soykırım yok, biz Türküz” diyebiliyor?

Evet, iki tarafta birbirine kötülük yapmış olabilir o tarihte. Herkes ne yaşadığını bilir. Esasen bu durumu inkar eden de yok. Zapt edilmesi mümkün olmayan şahsi kin ve öç alma duyguları çerçevesinde, Türkler göç ettirilen kafilelere bir takım saldırılarda bulunmuştur. Ancak hükümet, bu durumu, elinden geldiği kadar önlemeye çalışmış ve sorumlu gördüğü saldırganlarla görevlerinde ihmali görülen muhafızları da en ağır şekilde cezalandırmıştır.

Geçmişi bugünle yargılayamayız.

Sözde Ermeni soykırım iddialarının gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Soykırıma uğrayanlar Ermeniler ise Türklerde de erkek soyu toplu halde öldürülüp soya kıyım olmuştur.

Nitekim Ermeni terör saldırılarına kurban verdiğimiz 30 şehit diplomatlarımızı unutmadık!

İrma ve Hatice şimdi aynı topraklarda aynı acıyla koyun koyuna yatmakta. Onlar göçtü gitti bu dünyadan ama sorunları hala devam ediyor…

Tarih her şeye şahit. Arşivlerin açılıp incelenmesi gerek. Kulaktan dolma hikayelerle bir millete çamur atılamaz. Kızılderili ve siyahilere yapılan soykırımı da biz tanısak nasıl olur acaba?