Antalya Büyükşehir'e yeni operasyon. 20 kişi hakkında gözaltı kararı
Phryg Toplumunun Sosyo-Kültürel Yapısı
Öncelikle antik kaynaklarda bakacak olursak, Phryg halkı için; Homeros: savaşa girmek içi yanıp tutuşan halk,
Straborn: barışsever,
Arrianus: çok mutlu insanlar
Livius: Korkak,
Athenaios: Yunanlıların müzisyenlere, flüt çalanlara Phryg isimleri verdiklerini belirtir ve müzik de ,flüt çalmada başarılı olduklarını belirtir.
Herodotos: Phryg zenginliğinden bahseder. Midas’ın Delphiye tahtını adamış ve mutlaka görülmesi gerektiğini belirtir bize. Phrygialıların geldikleri toprakların bahçeleri ile de ünlü olduğunu söyler. Phrygler hakkındaki en erken görsel bilgiler Asur Kabartmaları ve duvar resimlerinden sağlanır. Asur İmparatorlu 3. Tiglathpileser (M.Ö744-727) Tabal’a karşı düzenlediği bir sefer, Nimrud’da Tiglatpileser sarayının kabartmaları ve Tell Ahmar’daki ( Kuzey Suriye’de Til Barsip) eyalet sarayının renkli fresklerinde betimlenmiştir. Bu duvar resimleri, Doğu Phryg ya da Taballıları tanımamaıza yardımcı olan eski belgelerdir. Bunlara göre; Phryg erkekleri; bukleli saçları, kısa sakalları ve Lydia tipinde yuvarlak küpeleriyle Yunan özellikleri taşırlar. Phryg kumaşından yapılmış giysiyi fibula ile tamamlıyor. Ayaklarında Anadolu’da yakın bir geçmişe değin kullanılmış olan uçları kalkık çarıklar dikkat çeker. Uzun giysileri, köşeleri püsküllü renkli yatay bantlarla bezelidir, uzun çizmeleri vardır. Herodotos Phryg piyade askerlerinin; giyim ve donanım bakımından, Paphlagonialılar’a benzettiğini bildirir. Phryg piyadeleri; dizlere kadar çıkan uzun çorap, kısa etek (uçları işlemeli) kısa mızrak ve yuvarlak kalkan taşırlar. Başlarına bazen tüylü deriden, uç kesimi öne eğik Thrak serpuşları, bazen de sorguçlu ve yanaklıklı madeni miğfer takarlar. Bu tür Phryg piyade askerlerinin betimlemelerine M.Ö 6.yy başlarına ait bir Doğu Phryg kenti olan Pazarlı da bulunmuş pişmiş toprak levhalar ile Afyon yakınlarındaki Tatarlı Phryg tümülüsünün ahşap duvarları üzerindeki boyalı panolarda rastlandı. Tabii ki tüm Doğu toplumlarında olduğu gibi Phryglerde de kadın hakkında bilinenler erkeğe kıyasla daha azdır.. Til – Barsip freskleri üzerindeki Phryg kadınları; yatay bantlarla süslü uzun giysiler, çan biçimli püskülleri olan erkeklerinkine benzer kısa tunikler giyerlerdi. Yenilenen Gordion’daki (yangınla yıkıldıktan sonra orta Phryg çağında) duvar resimlerinde de onları görmekteyiz. Buradaki kıyafetler daha çok Doğu-Yunan tarzındadır. Başlarını örttükleri türbanlar ve yüzlerini kapattıkları peçeler ise Anadolulu bir görünüm verir. Geride omuzlarına dökülen uzun kahverengi saçları, bazen bukleler yaparak alın üzerine düşer. Boyunlarında gerdanlık, bileklerinde bilezik ve kulaklarında süslü küpeler var(sallantılı iri küpe).
Phrygia'lıların önce Kuzey Batı Anadolu ya daha sonra Orta Anadolu'ya yerleşmişlerdir Balkan-Thrak göçleri sonunca gelmişlerdir ve bildiğimiz üzere günümüz ismi ile Sakarya (sangarios) Kızılırmak (haly) nehirleri ve çevresi AFYON, ANKARA, ESKİŞEHİR, KONYA, ISPARTA, BURDUR KÜTAHYA ‘ya kadar yayılmışlardır. Önceleri bu halk BRYG adını taşıyordu; Anadolu’ya göçtükten sonra yurtlarıyla birlikte adları da değişmiş ve Phryg olmuştur. Kısa sürede çok geniş bir yayılım alanı oluşması onların göçebe boylardan giderek güçlü bir siyasal örgüt ve etkili bir devlet kurabildiklerinin bir göstergesidir. Phrygia’nın iki önemli merkezi vardı: 1) Siyasal bir yönetim merkezi olan GORDİON(Yassıhöyük-Polatlı), 2) Dinsel bir merkez olan, yazlık Midas kenti Eskişehir ve Afyonkarahisar arasındadır.(Yazılıkaya) idi. Pers kralları tarafından yapılan Kral Yolu Phrygia’dan geçiyordu. Bu karayolu sistemleri bölgedeki kentlerin gelişmesine olumlu katkıda bulundu. En ünlü kent Gordion(Polatlı);güçlü bir soylular sınıfının yaşadığı Ankyra(Ankara) , Ana tanrıça Kybele kültünün en büyük tapınım merkezi olan Pessinous (Sivrihisar- Ballıhisar).Gordion: (ERKEN PHRYG ÇAĞI) M.Ö 900/800 dönemi kral Midas dönemine denk gelir. Kral ve yakınları sitadeldeki saraylarda, halk ise güney eteklerinde ve Sakarya Irmağının batı yakasındaki Aşağı kentte yaşıyordu. Orta Phryg Çağı’nda is(M.Ö800/500) kent öncekinden daha geniş bir alana yayılmıştır ve daha kalabalıklaşmıştı.
Uygarlık Ve Phryg Toplumunun Yapısı; Phrygler aynı topraklarda kendilerinden önce yaşamış olan Hitit-Luwi ve Hurriler’inkinden birçok yönden farklı bir kültüre sahipti. Bu farklılıklar erken yıllarda çok daha belirgindi ancak zamanla eski Anadolu geleneklerini benimseyerek gitgide yerli bir karaktere büründüler. Ve kültürel kimliklerini geliştirdiler. Phryg toplumu ile ilgili çok az bilgi vardır bu anlamda. Phrygia özellikle bir köylü çiftçi ülkesiydi; kralları tüm çaba ve dikkatlerini ziraata verirlerdi. Gordion ve Midas kentinde gelişmiş bir aydın tabakası oturuyordu. Bunun yanında tüccar ve esnaf sınıfları da bulunuyordu. Eski çağ yazarları Phrygleri müzik ve dansta ünlü fakat cesaret ve enerjiden yoksun, köle ruhlu bir ulus olarak tanımlar, ancak bu ünleri daha sonraki dönemlerde kazanmışlardır. Örneğin Homeros onları ,’’ savaşa girmek için yanıp tutuşan “ bir ulus olarak tanımlar ayrıca “ Sangarios kıyılarında yaşayan ve Akhalara karşı Troia Kralı Priamos’un yanında savaşa katılan çeşitli önderlerin komutasındaki bir halk “olarak da anılırlardı. Herodotos ise, Pers kralı büyük Darius’un ordusundaki “ yiğit savaşçı uluslararasında “ Phrygler’e de özel bir yer verildiğini yazar. Biraz öncede bahsettiğim gibi Phrygia genellikle bir köylü ülkesiydi. Ekonomisinin temeli tarım ve hayvancılığa dayanıyordu. İnsanların çoğu köylerde yaşıyordu. Aşiret bağları o denli güçlüydü ki KORPENİ, MOKSİANİ vb. kimi Phryg boyları eski yapılarını az çok Roma İmparatorluğu Çağı’na kadar korumuşlardır. Phryg dilinin o dönemde de kullanılması halkların varlığının bir göstergesidir. Tarım ve hayvancılıkla geçinenler, tüccarlar, esnaf, aydın kesim dışında bir de bürokrat sınıfının (yani yönetici sınıfı) olduğu da açıktır. Fakat haklarında hiçbir şey bilinmez. Yönetici sınıf soylular ve rahipler; çevresi ayrıca bir surla çevrili sitadelde (anakent) yaşarlar halk ise bunun eteklerinde biraz öncede bahsettiğimiz gibi aşağı kentte yaşarlar.
Antik Phryg bölgesi doğal kaynaklar açısından çok zengindi, Anadolu koyunlarının yünü çok kaliteliydi ve dokumacılık yapılıyordu.( bugün bile Ankara’nın Moher olarak bilinen keçi yünü, dünyanın en ünlü yünüdür).Ülke orman bakımından da zengindi elde edilen keresteler ev ve mezar yapımında kullanılır ve buna paralel olarak mobilyacılık da çok gelişmiştir. Gordion Tümülüslerinde bulunan mobilyalar marangozluktaki üstün düzeyi gösterir. Bu bakımdan Phrygia ülkesi için kereste önemli bir ekonomik öğeydi. Nitekim Midas kentinin yakın yöresi hala zengin ormanlarla kaplıdır. Maden kaynakları açısından zengin ve verimliydi. Orta Anadolu da Kültepe merkez olmak üzere Pazar yerleri (Karum) kuran Asur kolonileri döneminden beri sömürü konusuydu. Asurlu tüccarlar Anadolu'dan gümüş karşılığında ,tekstil ve kalay satmaktaydı.. Bolkar madenindeki gümüş ve kurşun ile hematit önemli doğal kaynaklar arasındaydı; kristal oniks, mika Phrygia da boldu. Ahşap oymacılığında olduğu kadar maden işçiliğinde de başarılıdırlar. Ayrıca ülkenin ormantavuğu peyniri, atları, köleleri, katırları ve tunçları da ünlüydü. Din, Çok tanrılı dinleri vardır. Güneş tanrısı Sabazios ile Ay tanrısı Men en tanınmışlarıydı. Ancak phrygler denince akla ilk gelen tanrıça KYBELE ‘dir. Kybele, doğanın, bolluğun bereketin simgesi hayvanların insanların koruyucusu olan tanrıçadır. En büyük tapınma yeri Pessinous’daydı. Dil, Phryg alfabesinin kökeni konusunda görüş birliği yoktur. Bazıları bu alfabenin Yunanistan’dan alındığına inanılır, bazıları gerek yunana gerek Phryg alfabelerinin aynı semitik kaynaktan çıkmış olduklarını belirtir ve birbirinden bağımsız olarak geliştiğini savunurlar. Ayrıca Gordion kazılarında Yunan kültürünün oluşumu sırasın Phryglerin oldukça gelişmiş bir kültüre erişmiş olması Yunanlıların Phryg alfabesinden etkilenmiş olması olası olabileceği anlaşılmıştır.Genel olarak; dokumacılıkta marangozluk mobilyacılık, madencilik el sanatlarının, heykeltraşlık gelişmiş olduğu görülür. Mimarlık alanında da başarılı bir ulustur. Mimari başarıları daha çok Boğazköy, Pazarlı ve biraz da Hacıtuğrul höyüğü kazılarında izlenebilir. Kalkolitik çağ’dan sonra iki üç bin yıllık aradan sonra Pazarlı ilk defa Phrygia'lılar zamanında devamlı iskâna sahip olmuştur. Pazarlı için en önemli tabaka Phryg tabakasıdır; arkeolojiye bu tabaka tanıtmıştır Pazarlıyı. Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Orta Anadolu'ya hâkim olan Phrygia'lılarda savaşçı bir kabile ya da nüfuzlu bir aile vardı ve burada adı geçen bu tepe de özel evlerini ve tepenin ovaya bağlanan zayıf noktasına burçlarını inşa etmişler. Kaledekilere bağımlı halkın civar arazide oturduğunu gösteren izler bulunmuştur.
Uzman Arkeolog Gamze Akuzman
Yorum Yap