Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
Partinin yolunu bile bilmeyen üye ile önseçim yapıldı
Partinin yolunu bile bilmeyen üye çoğunluğu, partide kimin çalışıp, kimin çalışmadığını sorgulamadan kendi ellerine verilen listelere oy kullandı. Partinin hiç bir etkinliğine katılmayan, parti seçmeni ve üyesi olmasına rağmen parti binalarının nerede olduğunu bile bilmeyen, birilerinin akrabası ve ahbapları olan üyelerimiz maalesef vardır. Bu durumda sağlıklı bir ön seçimi zorlaştırmıştır.
1 Kasım seçimleri ve Türkiye’nin geleceği ile ilgili CHP’nin tutumunu, yıllardır CHP ye emek veren, 1983 ten itibaren İstanbul Barosuna bağlı olarak avukatlık yapan, Eski SHP Parti Meclisi Üyesi, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi, Parti Meclisi Üyesi olarak görev yapan 7 Haziran seçimlerinde CHP de ön seçimle İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adaylığına seçilen ve 1 Kasım seçimlerinde adaylıkta çekilen eden Tülay Ateş’le CHP siyasetini konuştuk.
Yıllardır kendinizi CHP’ de kanıtlamış ve büyük emekleri olan biri olarak neden kontenjan adayı olarak değil de önseçim adaylığını tercih ettiniz?
Tülay Ateş: Önseçim demokrasinin gereğidir, ilkesidir, birkaç kişinin tercihinden ise, geniş bir kitleye hitap ederek tercih edilmeyi seçtim. Ancak; İstanbul 3.Bölge de üye sayımız 70 bin civarındadır. Bu üyelerin coğunluğu, benim veya diğer adaylar hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığı gibi partinin tüzüğünden programından da bihaberdir. Partinin hiç bir etkinliğine katılmayan, parti seçmeni ve üyesi ama parti binalarının bile nerede olduğunu bilmeyen, partinin aktif üyesi birilerinin akrabası ve ahbapları olması nedeni ile üye olan kişilerle sağlıklı bir ön seçim zor olsa bile yine tercihim önseçimdir. Ne zaman ki, bilinçli soran ve sorgulayan, partinin tüzüğünü ve programını bilen aktif üyeler olursa, o zaman daha adil ve daha demokratik , sosyal demokrasiye yakışır önseçim olur düşüncesindeyim.
7 Haziran seçimlerinde 17. sıradayken 1 Kasım seçimleri için 21 sıra da gösterildiniz, Adaylıkta çekilmenizin nedeni bu olabilir mi?
– Ben önseçimde 12 sıraya seçildim. 5 Kontenjan kullanıldığı için sıram 17 oldu. Çekilme olayı aslında bir tepkidir. Gerek 7 Haziran seçimleri için , gerek 1 Kasım seçimleri için olsun seçilebilecek bir sıra da değildim. Buna rağmen bana 17.sırayı bile layık görmeyen Partim bana ve beni seçen üyelere saygısızlık etmiştir. Ben parti de uzun yıllar emek verdim, en alt birimde en üst birime kadar görevler yaptım. Ben bu parti de dişimle tırnağımla çalışarak yükseldim, birilerinin jestiyle değil. Kaldı ki Genel Başkanımız, 1 Kasım seçimleri için 7 Haziran öncesi önseçimlerdeki sonuca itibar edilecek dedi. Bunun ancak bir istinası olabilirdi, o dönem şu veya bu nedenle önseçimde çıkmış ama yolsuzluğu veya başka dedikodusu , sabıkası olduğu ortaya çıkmıştır, sosyal demokrasiye ve CHP ilkelerine aykırı tavırlar içinde olmuştur, ancak o zaman ön sıralarda olsa bile sıralamayı değiştirme hakkı vardır genel merkezin. Böyle bir durum olmadığı halde, hiç bir gerekçe göstermeden beni ve diğer arkadaşlarımı sıralamada geriye kaydırmaları hepimize yapılan bir saygısızlıktır, tepkimizi göstermemiz gerekiyordu. . Dediğim gibi istifam yapılan haksızlığa karşı bir tepki ve bir protesto istifasıdır, yoksa seçilip seçilmeme istifası değildir.
Ön seçimde, parti içinde ittifaklar ve lobilerin etkin olduğu konusunda ne düşünüyorsunuz?
– İttifakların olduğu kanaatindeyim, bir kısım lobilerin çalıştığı kanaatindeyim. İnsanın lobisinin olması kötü bir şey değil, keşke benim de bir lobim olsaydı. Ama dediğim gibi partinin yolunu bile bilmeyen üye çoğunluğu, partide kimin çalışıp, kimin çalışmadığını sorgulanmadan kendi ellerine verilen listelere oy kullanıldı. Yoksa ben de sıralamamdan pek hoşnut değilim. Âmâ tabii ki önseçime katıldığım için sonuçları kabul edip Milletvekili adayı olarak 7 Haziran seçimlerinde çalıştım.
2O13 te CHP Kadın Kurultayında yaptığınız konuşma da , ”Hangimiz Dağda ölenle şehit annesinin acısı arasında fark arayabiliriz ” söyleminiz çok insani ve barışçıl bir söylem olmasına rağmen, partide doğru algılanmadı mı? Bu doğru söyleminiz CHP de rahatsızlık mı yarattı? Yoksa söyleminiz yerini bulmadı mı?
-Demek ki ben geniş kitlelere bu doğru söylemimi duyuramamışım. Söylemişim ama70 bin üyeye iletememişim. Evet; Annelerin gözyaşlarının rengi yok, hepsi aynı gözyaşını dökmektedir. Bu nedenle olmazsa olmazımız barışı savunmaktır.
7 Hazirana kadar susan silahlar, 8 Haziran tekrar patlamaya başladı. Yani, sorun olmaktan çıktı dediğimiz Kürt meselesi tekrar sorun olmaya başladı. Kürt sorununa nasıl bakıyorsunuz?
– Kürt sorununun sorun olmaktan çıktığı kanaatinde değildim, o sorun olmaya devam ediyordu, kısmi iyileştirmeler vardı, kısmi sorunların çözümü vardı , silahlar sustuğunda ancak, bu sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülebilir diye bekliyorduk umut ediyorduk. Ama gördük ki 8 Haziran da silahlar tekrar konuştu, ne tür bir anlaşmalar yaptılar o barış masalarında bunun tam içeriğini bilemiyoruz. O gün Oslo’da tam olarak ne görüşüldüğünü bilmiyoruz. Dolmabahçe de bir kısım konuşmalar açıklandı ama tam içeriğini bilmiyoruz. O yüzden biraz klasik olacak ama birilerini başkan yapmamanın sonucu da tekrar silahlar konuşmaya başlamış olabilir veya birilerinin istediği verilmediği içinde bu silahlar konuşmuş olabilir. Yani Kürt cephesinin de mutlaka silahtan vazgeçerek sorunu barışçıl yollarla çözmenin yolunu araması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyetinin de artık inkâr politikalarında vazgeçti tamam ama inkâr politikalarında vazgeçmek yeterli olmuyor. Batı standartlarında, bir demokrasinin insanlara verdiği tüm hakların Kürtler için de verilmesi gerekiyor. ”Kürtten cumhurbaşkanı oluyor” sözüyle kimse bana gelmesin herkes bunu söyler. Kürt, Kürt kimliğiyle olmuyor, Kürt Türkleşince cumhurbaşkanı oluyor. Ama her durumda insan hayatı her şeyin üstündedir benim için gençlerin birlik beraberlik ,kardeşlik ,eşit haklarda ve barış içinde yaşaması asıldır.
CHP halka yakın değil de merkeze yakın isimleri aday göstermesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
– Susma hakkımı kullanıyorum. Çünkü milletvekilliği adaylığında istifa etmiş biri olarak ne söylersem iyi niyetle bile söylesem, kendisi için 21. sırada olduğu için diğer adaylarla ilgili konuşuyor denilir. Bu nedenle bir yayın organında diğer adaylarla ilgili bir şey söylemeyeceğim. Partimin örgüt toplantısında basına kapalı olarak, bazı adaylara;Partinin kapısında bir defa bile geçmeden, partinin hiç bir etkinliğine katılmadan, partililer tarafından hiç tanınmadan, parti içindeki komisyonlarda, parti içi yönetimlerde hiç görev almadan, emek harcamadan aday olmanın sırrının ne olduğunu ve bunu nasıl becerdiklerini kendilerine soracağım.
Önseçim de çıkan adayların 1 Kasım seçimleri için bir ismi ısrarla ön sıralara taşımalarını hem SİYASİ olarak hem de avukat olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bu uygulamaya akıl sır erdiremiyorum. Ön sırada ki arkadaşlarımızın genel merkez de ısrarla bir arkadaşımızı kendilerine yakın sıraya yerleştirmek istediklerini duydum, ama ne kadar doğru bilemiyorum. Yani bunun sırrının ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. Lobi önseçimde çok güçlüydü ama genel merkez tarafında yapılan sıralamalarda lobi bu kadar güçlü mü bilemiyorum.
CHP’li kadınlar sokaklarda barış için imza toplarken, CHP Milletvekillerinin mecliste savaş tezkeresini onaylamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bu konuda CHP’yi anlamak lazım, belki biraz şaşıracaksınız hani az evvel hep barış söylemini kullanıp şimdi zıttını düşünüp savunduğumu düşünebilirsiniz. Öncelikle CHP seçim öncesi milletvekillerini serbest bıraktı, Evet diyen de hayır diyen de oylamaya katılmayan da oldu. Hükümet IŞİD’e karşı, teröre karşı sınırlarımıza olan bir saldırının söz konusu olduğunu söyleyerek tezkereyi getirdi. CHP tezkereyi onaylamasaydı eğer, hükümet seçim kampanyasını bunun üzerine oturturdu ve buda CHP’nin aleyhine olurdu ve CHP ye haksızlık olurdu. Bu noktada CHP’yi anlamak lazım. Çünkü CHP hiç bir zaman şiddete, teröre destek veren ve hoşgörüyle karşılayan bir parti değildir. Bu nedenle tezkereye evet demiştir.
Türkiye’ de sadece CHP de değil diğer partilere yada kuruluşlara da baktığımızda, kadın maalesef emeği ile bir yere gelemiyor, Bu konuda bir öneriniz var mı?
– Ben sadece emek demiyorum. Emek, bilgi, birikim ve ahlak yani dürüstlük diyorum. Doğal olarak toplumlarda kadınlar daha edilgendir, CHP de de kadınlar daha edilgen, en çok kadınlar çalışıyor, sokaklarda kadınlarımız, bir bir evleri gezerek broşür dağıtan kadınlarımız. Fakat yönlendiren ve yöneten ağırlıklı olarak kadınlar değil, elline verilen broşürü dağıtıyor kadın, oysa biz kadınları eline verilen broşürü dağıtan konumda değil o broşürü yazan konumda olmasını istiyoruz.
CHP’nin kadrosuna baktığınızda iktidarı hedeflediğine inanıyor musunuz?
-Bütün partiler iktidarı hedefler ya, kişilere bağlamamak lazım. Partinin duruşu ve ilkeleri önemli.
Murat Karayalçın’ın İstanbul İl Başkanlığına atanmasını ve 7 Haziran seçimlerinde oyların sabit kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ?
-Sayın Karayalçın’ın İstanbul İl başkanlığına gelmesi kendisi açısında büyük bir fedakârlıktır. Sanki her bölgede oylarımız yükseldi de bir İstanbul mu sabit kaldı. Sabit kalan oylarda tüm CHP’liler sorumludur. Başarısızlığı Sayın Karayalçın’a yıkmak doğru değil. 39 İlçe başkanı, adaylar, aday adayları hepimiz sorumluyuz. Seçimde şu veya bu yapılacaktı il başkanı yaptırmadı denilecek bir eksiklik varsa kabul ederim. Aksi takdirde haksızlık yapılır kanaatindeyim.
CHP neden Kürtlerin oylarını alamıyor?
-Ben azınlıkları temsilen, Kürtleri azınlık anlamında söylemiyorum. Azınlıkları temsilen veya etnik dinsel grupları temsilen sembol isimlerin milletvekilli listelerinde olmalarında yanayım. Yani kürtlerin çok itibar ettiği, sözünü dinlediği O burada var diye oy verilecek kişiler olmalı Sembol isim koymuyorsanız herhangi bir etnik gruba bağlıdır diye aday ataması yapıyorsanız, onun altında başka nedenler, başka tanışıklıklar vardır. Mesela Tülay Ateş ‘ i Karadeniz’ li olarak ilk sıralara koyarsanız bir önemi olmaz. Çünkü ben Karadeniz kimliği ile siyaset yapmadım ki.
Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde taşımalı oy sistemini nasıl görüyorsunuz?
– Çok antidemokratik, hükümet güvenliği sağlamak zorunda. Oy kullanmak en doğal insan hakkıdır, sandıkların oy kullanıldıktan sonra sayım yerine götürülürken başına ne gelir bilemeyiz, hele bu iktidar döneminde hiç emin olamayız. Sağlıklı bir seçim olacağına inanmıyorum.
CHP’ye size karşı olan tutumundan dolayı kırıldınız mı?
Kırılganlığım ve küskünlüğüm yoktur. Ben söyleyeceğimi söyler kavgamı ederim. Bana haddini aştın diyenler olur. Bu konuyu her örgüt toplantısında, kongrede ve kurultay da dile getireceğim ki sorumlular ve sorunlar bilinsin diye.
17.Sıradayken 1.sıraya alınsaydınız itiraz eder miydiniz?
– ( burada kahkahalarla gülüyor) Samimi olmak gerekirse, hayır itiraz etmezdim, ama doğru bir tavır olmazdı. O zaman her türlü eleştiriyi de kabul ederdim. Bütün insanoğlunda biraz bencillik vardır. Demek ki emeğimi fark etmişlerdir filan derdim herhalde…..
CHP de sistem değişmeli mi?
-Evet, artık devleti kuran söyleminden, devletten devrimci dönüşümler yapacak parti söylemine geçmeliyiz. Ben Avrupa Birliği savunucusu olarak, Batı standartlarında demokrasinin Türkiye ye gelmesinden yanayım. Devletteki aşırı bürokrasinin kaldırılmasından yanayım. Eğitim sisteminin değiştirilmesinden yanayım. Onun için CHP devrimci dönüşümler yapmak zorundadır. Kutsal devlet kavramından vazgeçeceğiz, devlet vatandaş için bir hizmet kurumudur diyeceğiz ve bütün politikalarımızı bu bakış açısına göre uyarlayacağız. Yani devletin kutsallığı değil, insanın kutsallığı söz konusu olmalı.
Yenisoluk haber portalımızı nasıl buluyorsunuz?
-Güncel haberleriniz ve objektif yayınınızla çok başarılısınız. Hakkaniyetli yorumları görüyorum. CHP’nin milletvekili adaylarını belirlediği Parti Meclisi toplantısında gözümüz sürekli yenisoluk.com daydı. Her şeyi yenisoluk.com dan öğrendik. Bu kadar kısa bir zamanda geldiğiniz yer için kutluyorum sizi.
Yorucu ve yoğun işinize ve siyasete rağmen, bol kahkahanızın ve enerjinizi sırrı nedir?
-Ömür Hayyam’ın bu dörtlüğünde bulabilirsiniz beni
Yüzüm de pırıl pırıl sevinç gördüğün gün
Nice konakları yıkılmıştır gönlümün.
dalgıçsan dal gözlerimin denizine bak;
Dibin de mahzun bir deniz kızı görürsün…
Yorum Yap