Özgür Özel: İddianameyle birlikte görüntüleri yayınlayacağım
Özel: Fırsatçılıkla kaptıkaçtıcılıkla iş yapmaya çalışıyorsunuz
CHP’li Özel, “Siyaset başka bir şey, kumpas başka bir şey, kasis başka bir şey. Üzerinde yirmi dakika ve on dakika konuşulması gereken yere gelinmiş ve burada fırsatçılıkla, kumpasçılıkla, kaptıkaçtıcılıkla bir iş yapmaya çalışıyorsunuz. Demek ki bu Meclis size emanet edilse demokrasinin böyle canına okuyacaksınız” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de konuşma sürelerini kısan TBMM İçtüzüğü’ne aykırı grup önerisinde belirtilen 30 uluslararası anlaşmanın tamamlanmasına karşın, görüşmelerin devam etmesi üzerine Genel Kurula gelerek, “Siyaset başka bir şey, kumpas başka bir şey, kasis başka bir şey. Üzerinde yirmi dakika ve on dakika konuşulması gereken yere gelinmiş ve burada fırsatçılıkla, kumpasçılıkla, kaptıkaçtıcılıkla bir iş yapmaya çalışıyorsunuz. Demek ki bu Meclis size emanet edilse demokrasinin böyle canına okuyacaksınız. Gelip buradan sonrası artık tenezzül meselesi ya, tenezzül meselesi! Şimdi burada başka bir kasis, başka bir tuzak ve size de şeffaf olmayan bir uygulama var” diye konuştu. Özel, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ı da uluslararası anlaşmaların oylamaları sırasında varılan mutabakata rağmen pusula veren milletvekillerinin isimlerini okumadığı için eleştirdi.
TBMM’de dün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 30 uluslararası anlaşma için içtüzüğe aykırı grup önerisiyle konuşma sürelerini kısaltmasını protesto etmek için Genel Kurul’u terk eden CHP grubu adına Grup Başkanvekili Özgür Özel, 30 anlaşmanın onaylanmasının ardından, görüşmelere devam edilmesi üzerine Genel Kurul’a tekrar gelerek, bir konuşma yaptı. Özel, 10 dakikalık konuşmasında şunları kaydetti:
FIRSATÇILIKLA İŞ YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ
Siyaset başka bir şey, kumpas başka bir şey, kasis başka bir şey. Süre niye on dakika, biliyor musunuz? Verdiğiniz grup önerisi yani bugün yapmaya çalıştığınız, bizim itiraz ettiğimiz ve ‘Orada olmayacağız’ dediğimiz öneri bitti; sizin de haberiniz yok, grupların da haberi yok ve üzerinde yirmi dakika ve on dakika konuşulması gereken yere gelinmiş ve burada fırsatçılıkla, kumpasçılıkla, kaptıkaçtıcılıkla bir iş yapmaya çalışıyorsunuz.
SİZE EMANET EDİLSE DEMOKRASİNİN CANINA OKUYACAKSINIZ
“Süre kaç dakika?” diyorum, oradan bağıran grup başkanvekili “Üç.” diyor. Üç değil, süre on dakika. Bugün geliyorsunuz aldığınız kararın dışında üzerinde grupların yirmi dakika söz hakkı olduğu tümü üzerindeki görüşme ve maddeler üzerindeki görüşmedeki on dakika söz hakkına rağmen burada kumpas kuruyorsunuz. Sayın milletvekilleri, size bir şey daha söyleyelim: Bir gerçeklik var, bir gerçeklik, demek ki bu Meclis size emanet edilse demokrasinin böyle canına okuyacaksınız.
HANİ PUSULA VEREN VEKİLLERİN İSİMLERİ OKUNACAKTI
Ben Doğan Kubat’ı aradım. Fotoğraf var, burada 150 kişisiniz, oradan rakam 184 çıkıyor. Sayın Başkan, hani Meclis başkanvekillerinin aralarında vardığı mutabakat sonucunda pusula veren milletvekillerinin isimleri okunacaktı? Sayın Başkan, hani pusula veren milletvekillerinin isimleri tek tek okunup sorulacaktı? Pusulaları okuma görevini niye yapmadınız? Bunu yapmak muhalefetin görevi değil, tarafsızlık makamının görevi.
UTANÇ VERİCİ BİR DURUM
Bugün, burada, üç dakikaya indirdiniz, biz dedik ki: “Üç dakikaya indirdiğiniz sürece orada olmayız.” Grubunuz sizi de kandırıyor. Hanginizin haberi vardı? “Üç dakika” diyorsunuz, grup başkan vekili “üç dakika” diyor, fırsat bu fırsat… Bakın, çok korkunç bir sınav veriyorsunuz. Demek ki size demokrasi, demek ki size hiçbir şeyin hakkı da emanet edilemez, bulduğunuzda istismardan da kaçınmayacaksınız. Bu utanç verici bir durum. Şimdi, buradan sonra, buyurun, görüşmeleri yapın. Yirmi dakikaysa yirmi dakika konuşacak Özgür Özel, on dakikaysa on dakika konuşacak, soru-cevaba girecek.
İÇ TÜZÜK’E AÇIKÇA AYKIRI
Seçim güvenliğiyle ilgili yaptığınız her şey Adalet ve Kalkınma Partisi seçmeninin içini burmaktadır. Diyor ki seçmenleriniz: “Ya, bizim buna niye ihtiyacımız olsun? Niye mühürsüz oya ihtiyaç olsun? Niye aynı apartmanı dağıtmaya ihtiyaç olsun? Neden mülki idare eliyle seçime müdahaleye ihtiyaç olsun?” Bugün de burada vicdanı bu işe elvermeyen sizin içinizdeki çok sayıda milletvekilinin “Biz buna niye ihtiyaç duyduk kardeşim?” dediğini biliyorum, adım gibi biliyorum. Çünkü yapılan iş İç Tüzük’e açıkça aykırı, yapılan iş dünyanın en yanlış işi.
ONLARCA SEBEP VAR
Onlarca sebep var İç Tüzük’teki bu haklarla uluslararası anlaşmalarda burayı tıkamaya. Yine de biraz iklim normale döndüğünde ne yapıyoruz? Biz ilk kez bu dönem bu 477 tane bekleyen uluslararası anlaşma ayıbından kurtarmak için inisiyatif aldık. Bir günde 46 tane, üç günde 97 tane uluslararası anlaşma geçirdik. Bir gün canımız yanmış, diyoruz ki: “Biz de o zaman uluslararası anlaşmalar da dâhil tamamında konuşacağız.” O gün akşam İç Tüzük’e aykırı önerge, “Yapmayın.” yaptınız, “Etmeyin.” ettiniz, itiraz ettik, yaptınız, bugün grup önerisi getirdiniz. Bugünkü doğru davranış şuydu: Dün yapılan iş eylemli İç Tüzük ihlali ve ihdasıysa on gün içinde Anayasa Mahkemesine gitmeniz lazım. Ama siz diyorsunuz ki: “Bizim geçiş önceliğimiz var.”
BURADAN SONRASI TENEZZÜL MESELESİ
Oturup da beş dakikaları, üç dakikaları konuşurduk, uzatırdık, dedik ki “Bu haksız bir uygulamadır, bizce de bugün yapılan eylemli bir İç Tüzük ihlalidir, bunu Anayasa Mahkemesine de götürebiliriz, bu konuda döneriz, derdimizi de anlatırız ama buradaki bu üç dakikalara tenezzül etmeyiz.” Çünkü tenezzül meselesi bazı şeyler siyasette. Nelere tenezzül edildiğini görüyoruz. “Tenezzül etmeyiz bunlara.” dedik, çıktık gittik. Sürenin yirmi dakika olması gereken yerde bir fırsatçılıkla, bir kapkaçla bu yapılmaya çalışılıyor. Baktım, bir tane geçti, iki tane, dedim ki bunlar bir yanlışın değil, ayıbın içinde, aradım Doğan Kubat’ı -yanlış olabilir, dalgınlık olabilir- “Doğan Ağabey, böyle böyle bir sorun var.”, dedi ki: “Yahu Elitaş ’40’a kadar demiş.'” Ondan sonra geldim buraya girdim, söz hakkı istedim. Buna ihtiyaç yok ki ya. Bakın, 30 tane geçirdiniz, 40 yazsanız 40 olur. Hadi, bugün böyle bir ayıp yaptınız, gelip buradan sonrası artık tenezzül meselesi ya, tenezzül meselesi! Şimdi burada başka bir kasis, başka bir tuzak ve size de şeffaf olmayan bir uygulama var; bunu görün, bilin, bundan sonrasını sonra konuşalım.
KENDİ GRUBUNUZU BİLE KANDIRDINIZ
Özel’in konuşmasının ardından Genel Kurul’a ara verildikten sonra, görüşmelere devam edilmeme kararı alındı. Bunun üzerine Özel, “Sayın Başkan, nerede şimdi deminki kumpasçılar? Gün oluyor orduya kuruyorsunuz kumpası, gün oluyor Meclise kuruyorsunuz; en son kendi grubunuzu bile kandırdınız” ifadesini kullandı.
Yorum Yap