Meclis’te ‘Öcalan’ sloganlarına suç duyurusu…

Ankara Barosu'na kayıtlı Avukat Paşa Büyükkayaer, DEM Parti'nin Meclis grup toplantısı öncesinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan lehine TBMM'de atılan sloganlara ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

DEM Parti'nin Meclis grup toplantısı öncesinde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan lehine TBMM'de atılan sloganlara yönelik tepkiler sürüyor.

Avukat Paşa Büyükkayaer, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan lehine slogan atan kişiler hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "suçu ve suçluyu övmek" suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Dilekçesinde 7 Ekim 2025 tarihinde yaşanan olaya dikkat çeken Büyükkayaer, DEM Parti'nin grup toplantısına PKK sempatizanlarının davet edildiğini ileri sürerek şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesini ve Türk Milleti'nin egemenlik hakkını temsil eden TBMM'de yaşananlar kamuoyunun malumudur. Mecliste grubu da bulunan DEM Parti, haftalık olağan grup toplantısına PKK terör örgütü sempatizanları tarafından 'Biji serok apo' sloganı atılmıştır. Türkçe dışında bir dil ile atılan 'Biji serok apo' sloganının Türkçe'deki karşılığı 'Yaşasın Başkan Apo' demektir. Söz konusu ifadede Apo olarak bahsedilen şahıs bebek katili PKK'nın sözde lideri ve Türk yargısı tarafından suçu sabit bulunmuş adi ve cani bir mahkumdur. Bahse konu salonda bulunan şüpheli şahısların, söz konusu eylemleri TCK'nın 215. maddesindeki 'suçu ve suçluyu övme suçu' ile Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi ile TCK'nın 220/8. maddesinde düzenlenen 'örgüt propagandası yapma' suçunu oluşturmaktadır."

"SÖZ KONUSU EYLEM TÜRK MİLLETİ'NİN EGEMENLİK HAKKINA AÇIK BİR SALDIRIDIR"

Büyükkayaer, TBMM'ye kimlik kaydıyla giriş yapan söz konusu kişilerin tespit edilmesi ve kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti. Büyükkayaer, eylemin "Türk Milleti'nin egemenlik hakkına açık bir saldırı" olduğunu savunarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Şüphelilerin ihanet ve bölücülük içeren söz konusu eylemleri demokrasi kılıfıyla ve ifade özgürlüğü şeklinde adlandırılarak meşrulaştırılamaz. Böyle bir dönemde Türk Milleti'nin birlik ve beraberliğine, cumhuriyetin kuruluş ilkelerine yönelmiş her türlü eyleme karşı mücadele etmek Türk Milleti'nin her bir ferdinin asli görevidir. Türk Milleti'nin ve Türk Devleti'nin birlik ve beraberliğinin korunması sadece hukuki bir zorunluluk değil; aynı zamanda tarihi bir sorumluluktur. Yüce Türk adaletinin gereği ve Türk Milleti'ne karşı olan tarihi sorumluluğun yerine getirilerek şüpheli şahısların tespit edilmesini ve üzerilerine, atılı suçlardan cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılmasını talep ediyoruz."