Kılıçdaroğlu’ndan Özkes’e: ‘Bizdeyken benim gibi düşünüyordu’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İhsan Özkes hakkında ilk kez konuştu. Kılıçdaroğlu, “Ben inançlı bir insanım. İsrafın haram olduğuna inanan birisiyim. Sayın Özkes ne düşünür onu bilmem. Her kuruşun hesabını topluma vermeyen bir kişinin de siyaset yapmaması gerektiğine inanan birisidir.” dedi.

 

“Ben Ebu Zer Gaffar’dan yanayım”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu NTV televizyonunun canlı yayınında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu İhsan Özkes’in açıklamaları hakkındaki bir soruya, “Ben Ebu Zer Gaffar’dan yanayım. Makamı Adıyaman’dadır, Müslüman olan ilk 10 kişiden biridir. Kendisine saray yaptıran, Muaviye’ye, “Eğer bu sarayı halktan topladığın vergiyle yaptıysan haksızlıktır. Kendi paranla yaptırdıysan haramdır” demiştir. Ben inançlı bir insanım. İsrafın haram olduğuna inanan birisiyim. Sayın Özkes ne düşünür onu bilmem. Her kuruşun hesabını topluma vermeyen bir kişinin de siyaset yapmaması gerektiğine inanan birisidir.” cevabını verdi.

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:

“BAŞBAKANIN GÜVENMEDİĞİ BİR KABİNE”
Kamuda atamaların durdurulmasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Başbakanın güvenmediği bir kabine. Tüm atamalar durdurulmuş. Bu “ben bakanlara güvenmiyorum” demek. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir kabinenin Türkiye’ye bir fayda getirmeyeceğini herkes anlar.” dedi.

Kılıçdaroğlu Geçici Bakanlar Kurulu’nda niye yer almadıkları sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Biz sorumluluktan kaçsaydık “gelin 4 yıl hükümet kuralım” demezdik. Bir bakan düşünün atama dahi yapamıyor. Bu kabinde olmak ne demektir. Biz tekrar seçime neden gidiyoruz. Millete diyoruz ki “sen oy verdin ama biz bunu kabul etmiyoruz. Bizim dediğimiz olana kadar seçim olacak.” Biz baştan Sayın Davutoğlu ilk geldiği gün ne söylediysek en sonunda da onu söylerdik. Biz partiyi kişisel çıkarı düşünmeden ülkeyi düşünen bir anlayışla yola çıktık.

Çıkıp bir bakan biz 2 ayda şu sorunu çözeceğiz desin. Hangi sorunu çözecekler. Bir siyasi parti sorunları çözmek için hükümette yer alır. Sorunları çözmek için değil ertelemek için biz bir hükümette yer almayız.”
“BİR KİŞİ İSTEMEDİĞİ İÇİN KOALİSYON KURULAMADI”

Erdoğan’ın koalisyon karşıtı baskı oluşturduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir kişi istemiyordu bunu. O kişi iradesiyle Adalet ve Kalkınma Partisi’ni baskı altına aldı. Açıkça kuramazsınız dedi. Şimdi tekrar seçime gidiyoruz. Soru şu, seçim yapmadık mı? Yaptık. Koalisyon kurulması gerekmiyor mu? Milli iradeye göre gerekiyor. Eğer siyasi partilerin liderleri koalisyon kuramamışlarsa, bu vatandaşın demesi lazım ki, benim irademi niye çiğnedin? Beni neden tekrar sandığa götürüyorsun arkadaş sen. Tek istisnası biziz. Biz elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik.” dedi.
Kılıçdaroğlu, ileride bir CHP hükümeti kurulması durumunda Saray’a gidecek misiniz sorusuna ise, “Anayasal gerek olursa tabi ki giderim. Olağanüstü bir durum olursa elbette gidilir.” yanıtını verdi.

“MİLLETVEKİLİ LİSTELERİNDE BÜYÜK ÖLÇÜDE DEĞİŞİKLİK OLMAYACAK”

Erken seçimde aday olacak milletvekili listelerinde değişiklik olacak mı sorusuna Kılıçdaroğlu, “Büyük ölçüde olmayacak. Çünkü zaten ön seçimle geldi bizim milletvekillerimizin büyük bir kısmı. Bunlar sadece yemin ettiler. Komisyonlar oluşturulmadı, parlamentoda düşüncesini açıklamak gibi bir ortam da oluşmadı. Bu arkadaşlarımız olağanüstü durum olmazsa listede yer alacaklar.” cevabını verdi.
“TÜRKİYE’Yİ EN İYİ BİZ YÖNETİRİZ”

Seçim çalışmalarıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu şu açıklamayı yaptı:

“Güzel projelerimiz var. gideceğiz aktaracağız yine. Ayrıca seçimden sonraki tablonun da yurttaşlarımız tarafından sağ duyu ile değerlendirileceğine inanıyorum.

Türkiye’de ciddi bir yönetim boşluğu var. parlamentoda dört siyasal parti var. en büyük grubu olan adalet ve kalkınma partisi. 13 yılda Türkiye’yi nereye götürdü? Bugün Türkiye kan gölüne dönmüş durumda. İlk göreve geldiklerinde terör neredeyse sıfırlanmıştı. 13 yılda buraya getiren siyasal anlayışa oy verilir mi? Ekonomide, dış politikada nereye geldiğimiz ortada. Bana bir anne baba gösterin bu eğitim sisteminden memnunum desin. Çocuklarımızı kobay gibi kullandılar.

Bunu dediğimiz zaman, şu CHP imam hatipleri kapatacak… Ne ilgisi var? İmam hatibe de giden bizim çocuklarımız değil mi? Yahu imam hatibi kim kurdu? Biz kurduk. Kendi kurduğumuz okulu niye kapatalım?

MHP her şeye itiraz ediyor. HDP, adeta denklem dışı tutulmuş durumda. O zaman Türkiye’yi en iyi kim yönetir? Toplumun doğrudan sorunlarına eğilen parti hangisi? Koltuk makam peşinde koşmayan, siyaseti toplumu bölmek için kullanmayan, herkesin inancına kimliğine saygı duyan bir parti var. kim o parti? Cumhuriyet Halk Partisi…

Kadrolarımıza dönük bakalım. CHP’deki kadrolar, bütün siyasal partilerin kadrolarından çok daha nitelikli. Hepsini kişiselleştirebiliriz. O zaman Türkiye’yi en iyi biz yönetiriz.”
“BAKANLARI ‘EĞER BAŞKAN SEÇTİRSEYDİNİZ BUNLARIN HİÇBİRİ OLMAYACAKTI’ DİYOR”

Çözüm Süreci’nin yerini yeniden ‘Terörle Mücadele Süreci’ne bırakmasını konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“2002’de bu ülkede terör var mıydı? Yoktu. Terörsüz bir ülke devraldılar. Sonra ne oldu? küçük bir Anadolu ilinde, iki ton. Patlayıcıyı yüklüyorsunuz, karakola saldırıyorsunuz. O iki tonluk patlayıcı oraya nasıl geldi? Doğu Güneydoğu’da bütün kentler cephaneye dönüşmüş durumda. Bu silahlar buraya nasıl geldi? Hiç terör yokken, PKK nasıl bu kadar güçlendi? O gücü ona kim verdi?

Bir değil, iki değil, üç değil, defalarca söyledim. Yahu yanlış yapıyorsunuz, PKK vergi daireler, askeri daireyi kurdu. Ne yapıyorsunuz diye sorduğumda, siz bunu bilmezsiniz dediler.

Sonra şimdi beyler diyorlar ki, haklısın bu iş Meclis’te çözülür. İyi de bu kadar kan aktıktan sonra mı uyandınız siz? Toplumsal barışın sağlanması lazım. Yeniden başa döndüler. Ne zaman döndüler? Tarih önemli. 8 Haziran’dan sonra döndüler. Niçin döndüler? Çünkü tek başlarına iktidar olamadılar. Üçüncü soru, peki neden bu terör? Tek başlarına iktidar olmak için Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi lazımdı. Ekonomik olarak açmazlarla karşı karşıya gelmeleri lazımdı. Kim söylüyor bunu, onların bakanı söylüyor. “eğer başkan seçtirseydiniz bunların hiçbiri olmayacaktı”

Ve Türkiye’ye vatandaşın önüne ağır bir fatura koyuyorlar. “Bak ağlıyorsun, perişan oldun. Gel şimdi bana oy ver, ben tek başına iktidar olayım, bunu önleyeceğim” 14’ncü yılda mı önleyeceksin? Bu sorun onların anlayışıyla çözülmez. Hiçbirisi samimi ve dürüst değildi. Kişisel gizli bir ajandanız olmayacak dedik, kişisel ciddi ajandaları var onların. Koltuk, saray, başkanlık. Dedik ki, halka hesap veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Görüşme tutanaklarını açıklayamıyorlar. Topluma bilgi vermediler. Bu sorunu biz çözeriz. Sen bu sorundan kurtulmak istiyorsan, bu soru ancak ve ancak CHP çözer.”
“KARAKOLA SAHİP ÇIKAMIYORSUN, SANDIĞA NASIL SAHİP ÇIKACAKSIN?”

Seçim güvenliği konusunda konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“O zaman vatandaşlar şu soruyu sorsunlar. Bu ülkede güvenli seçim yapılamıyorsa, 13 yıldır kim yönetti? Onu cezalandırması lazım vatandaşın. Asıl sorulması gereken soru bu. Hepimiz kaygı duyuyoruz. Türkiye’nin geleceğinden kaygı duyuyoruz. Ortadoğu’daki terörü Türkiye’ye getiren kim. Yanlış politika izliyorsunuz dediğimiz zaman Baasçı dediler. Banane Baas’tan kardeşim. Ben ülkemi düşünüyorum. Siz esad’çınız… kim olursa olsun halkına baskı kuruyorsa bu doğru değildir. Mısır’la kavga ettik. Sana ne Mısır’dan kardeşim, içişlerine niye karışırsın? Bütün bunlara rağmen, ben Mısır’a iki büyükelçi gönderdim. İlişkiler bozulmasın diye. Ben Irak’a gittim, politikalarımız düzelsin diye. Biz çırpınıyoruz, onlar kendi çıkarları için çırpınıyorlar. Her vatandaşım düşünsün, ülkeyi 13 yıldır bu hale getirdiniz desinler. Sen doydun, soyduğun kadar da soydun. Çekil demesi lazım. Çekil kardeşim ya.

Karakoluna sahip çıkamıyorsun, gideceksin sandığa sahip çıkacaksın. Güldürmesinler. Ne Güneydoğu’yu ne Türkiye’nin sorunlarını biliyor. Türkiye’yi bir ateş çemberinin içine soktu. Kişisel hırsı, beklentileri… Bunlar yazık günah bu ülkeye. Bari kaçak sarayında konuşma arkadaş. Sus yerinde otur. Bağrımıza taş basalım, seni orada tutalım. Hala intikam kin hırsıyla konuşuyor. Vatandaşı böldüğü kadar böldü. Bu ülkede benim komşumun kimliği mezhebi nedir diye sormazdı. Şimdi neredeyse buna bakıyor. Biz birliktir, bir bütünlüğümüz vardı. Biz ayrım yapmazdık. Bir şey olduğu zaman yardıma koşardık.”
“ERDOĞAN’I MUHATAP ALMAYACAĞIZ”

Seçim sürecinde Erdoğan’a karşı nasıl bir tavır alacakları sorusuna Kılıçdaroğlu, “Beştepe’nin yeri yerinde olacak. Sayın Erdoğan’ı muhatap almayacağız. O yerinde otursun. O bize her türlü suçlamayı yapıyor. Vatandaşın takdirine bırakıyorum, Allah’a havale ediyorum onu. Özel bir karşılık olmayacak. Ama kendisi konuşuyor da zaten. Şu soruyu hep sordum. Bizim toplumun değer verdiği iki temel kavram vardır. Namus ve şeref. Sayın Erdoğan’da namusu ve şerefi üzerine yemin etti, tarafsız davranacağım diye. Bu iki kavramın için cumhurbaşkanı tarafından boşaltıldı. Kişinin eğitim düzeyi, gelir düzeyi ne olursa olsun bu iki kavrama hep önem vermiştir. Bu iki kavram tuzla buz edildi, maalesef.” cevabını verdi.
“BEN EBU ZER GAFFAR’DAN YANAYIM”

İhsan Özkes’in “Hz. Muhammed yaşasaydı, Saray’a gelirdi” açıklamasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Ben Ebu Zer Gaffar’dan yanayım. Makamı Adıyaman’dadır, Müslüman olan ilk 10 kişiden biridir. Kendisine saray yaptıran, Muaviye’ye şunu söylemiştir “eğer bu sarayı halktan topladığın vergiyle yaptıysan haksızlıktır. Kendi paranla yaptırdıysan haramdır” demiştir. Ben inançlı bir insanım. İsrafın haram olduğuna inanan birisiyim. Sayın Özkes ne düşünür onu bilmem. Her kuruşun hesabını topluma vermeyen bir kişinin de siyaset yapmaması gerektiğine inanan birisidir.” dedi.