Kılıçdaroğlu: ‘Yürekli olun, korkmayın’
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı dört eski bakan hakkında Genel Kurul’da yapılacak Yüce Divan oylaması hakkında konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul’da yapılacak Yüce Divan oylaması öncesinde AK Partili milletvekillerine, “Kirliliği buraya bulaştırmayalım. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz, kullanacağımız oylardır. Parlamentonun namusuyla görev yapmasını istiyorum” derken dört eski bakana da, “Lütfen kürsüye çıkın, yürekli olun, korkmayın, namuslu adamlarsanız asla korkmayın, ‘biz Yüce Divana çıkmak istiyoruz’ deyin, neden korkuyorsunuz. Korkunun ecele faydası yoktur” diye seslendi.
CHP lideri şöyle dedi:
“Bugün oylama olacak, biraz sonra Genel Kurul’da…
Diyor ki Hakkı Köylü ‘efendim yeteri kadar delil yok’.
Bir olay anlatacağım. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum. Rahmetli Özal, Başbakan. Bir gün bir işadamı gelir, ‘benden bir bakan rüşvet istiyor’ der. O da Adnan Kahveci’yi görevlendirir. Ceketinin cebine bir teyp yerleştirir. Ve rüşveti kayda alıyor. Mahkeme kararı yok, hiçbir şey yok. Götürür, Özal’a verir. Özal, bakanı aldı, Yüce Divan’a gönderdi. Kendisi de gitti soruşturma komisyonunda ifade vermeye.
Delil derseniz sadece bir ses kaydı var ve Yüce Divana gönderdi.
BİR TRİLYON CİVARINDA BABACIĞIM DİYEN SES KAYITLARI DA VAR
Bu olayda ses kaydı mı var mı, var; mahkeme kararıyla mı, evet; görüntüler var mı, evet görüntüler de var; para kasaları evet onlar da var; senin önüne yatarım diyen evet o da var; evladım kaç lira var, birkaç kuruş babacım, oğlum kaç lira var, bir trilyon civarında babacığım diyen ses kayıtları da var, ayakkabı kutuları var, MİT’in dönemin Başbakanına verdiği 3 sayfalık rapor var.
Şimdi görüşülecek, ak mı kara mı çıkacak ortaya. Bu parlamento ulusal Kurtuluş Savaşını yöneten parlamentodur. Bu parlamento kirliliği kabul etmez. Kirliliği buraya bulaştırmayalım. Hepimizin vicdani, ahlaki sorumluluğu var. Çocuklarımıza karşı, ülkemize karşı, vatanımıza karşı sorumluluğumuz var. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz, kullanacağımız oylardır.
BİZ YÜCE DİVANA ÇIKMAK İSTİYORUZ DEYİN
Dört sayın bakandan da istirham ediyorum, lütfen kürsüye çıkın, yürekli olun, korkmayın, namuslu adamlarsanız asla korkmayın, biz yüce divana çıkmak istiyoruz deyin, neden korkuyorsunuz. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz kurtulacağınızı sanıyorsanız bunu unutun, gün gelir yine hesap vereceksiniz, yol yakınken şimdiden gidin, aklanmak istiyorsanız, gidin aklanın, kaçarsanız zaten bu toplum sizi vicdanında mahkum edecektir.
O nedenle buradan bütün Adalet ve Kalkınma Partisinin saygıdeğer milletvekillerine sesleniyorum, 9 kişi hariç, komisyonda görev yapan 9 kişi hariç, onlar vicdanlarını sattılar, onlar kendilerini de sattılar, dünyanın en ağır mirasını çocuklarına bıraktılar, yolsuzlukları kapatan üstünü örten kişiler olarak bu parlamentonun tarihine geçtiler.
‘NE DİYORDU? SİZDEN ÖNCEKİLER ŞU YÜZDEN HELAK OLDU DİYORDU’
O nedenle önümüzdeki süreçte yani bugün oy kullanırken madem ki kapalı bir yere gireceksiniz, bir vicdanınıza sorun, bir ahlakınıza sorun, bir inancınıza sorun, az önce okuduğum Peygamberin sözlerini kulaklarınıza getirin, vicdanınıza getirin, ne diyordu, sizden öncekiler şu yüzden helak oldu diyordu, Sevgili Peygamberimiz, içlerinden güçlü biri hırsızlık yapınca onu serbest bıraktılar, güçsüz biri bir şey çalınca onu cezalandırdılar. Ve helak oldular.
Bir toplumu saygın kılan yolsuzluğun üstüne gitmektir, rüşvetin üstüne gitmektir, ben umudumu yitirmiyorum, yitirmekte istemiyorum, parlamentonun namusuyla görev yapmasını istiyorum. Eğer parlamento görev yaparsa emin olun Türkiye’nin itibarı sadece Türkiye’de değil sadece halkın nezdinde değil bütün dünyada artacaktır. Bütün dünya şunu söyleyecektir, evet Türkiye Cumhuriyetinde bir TBMM var ve sonuna kadar toplumun haklarına sahip çıkıyor diyecektir.”
‘İNSANLARIN YÜREKLERİNE KİN EKMEK, KİN TOHUMLARI EKMEK BİR BAŞBAKAN’A YAKIŞIR MI?’
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “karikatür” eleştirisine, “Hayatımda böylesine bir alçakça suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım. Alçak diyeceğim de, alçağın da bir sırası var, çukur. İnsanların yüreklerine kin ekmek, kin tohumları ekmek bir Başbakan’a yakışır mı? Gerçi Başbakan diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal Başbakan” diye yanıt verdi.
CHP Genel Başkanı, Başbakan’ın eleştirilerine yanıt vererek şöyle dedi:
Sayın Davutoğlu mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Paris’e gitti. O gitti, geldi, arkadan CHP’yi suçlamaya başladı. Söylediği şu; ‘CHP, Hazreti Peygambere hakaret eden karikatürleri savundu’. Hayatımda böylesine bir alçakça suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım. Böylesine alçakça bir suçlamayla CHP hiçbir zaman karşı karşıya gelmemiştir. Nasıl yapıyorsunuz? İnsan da vicdan olur, insan da ahlak olur, insan da dürüstlük olur. Alçak diyeceğim de, alçağın da bir sırası var, çukur…
İnsanların yüreklerine kin ekmek, kin tohumları ekmek bir Başbakan’a yakışır mı? Gerçi Başbakan diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal Başbakan. Böylesine bir iftira nasıl atılır?
CHP hiçbir zaman hiçbir kutsalın karşısında olmamıştır. Bütün peygamberleri de, dört kitabı da hak biliriz.
‘ASIL, İSLAMİYET’E ASIL MÜSLÜMANLIĞA EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ YAPANLAR BUNLARDIR’
Sen kim oluyorsun, kim oluyorsun da benim inancımı, benim dinimi sorgulayacaksın, sana bu yetkiyi kim verdi? Bunlar karanlık dünyaların adamlarıdır. Asıl, İslamiyet’e asıl Müslümanlığa en büyük kötülüğü yapanlar bunlardır.
3 Mart 2014… Bunların Genel Başkanı Muğla’da konuşuyor. ‘Bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır’ diyor. Kimsin sen, senin rahmetin gazabını aşıyor. Sözlükte rahmet nedir, onu okuyayım, Allah’ın kullarına acıması, onları sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmesi anlamında Kurani bir tabirdir diyor. Kendi rahmet dağıttığını söylüyor. Bu mu Müslümanlık?
İçişleri Bakanı Efkan Ala, 14 Temmuz 2014, ‘Peygamber gurura kapıldı, biz gurura kapılmadık’ diyor. Hala koltuğunda oturuyor. Kendisini peygamberden üstün gören bir zihniyet. Şimdi ben Davutoğlu’na soruyorum, Sevgili Peygamberimize hakaret eden kim? Sen ağzını açıp bir cümle kullandın mı acaba?
‘DİN DÂHİL, İMAN DAHİL, KURAN DAHİL, PEYGAMBER DAHİL, HER ŞEYİ İSTİSMAR EDİYORLAR’
AKP Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz, ‘Hazreti İbrahim tabii ki benim, Hazreti Muhammed ise en küçük kardeşim’.
Davutoğlu buna bir şey diyor mu, diyemez. Onların inancı farklı….
Davutoğlu bir şey dedi mi, demedi, Abisi bir şey dedi mi, o da demedi. Bunların amacı ne, din tüccarlığı yapıyorlar bunlar, dindar değiller. Dini siyasete alet ediyorlar bunlar, iktidarda kalmak için yapmayacakları hiçbir şey yoktur. Din dâhil, iman dahil, Kuran dahil, peygamber dahil, her şeyi istismar ediyorlar, bu kadar vicdansız insanlar bunlar.
Bütün dindar kardeşlerime sesleniyorum. Hala uyanmayacak mısın, hala konuşmayacak mısın?
Din siyasetin aracı olabilir mi, din ticaretin aracı olabilir mi?
Davutoğlu bir şey dedi mi, tık yok, abisi bir şey dedi mi, tık yok. Çünkü iktidarda kalmak için her şeyi satarlar, her şeyi istismar ederler. O nedenle ben muhafazakâr kardeşlerime sesleniyorum, dindar kardeşlerime sesleniyorum. Bunları iyi tanıyın. Ahmet Arif diyor ya; engerekler ve çıyanlardır bunlar diye. Aynen öyle…
‘SİZDEN ÖNCEKİLER ŞU YÜZDEN HELAK OLDU’
Düne kadar cami yalanlarını yapıyorlardı.
Dokuz tane örnek verdim. Araştırsak daha çok örnek çıkar. Bunu yapan insanların yakından uzaktan Müslümanlıkla ilgisi yoktur. Din tüccarı ayrı, dindar ayrı, ikisini ayırıyorum…
Sevgili Peygamberimizin bir sözü var, diyor ki, ‘sizden öncekiler şu yüzden helak oldu, içlerinden güçlü biri hırsızlık yapınca onu serbest bıraktılar, güçsüz biri bir şey çalınca onu cezalandırdılar, yemin ederim kızım Fatıma da çalsa mutlaka cezalandırırım’.
Bugün bakacağız.
Yunus Emre’den bir dörtlük okuyarak bu bölümü bitirelim. Yunus Emre şöyle diyor; emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın, rehberi şeytan olmuştur.
Bunların rehberini artık herkes biliyor.
Siyasetin konusu işsizlik, her taraf yanıyor. Ama çözemiyorlar. Bana gelen bir mektubu okumak istiyorum.
‘Torpillerin, haksızlıkların had safhaya vardığı ülkemizde gerçekten artık iş bulamıyorum diyor. Şanlıurfa’da tüm eğitimimi tamamladım. Üniversiteyi üstün başarı burslu okudum.
İşsizim. Binlerce yere başvurdum. Ancak hiçbir yere yerleşemedim. Kiradayım. İki küçük kız evladım ve bir eşim var. Onlar için yeri geldi gündüz utandığım için geceleri soğukta sokaklarda çöp arabasıyla çöp toplayıp, satarak, ekmek parasını çıkarmaya çalışırken, yeri geldi hamallık yaparak çocuklarıma ekmek parası çıkarmaya çalıştım. Bir işim bile yok.’
Siyasetin konusu bu, bu sorunu çözelim.
KPSS sınavına girmeden AKP yandaşları hiçbir sınava girmiyorlar. Onlar yerleşince bunlara yer kalmayacak, devletin kadrosunu sınavsız olanlar dolduruyor.”
‘AYRILIK ZAMANI DEĞİLDİR, BİRLEŞME ZAMANIDIR’
Partisine katılımların ardından grubunda konuşan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Ayrılık zamanı değildir, birleşme zamanıdır, Türkiye’nin çıkarları için, ülkemizin çıkarları için, çocuklarımız için, özgür ve bağımsız Türkiye için tek adres var halkın partisi CHP.
Geçmişte merkez sağda yer alabilirler, solda yer alabilirler, nerede yer alırsa alsınlar, kucağımızı açıyoruz, Türkiye için açıyoruz, bayrağımız ve vatanımız için açıyorum, gelin Altı Ok sizleri bekliyor.
Sekiz yıl önce Hrant Dink öldürüldü, sekiz yıldır asıl faillerin ve arkasındaki örgütün ortaya çıkmasını bekliyoruz. Türkiye faili meçhuller ülkesi olmamalı.
Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun herkese kucağımızı açıyoruz.
Geçen hafta Sayın Başbakan bir basın toplantısı yaptı, konu şeffaflıktı, devlette şeffaflıktı, demek ki Sayın Başbakan oturacak önce şunu söyleyecek, ‘önce kaçak sarayın maliyetini açıklayacağım’ diye bekliyorduk. Bir baktım hiçbir şey yok.
‘İHBARI YAPAN MEMURLAR KORUNACAKMIŞ’
Hem para götürüyorsunuz, her şeyi, kalkmışsınız şeffaflıktan bahsediyorsunuz.
Sonunda şeffaflığın ne olduğu çıktı, ihbarı yapan memurlar korunacakmış. Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu şu memur Teoman’ı nasıl hatırlamazsın. Ne diyordu Rıza Sarraf, ‘para veriyoruz ama ben para almam diyor’. Ne yaptınız memur Teoman’ı sürdünüz, o altınları tekrar yurt dışına çıkarmak için.
Biz her kuruşun hesabını vereceğiz bu millete. Siyaset hesap verme işidir. Her kuruşun hesabını vermekte namuslu her siyasetçinin ana görevidir.
Çok önemli bir projemiz var. TBMM İçtüzüğünü değiştireceğiz, Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Başkanı muhalefetten olacak.
‘KESİN HESAP KOMİSYONUNU MUHALEFETE VERECEĞİZ’
CHP olarak iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi budur. Kesin Hesap Komisyonunu muhalefete vereceğiz, biz iktidar olarak gidip alnımızın akıyla her kuruşun hesabını vereceğiz. Bundan korkmayacağız. Neden korkmayacağız. Çünkü biz kul hakkı yemeyiz. Çünkü biz haram yemeyiz. Çünkü biz çarpmayız, çırpmayız; çarpmayız çalmayız, dilimiz de dönmüyor bu işlere ne yapalım. Bu işleri bilmiyoruz arkadaşlar. Her kuruşun hesabını vermeyi biliriz. Gider her hesabı veririz ama bu işleri, bu dümen işlerini aklımız ermez bu işlere, bilmiyorum. Temiz siyaset gerekiyor. Her kuruşun hesabını veren siyasete ihtiyacımız var.
Bizi eleştiriyorlar, AKP yönetiyor, siz de onlar gibi yönetebilecek misiniz diyorlar. Ben diyorum ki, tövbe, onlar gibi asla yönetemeyiz, biz çalmayı bilmeyiz, biz nasıl yönetiriz, her kuruşun hesabını vererek yönetiriz, namusumuzla yönetiriz, ahlakımızla yönetiriz.
Bir öneri daha getirmişler, her il ve ilçe başkanı mal bildiriminde bulunacak diye. Davutoğlu… Tabii bunu söylediği için ağzına kırmızıbiber sürülmüş.
Devlet adamı denen bir kavram var. Umur görmüş adam, halkın çıkarlarını savunan adam, kendisini değil, devletin çıkarlarını önceleyen adam demektir, toplumu kışkırtmayan bir kişiliktir. Tipik örneği Hollande, bir mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Müslümanlıkla terörü gayet net cümlelerle birbirinden ayırdı. Merkel, Müslümanlıkla terörü biri birinden gayet net cümlelerle ayırdı.”
Yorum Yap