Başakşehir İlçe Başkanı Özgür Karabat yeniden adayım dedi. Karabat adaylığını bir bildiri ile açıkladı.

Karabat’ın açıklaması şöyle:

“On beş yıllık AKP iktidarı, kendi deyimleri ile “yorgunluk dönemini”girmiştir. Dış politikada herhangi bir yörünge tutturamamış, dünyada yalnızlaşmış, esen rüzgarlara göre dış politikayı yürütmektedir. İçeride, her geçen gün ekonomik kriz beklentisi artmakta, yatırımlar durmuş, ülkenin temel sektörleri tekstil, turizm ve inşaat kepenk kapatma noktasına gelmiştir. Sıcak para hareketi ile alınan nefeslerinde yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Reza Sarraf olayı sonrasında, ne yazık ki, Türk bankacılık sistemi uluslararası alanda ciddi cezalar ile karşı karşıya kalabilir.
Öte yandan, dün Ergenekon-Balyoz, bugünlerde OHAL uygulamalarıyla Türkiye ciddi bir hukuksuzluk süreci ile karşı karşıyadır. Otoriter rejim, her geçen gün daha fazla yoğunlaşırken; medya, yargı, yasama ve yürütme tek elde toplanmış durumdadır. Toplumdaki “Adalet” talebi ete kemiğe bürünmüş, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde başlatılan yürüyüş, son dönemin hem temel sorunu hem de muhalefet anlayışı açısından önemli bir yol gösterici olmuştur.

Sürekli kulaklarda çınlatılan “padişahım çok yaşa” anlayışının ve tek adam rejiminin; “Ortak Akıl” veya “Meclis Aklı” kullanmayan bir yönetim erkinin, Türkiye’nin temel problemlerini çözemeyeceği gibi daha da ciddi sorunların doğurucusu olacağı çok açıktır.

Bu ülke kurulurken atalarımız, önce Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinde sonra Meclis ve Cumhuriyet çatısı altında birleşmişler, aynı anda emperyalistlere karşı topyekün bağımsızlık mücadelesi vermişlerdir. Bu tarihsel deneyim, bizim için bugün de toplumsal refah, hukuk devleti, özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık ülküsünde yeniden birleşmemiz açsından en güzel örnektir.

Önümüzdeki günlerin en temel görevi olarak, merkezi anlamda başlatılan “CHP: Türkiye’nin Birleştirici Gücü” olma sürecinin yerel ağları muhakkak örülmek zorundadır. Hiç şüphesiz, yerel seçimlerden önce oluşturulacak kuvvetli bir muhalif cephenin bir araya getirici gücü olarak kendimizi konumlandırmalıyız. Bu konuda “Hayır” kampanyasında ciddi bir birikim sağladığımız somut bir gerçekliktir.

Başakşehir’de yüzde 47’ye yaklaşan “HAYIR” oyu, bir yerel seçim zaferinin habercisidir. “Nasıl bir Başakşehir, nasıl bir yönetim ve nasıl bir belediye başkanı” sorularının cevabını kendi dışımızdaki siyasi, sivil topluluklar ve yurttaşlarla birlikte aradığımız bir süreci örgütlemeliyiz. Bu sürecin, ilçedeki siyasi oluşum ve ilişkileri bilen, tanıyan; en geniş ilişki ağını örgütleyebilecek ve ilçedeki muhalefetinen azından sandıkta bütünleşmesini sağlayabilecek birbirikimi olan ilçe başkanı tarafından yürütülmesi üyelerimizin ortak talebi olmuştur. Bu politik hattın bir kanıtı ve yakın zamanda inşa ettiğimiz bir deneyimi olarak, partimizin İstanbul ilçe kongreleri içinde Başakşehir CHP örgütünün kongre süreci adaletin, katılımın, karşılıklı saygı, birlik ve bütünleşmenin bir örneğini oluşturmaktadır.”