İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı: CHP’nin kapatılmasına yönelik bir talep söz konusu değildir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB iddianamesinin ardından Yargıtay'a CHP hakkında kapatma davasına yönelik bildirimde bulundu. Son dakika açıklaması yapan Başsavcılık ise "Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur" ifadesini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen ve çok sayıda kişinin tutuklandığı soruşturmaya ilişkin iddianamenin açıklanmasının ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tepki çeken bir hamle geldi.

Başsavcılık, bugün duyurduğu İBB iddianamesinin ardından Yargıtay'a Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında Anayasa’nın 69. maddesince kapatma davasına yönelik bildirimde bulundu. 

"SİYASİ PARTİLER KANUNU GEREĞİ BİLDİRİMDE BULUNULMUŞTUR"

Söz konusu gelişmenin kamuoyuna yansımasının ardından, Başsavcılıktan da son dakika açıklaması geldi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur."

Başsavcılıktan yapılan basın açıklamasının tamamı ise şu şekilde:

"Cumhuriyet Başsavcılığımızca mali nitelikli suçların işlenmesi yoluyla elde edilen sermayeyle maddi zenginleşmenin yanı sıra örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun mensubu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin ele geçirilmesi ve sonrasında gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi için fon oluşturulması amacını matuf, 2014 yılı yerel seçimleri sonrasında yapılanmaya başlayan “İMAMOĞLU ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ” faaliyetlerine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında özetle;

Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satılan alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştirildiği, Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçim kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmezi olan seçimlerin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü;

Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğini, seçmenin iradesini ve demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu tespitleriyle adı geçen siyasi parti hakkında Anayasanın 68 ve 69’uncu maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101’inci ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdiri ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmuştur.

Bir kısım medya organlarında belirtildiği gibi partinin kapatılmasına yönelik bir talep söz konusu değildir.

Kamuoyunun bilgisine duyurulur."