Hayır’dan korkan Bahçeli medya patronlarına çattı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter’dan açıklamalarda bulundu. Bahçeli “Türklüğün bekası için evet” derken, Aydın Doğan ve Ferit Şahenk’e çattı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Partili Cumhurbaşkanlığı” adı verilen anayasa değişikliği referandumu hakkında Twitter hesabından açıklama yaptı.

Aydın Doğan, Turgay Ciner ve Ferit Şahenk’e çatan ve MHP tabanında “evet” rahatsızlığı olduğu iddialarını karşı çıkan Bahçeli, “Türklüğün bekası için evet” diyeceklerini söyledi.

Makyavel’e atıf yapan Bahçeli’nin tweetleri şöyle:

MHP devlet ve millet varlığının güvenceye alınıp güvenli bir şekilde istiklal içinde istikbale taşınması için evet diyecektir.

Kudret ve zafer miras kaldı dedelerimizden. Bu mirası yaşatmak, daha büyüklerini yeşertmek için evet, yine evet.

Dünya atımızın nalları altında ezildi. Kaç haçlı sefer göğsümüze çarpınca kesildi. Yine kesilecek, yine mütecaviz saldırılar kırılacak.

Ayıp varsa gidereceğiz, ayıplı siyasetin elinden kozlarını millet iradesiyle alıp birlikte Türk milleti olduğumuzu tescilleyeceğiz.

Yüz yıl sonra aynı noktaya gelmek diye bir şey olmaz. Bu durum aslında, yüzyıl sonra aynı noktada kalmış olmanın fark edilmemiş ayıbıdır.

Biz yanlış yapmıyoruz ki telaşa kapılalım. Biz millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz.

Yanlışı bilerek işlemek, sonra yanlışlığın faturasından korkup gerçeği saklamak bir telaşın tezahürüdür. Siyaset tarihi bunlarla doludur.

Rejimi riske sokan siyaset ittifakının mahzeninde uzun süre Cumhuriyeti hedef alan tehditler mayalanmıştı. Buna bütünüyle sünger çekeceğiz.

Muhalefet sorumluluğunun idrakinde acze düşülmesinin demokrasilerde süreç ve içerik sorunları yaratacağı açıktır. Biz aciz,sorumsuz değiliz.

Düşünce ve fikirden mahrum bir zihnin, susmak bilmeyen dili olursa, bugünkü buhran ve bunalımlar doğar. Artık buna son verilmelidir.

Amacımız arıza sinyalleri veren,tehlike alarmı çalan,güvenlik duvarları yarılan sistemi bir üst fazda yeniden kurmak, yeniden inşa etmektir.

Devlet;huzurun,mutluluğun,birlikte hayat ve varlık tanımının adı,şanı,unvanı ve iftihar kaynağıdır.Amacımız devleti milletle buluşturmaktır.

Bizde devlet kavramı, hukuk kitaplarının, siyasal sözlüklerin, ansiklopedilerin tariflerinden daha ileri düzeydedir. Bunu bildik, inandık.

Ak koyun-kara koyun ayrılsın, anayasa uzmanı Cingöz Recailerin, yalan ustalarının gerçek yüz ve sayıları belirlensin, belli olsun.

Ve MHP’li sözde müzmin muhaliflerin ne kadar hayır oyu kullanacağı ortaya çıksın. Bu demokratik teklifimiz de tarafımıza çok görülmesin.

Olmadı Turgay Ciner, yetmiyorsa Ferit Şahenk kurulan ayrı sandıklarda görev yapsınlar. Yanlarına kirli ve kinli kalem sahiplerini alsınlar.

Madem MHP’de hayırcı muhalifler etkin ve çoğunluktadır, o zaman YSK ayrı bir sandık kursun, başına da müşahit diye Aydın Doğan’ı oturtsun.

Çok şükür çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın;yönümüz doğru,siyasetimiz doğrudur.Şimdi şu teklifim herkes tarafından da dikkate alınmalıdır:

Televizyonlarda MHP hakkında atıp tutuluyor. Gazeteleri açıp okuyorum, MHP’yi kesip biçiyorlar. Hepsi hücuma geçmiş MHP’nin üstüne oynuyor.

Bunlar; fitne çağcılar, elinde ülkücü kanı bulunan aydınlıkçılar, Kandil beslemeleri, FETÖ’cüler,çeyrek aydınlar,CHP ve HDP’yle birliktedir.

MHP’li görünüp, ülkücü kisvesinde dolaşan küçük bir sözde muhalif azınlık kişisel heves ve hedefleri için olmadık oyunlar içindedir.

Münkir ile mümin yan yana gelmez; ama yalanla doğruyu aynı kazana atıp Türkiye’yi ateşe vermek isteyenler hep diz dize, yanak yanağadır.

Tekrar hatırlatıyor, yeniden söylüyorum: Biz de taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. Biz de tavan yoktur, ülkücü şuur hakimdir.

Bunlar diyor ki, MHP’nin tabanı ile tavanı farklı düşünüyor! Dün söylenenler bugün inkar ediliyor, keskin dönüşler oluyormuş.

Kütük yontula yontula kitap oldu da, iftirayı meslek edinmiş, isnat, itham ve ilkel dürtüleri kılavuz yapmış çevreler bir türlü uslanmadı.

Yüksek hedefleri benimsedik. Siyasi ahlak ve uzlaşmayla millete giden yolları araladık. Çarpık niyetlere karşı bütünleşip netleştik.

Devletin ayağa düşürülmemesi, milletin arada kaynayıp gitmemesi, vatanın hür ve bağımsız olarak devamı için müdahale gerekiyordu.

Sahip olduğumuz siyaset aklı; dağınıklığı birleştiren gücü, meseleyi kavrayan özü, nefsin azgınlığını durduran kudreti temsil etmektedir.

Kaldı ki bunun nihai onay mercii Türk milletidir. Çareyi vesayet odaklarında, yabancı güçlerin emellerinde değil, millette gördük.

Toplumdaki değişim dinamiklerini fark eden siyaset aklının devlete kişilik kazandıran hukuki çerçeveyi belirlemesi doğal, hatta zorunludur.

Söz ve yetki Türk milletinindir. Egemen olan millet, bizzat kendi kader ve geleceği hakkında karar verecektir. Peki, rahatsızlık niyedir?

Anayasa değişikliğindeki maksat yürürlükteki hükümet etme sistemini tıkayan, kırılmasına ve dağılmasına neden olabilecek engelleri aşmaktır.

Bir yanda evet, diğer yanda hayır diyenler devamlı surette tahkim edilirken, cepheleşme ve siyasal çatlaklar da derinleşmektedir.

Referandum üzerinden milleti fikir ve duygu planında ayrıştırmayı amaçlayan profesyonel nifakçılar kampanyalarına çoktan başladılar.

18 Maddelik Anayasa Değişiklik Teklifinin TBMM’de kabul edilmesiyle sırayı Cumhurbaşkanı’nın onayı,peşinden de Referandum safhası alacaktır.

Neyin fırsatı kollanıyor diye soracak olursanız, derim ki; kutuplaşmanın, krizin, kamplaşmanın, karanlığın, kavganın, kargaşanın…

Makyavel, “fırsat kaçırılmayacak kadar güzeldir”, diyordu. Kaos kuluçkasına yatıp felaket üretmeye niyetlenenler şimdilerde fırsat kolluyor.

Yeni bir referandumun arifesindeyiz. Türk milletinin şaşmaz ve isabetli iradesi bir kez daha tecelli edecektir. Bu anı sabırla beklemeliyiz.