Halk neden sola oy vermiyor?

Solun genel tanımı nedir?

 Yoksul kitlelere yakın olmak, ezilenlerin çıkarlarını savunmak, özgürlükleri genişletme mücadelesi vermek değil mi?

Bu açıdan Türkiye garip bir ikilem yaşıyor. Hem de yıllardan beri.

SODEP-SHP-CHP-DSP gibi adında "sol" bulunan partiler, seçimlerde dar gelirlilerin yaşadığı mahallelerden değil, merkezlerden, nispeten gelir durumu daha düzgün ve "kentli" olarak tabir edilen kesimden oy alıyorlar.

Bağdat Caddesi üzerindeki apartmanlardan sol partiye oy çıkıyor da apartmanın kapıcısı ya da onun tepelerde oturan akrabası sağ partilere oy veriyor.

Burada tuhaf bir çelişki var.

Türkiye'de "sol" tanımı giderek "kentli - laik - yüzü Batı'ya dönük" anlamlarını içermeye başlıyor.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir "sol" tanımı olduğunu bilmiyorum ben.

Buna karşılık "tutucu" denilen çevreler, yoksul halk kesimlerine, varoş denilen mahallelere, fabrikalara, tarlalara, gecekondulara daha yakın duruyorlar.

Bu da büyük bir terslik.

Meclisin sağ kanadı büyük ölçüde yoksul halk kesimlerinin, sol kanadı ise büyük ölçüde kentli kesimlerin oylarını aldı.

Ve Türkiye kendine ait bir terminoloji yaratmış oldu.

Kentliden oy alan "sol" parti ve yoksuldan oy alan "sağ-tutucu" parti.

Ve seçimden sonra bu sağ parti, özgürlükçü-demokrat ve reformist ilkeleri benimsemeye özen gösterdi. Yani solun söylemini kullandı.

Bu tanım, bütün klasik öğretileri altüst edecek kadar önemli.

Bence bu yanlışlığın ve ikilemin bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor.

Bunun da yolu, solun sol; sağın sağ olması.

Yani sol partilerin yoksullaşan kitlelere, açlık ve yoksulluk sının altında yaşayanlara, kent varoşlarında tutunmaya çalışanlara sahip çıkarak, onların sesini duyurması.

Devrimci rüzgârın Türkiye'de de esmesi gerekiyor.

Giderek yoksullaşan büyük halk kitlelerinin buna gerçekten ihtiyacı var.

Bir ikinci konu da değişim umudu.

1970'ler Türkiye'sinde sol yüzde 40'lann üstüne çıktığı zaman topluma bir değişim heyecanı ve geleceğe dönük bir umut verebiliyordu.

Bugün halk umutsuz, geleceğine güvenle bakamıyor. Bir büyük değişim heyecanı yaşayamıyor.

Solun yapması gereken şey; kendi içindeki sen ben kavgalarını bırakıp, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle, demokratik kuruluşlarla bir araya gelip büyük bir değişim rüzgârı estirmek.

İnanıyorum ki alnında bu rüzgârı hisseden halk sola tekrar oy verir….