Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
Eski AKP’li vekil: Erdoğan’a karşı çıkan dayağı yer
AKP kurucularından olan HDP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, Erdoğan’a karşı çıkanın dayak yediğini söyledi.
Cumhuriyet gazetesinden Selin Ongun’a konuşan Dengir Mir Mehmet Fırat, AKP toplantıları ve Erdoğan’ın tutumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’a karşı çıkanın dayak yediğini söyleyen Fırat’ın yanıtları şöyle:
– Başbakan Yardımcı Yalçın Akdoğan’ın “Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar” sözleri çok tartışıldı. Öcalan’ın HDP’yi de, AK Parti’yi de devlet yetkililerini de eleştirdiği haberleşti. Ne diyorsunuz?
Cumhurbaşkanı’na aşık olan bir Şems vardı medyada. Bizim Başbakan Yardımcısı da Öcalan mahbubu olmuş. Öcalan’ın konuşmasına müsaade yok. Zaten onunla görüştürülseydi belki de bu çatışmaların hiçbiri olmazdı. Belki de şu an silahlar patlamıyor olacaktı. Nutuklara bakın şimdi… Şu anda ölümlerin tamamı AK Parti iktidarının devamı için meydana geliyor. Bu ülke için bir savaş yapılmıyor.
– Defalarca AK Parti MYK’sinde bulundunuz. Orada bunlar konuşulmaz mı?
Hayır konuşulmaz. Ben orada altı yıl kaldım. Yine o günlerde bir iki ses çıkıyordu. Ama bugün uzaktan yakından böyle bir şey söyleme gücüne sahip kimse yok. Tek bir şey var, göze girip bundan sonraki seçimi garanti edebilmek. Günde 6 şehit gelmiş, insanlar ölmüş, Türkiye Ortadoğu bataklığına hızla sürüklenmiş. Şu anda her türlü organizasyon bu işin içinde. Amerikan Konsolosluğu saldırısı örnek. Ve Türkiye maalesef hızla toplumsal yırtılmaya doğru gidiyor. Artık bu düşük profilli savaş değil. Ülke bir savaşa gidiyor. Çünkü Türkiye artık sadece bir iç mesele ile uğraşmıyor. Türkiye kendi dışındaki ateşin içine hızla sürükleniyor. Bunu kaldırabilecek hiçbir ülke yok. Bazen iktidar insanları köreltir. Şu andaki kararların hareket saiki kin, nefret ve kaybetme kızgınlığı. Onun için de doğru düşünemiyorlar, doğru karar veremiyorlar. Türkiye bugün hakikaten bir siyasi açmazın içinde. Ülkenin içeride de dışarıda da başı belada. Bu şartlar halinde bir erken seçim Türkiye’nin zaman ve ekonomi kaybıdır. Ama daha en önemlisi bu zaman kaybının içinde insan kayıpları olacak.
– Bunları Cumhurbaşkanı’na kimse anlatmıyor mudur?
Kimse cesaret edemez, icap ederse dayak bile yer. Şu anda üzülmesin diye Cumhurbaşkanı’na bir Rockefeller gazetesi çıkarılıyor. Her şey sütliman gösteriliyor. Devlet ve siyasi deneyimi olan hiç kimse de Sayın Cumhurbaşkanı’na bu yapılanlar hatadır, bunların yapılmaması lazımdır, demiyor.
– İcap ederse dayak bile yer, dediniz. Geçmişte eleştirileri söylediği için dayak yiyen oldu mu?
Siz medyadan geliyorsunuz kimin dayak yiyip yemediğini bilirsiniz.
– Mecazi anlamda mı söylüyorsunuz?
İcap ederse fiili güç de kullanabilir. (Bundan sonraki birkaç cümlesini, yazılmamak kaydıyla notunu vurgulayarak, aktarıyor. Takibinde yazılmak kaydıyla söyleşiye devam ediyor) Hatırlayın, 2007’de bir anayasa çalışmamız oldu. Bugün konuşulduğu gibi Türk tipi bir başkanlık sistemi var mıydı orada? Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin sınırlandırıldığı güçlendirilmiş bir parlamenter sistemden bahseder orada AK Parti. Peki, ne oldu da 2011’den sonra Türk usulü bir başkanlık sistemi ortaya atıldı?
Yorum Yap