YSK, CHP 22'nci Olağanüstü Kurultayı'na ilişkin iptal talebi reddetti
‘Erkekler ağlamaz, babalar ağlar…’
Yıllar önce onu ilk kez ağlarken gördüm.
Ablam Urfa’da öğretmen lisesi kazanmış.
Onu okuluna götürdü geldi.
Eve girdiğinde gece yarısını çoktan geçmişti.
Salonda divanlar var o zamanlar, o divanlardan birinin üzerine yüzüstü uzandı ve o koskoca adam ağladı.
İkinci ağlaması çok daha sonraları.
1993 yılı, büyük ablam evleniyor. Herkes mutlu. Tabii o da kızı mutlu diye mutlu ama kızını İstanbul’da bırakıp dönünce gördüm göz yaşlarını.
Üçüncü kez ağlaması 1998 yılı. Kardeşim Amerika’ya gitmeye karar verdi. Düşüncesi dil öğrenip dönmek. Ama sanki o biliyordu oğlunun oraya yerleseceğini çabuk dönsün diye belki de su yerine göz yaşlarını döktü yeniden.
Ve son gördüğüm ağlaması yine yıllar sonra 2011’in Mart ayında. Kızının kocası, torununun babası, yeni oğlu bir trafik kazasında hayatını kaybedince yine o koca adam ağladı.
Bir baba, göz yaşları evlatları için aktığında onlardan utanmazmış. Bunu babamdan öğrendim.
Babam bizi hep sevdi, hep iyi bir baba oldu. Çoğunlukla sevgisini gösteremedi.
Bazen gözyaşları anlattı sevgisini.
Hep korudu kolladı. Kaç yaşında olduğumuz önemli değil, ihtiyacımız olduğunda yanımızda.
Umarım çok daha uzun yıllar yanımızda, başımızda olur.
Canım babam iyi ki doğmuşsun.
İyi ki senin kızın olmuşum.
Seni çok seviyorum.
Yorum Yap