Eren Erdem: ‘Cemevlerinin su ve elektriği neden kesildi’

Eren Erdem’den ilk soru önergesi geldi. Cami, kilise, havra gibi ibadethanelerin elektrik su gibi temel ihtiyaçların devlet tarafından giderilmesine rağmen Cemevlerinden ücret tahsil edilmesi, ödeme emrinin akabinde kesim işlemi yapıldığı doğru mudur?

Seçim sürecinde yazılı ve görsel medyada, farklı inanç gruplarının dini özgürlük ve toplumsal yaşama dair taleplerinin dikkate alınacağına ve devletin her inanca eşit mesafede olacağına dair tarafınızın açıklamaları yer almıştı.

Erdem’in soru önergesi şöyle:

İstanbul’da yer alan Garipdede Cemevi özelinde ve tüm cemevlerinde kullanılan su ve elektrik giderlerinin faturalandırıldığı, ödeme talebi akabinde kesim işlemi yapıldığı doğru mudur?

Sn. Bekir Bozdağ’ın 2012 yılında Akşam Gazetesi’nde yer alan bir demecinde ifade ettiği 83 bin 708 caminin fatura giderlerinin bütçeden karşılandığı bilgisi doğru mudur?

Ayrıca 400 civarı ve sinagogun aydınlatma giderlerinin bütçeden karşılandığı doğru mudur?

Eğer bu veriler doğru ise, milletimizin farklı inanç ve mezhep yorumlarından oluştuğu ve devletin tüm bu farklılıklara, kendi varlığını sürdürme olanağı verdiği gerçeğine binaen, niçin aynı haklar cemevlerine tanınmamaktadır?

İlgili cemevlerine daha evvelce hizmet doldurma amacıyla giden memurlar, seçim sonrası, tekrar aynı gayeyle cemevlerine gidip hizmet sonlandırma işlemi başlatacak mıdır?