Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
Erdoğan’a saniye saniye telefonla bilgi verilmiş
Hükümetle HDP arasında yapılan Dolmabahçe zirvesi için “Mutabakat ifadesini asla kabul etmiyorum, benimle mutabakata varmadan hareket ettiler” diyen Erdoğan’ın zirvenin her aşamasına onay verdiği ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dolmabahçe zirvesi”ni ısrarla reddetmesine ve “Mutabakat ifadesini asla kabul etmiyorum, benimle mutabakata varmadan hareket ettiler” demesine rağmen, Dolmabahçe zirvesinin her aşamasından haberdar olduğu ve onay verdiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet‘ten Can DündarI’n haberine göre, Mutabakatın perde arkasını bilen çevrelerin verdiği bilgiye göre Hükümet adına Dolmabahçe’de müzakerelere giren heyet, HDP’lilerin her talebini anında telefonla Erdoğan’a iletti ve onay aldı.
Birlikte fotoğraf verilmeden önce, oturma düzeninden açıklama metnine kadar birçok konuda anlaşmazlık çıktığı, ancak tarafların karşılıklı verdikleri tavizlerle, bugün Erdoğan’ın yok saydığı mutabakata ulaşıldığı anlaşıldı.
İLK KRİZ METİNDE
Görüşme öncesi iki heyetin elinde birbirinden hayli uzak iki metin vardı. Müzakereleri yürütenler bu iki metni birbirine yakınlaştıran bir ön görüşme yaptılar. Başbakan Davutoğlu, ön görüşmenin her aşamasından haberdardı. Ancak Dolmabahçe’de toplanıldığında, bazı ifadeler konusunda yeniden pürüz çıktı. Açıklama gecikti. Müzakere kopma noktasına geldi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı ile adeta “canlı bağlantı” kuruldu. Onun da devreye girmesiyle metin krizi aşıldı ve iki tarafın da üzerinde uzlaştığı bir mutabakat metni, açıklamaya hazır hale getirildi.
BANTTAN YAYIMLANDI
Toplantıya basının alınmaması, resmi açıklamanın Anadolu Ajansı kamerası aracılığıyla dağıtılması kararlaştırılmıştı. Ancak bilinenin aksine, açıklama metni canlı değil, banttan yayımlandı. Hükümet tarafı, herhangi bir sürprize karşı önlem olarak “geciktirmeli yayın” tercihini kullandı. Yani yapılan kayıt, kısa bir süre sonra yayına verilerek muhtemel bir riskten kaçınıldı.
HDP tarafı, yayın öncesi, açıklamanın yapılacağı salonu görmek istedi. Salonda iki koltuk, iki tane de üçlü kanepe vardı.
HDP’liler, iki koltukta “taraflar”ı temsilen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in oturacağını düşündüler. Oysa Hükümet tarafı, o koltuklarda Yalçın Akdoğan ile Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammet Dervişoğlu’nun oturmasını planlamıştı.
Diğer iki kanepeden birine Efkan Ala ile Mahir Ünal, diğerine de HDP’li Pervin Buldan ile İdris Baluken oturacaktı.
HDP heyeti, bu oturma düzenine, “Burada Kabine mi topluyoruz” diyerek itiraz etti. İtiraz kabul edilmeyince de açıklamadan vazgeçeceklerini söylediler. Tartışma büyüyünce de “Çeçen örneği”nden söz ettiler.
ÇEÇEN ÖRNEĞİ
20 yıl önce Kremlin Sarayı’nda Rusya Devlet Başkanı BorisYeltsin, Çeçen direniş hareketinin liderleriyle toplandığında benzer bir protokol krizi yaşanmıştı. Yeltsin görüşme masasının başına oturmak isteyince Çeçen komutanlar itiraz etmiş ve “eşit biçimde karşılıklı” oturmakta diretmişti. Bu ısrar üzerine Yeltsin, masanın başından kalkıp heyetinin yanına oturmuş, “taraflar”, masanın iki yanına yerleşmişti.
ERDOĞAN ÇÖZDÜ
HDP heyetinin itirazı hemen Erdoğan’a “arz edildi”.
Sonunda Yalçın Akdoğan’ın bir yanına Efkan Ala, diğer yanına Sırrı Süreyya Önder oturtuldu, diğer heyet üyeleri de 2’li kanepelere yerleştirildi; oturma sorunu böylece halledildi.
Yorum Yap