Bugün dinlediğim bir hikâyeyi sizlere aktarmak istiyorum.

Bu özel bir hayat ve özel hayatların gizlilik yasası içinde olduğunu bildiğim için ismini vermeden yazacağım bir insanın başından geçen trajikomik bir hikâye.

Herkesin özel hayatı kendine özeldir, bu sebeptendir ki yasalarımız bu özel hayatları korumaya alma ve bazı kötü niyetli insanların eline koz vermemek adına ciddi cezalar öngörmüştür.

Maalesef ki birçok insan yasalardan bir haber oldukları için nasıl bir koruma altında olduklarını bilmedikleri için, bazı kötü niyetlilerin tezgahına düşüyor bu kadında olabilir erkekte.

İkili ilişkiler her zaman yaşanabiliyor bu etik olur olmaz tartışılır, doğrudur yanlıştır tartışılır ama insanların kendi tercihleridir ve kişiye özeldir yaşayanı bağlar.

Bu hikayemizde ki, insanlar bazı yaşanmışlıkların dışında bir iftiraya uğruyorlar maalesef ki, bu iftira karşısında çözüm aramak için yan yana geldikleri zaman yine o kendilerini akıllı sanan üçüncü şahıslar devreye girip bu kişileri gizli çekimlerle ifşa etmeye çalışıyorlar, çünkü amaçları zengin olan bu kişilerden para kopartmak, tabi ifşa edilen şahıslarda boş değil akıllı insanlar kanunları çok iyi biliyorlar ve gerekeni yapıp bu üçüncü şahısların oyununa gelmiyorlar.

Ve üçüncü şahısların muhatabı oldukları kişilerin haberi olmadan gizli ses ve görüntü aldıkları için ve iftira attıkları için 3 Yıldan 10 Yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyorlar ve suçlu bulunup tutuklanıyorlar.

Bu hikâyenin trajikomik tarafı da üçüncü şahısların akıllı ve okumuş insanlar olup, en yakın akrabalarını avukat olduğunu unutmuş olmaları.

Düşünebiliyor musunuz?

İyi bir avukata tezgâh kuruyorlar.

Bu hikâyeyi yazmamda ki sebep birazda son günlerde duyduğumuz bazı olayların çoğalmasıdır, Türkiye’de yasaların farkına varmadan kadına uygulanan şiddet ve hakaretlerinde içinde bulunduğu birçok yasa var.

Konumuzu ne kadar insan olarak anlatsam da bu tür olaylar genelde kadınların başına daha çok geliyor, kadınların korumasız ve güçsüz olduklarını düşünen bir kitle var, erkeğin hatası olmaz ne yaparsa kadının der gibi kadınları suiistimal ederek tüm şiddeti zulmü kadına hak gören zihniyetler yüzünden kadınlar kendi kabuğuna çekilmek zorunda bırakılıyor.

Ama bazı kadınlar ne kadar bu konularda yeterli bilgiye sahip değilse tam tersi bu konularda bilgiye sahip hakkını arayan yasaları çok iyi bilen kadınlarında varlığıdır.

Tabi yeterli mi? Değil kadın olsun erkek olsun yasaları çok iyi bilmek gerekli ve kendilerine yapılan yasa dışı olaylarda kendilerini savunmaları ve haklarını aramaları gerekli ki karşılarında ki kötü niyetli insanlara hadlerini bildirsinler.

Her konuda olduğu gibi insan hakları ve koruma yasaları hakkında bilgi edinmeleri ve gerektiği zaman kendilerini savunmaya almaları gerekli.

Diğer taraftan bu Çirkinlikleri yapan insanların neden bu tür yaklaşımları yaptıklarını tartışmak gerekli.

Neden başkalarının hayatıyla bu kadar ilgililer haksız kazanca içinde oluyorlar.

İyilik insanın doğasında olan bir güdü çünkü tüm insanlar iyi doğar hayat şartları yetişme tarzları insanı kötü yapar işte burada ailelere çok iş düşüyor neden gençlerimiz kötülüğü tercih ediyorlar?

Toplum olarak bir yerlerde yanlış yapıldığı kesin, onun için iyi düşünmek çocuklarımızı iyiliklerle büyütmek gerekli.

Bence hiçbir insan hayatına entrika kokan hareketlerle geçirmek istemez.

Huzurun yerini entrika kokan hareketlere bırakmamak için aydınlık ve güzellikler yaşamak gerek.

Kim ne yaparsa yapsın, kim nasıl mutlu oluyorsa olsun başkalarının huzuru bizleri de mutlu etmeli bizleri huzursuz entrika dolu hareketlere itmemeli.