Ekmel Bey’i ‘tanıdıkça seven’ olmadı

Kılıçdaroğlu ‘Çatı adayı’ olarak İhsanoğlu ismini açıkladıktan sonra gelen tepkilere ‘tanıdıkça seveceksiniz’ yanıtını vermişti. Ancak Ekmeleddin İhsanoğlu konuştukça tepkileri yatıştıramadığı gibi Erdoğan’In uygulayıcısı olduğu neoliberal programla bir derdi olmadığı ve Türk-İslamcı kimliğiyle gerici-sağ siyaset çizgisinin temsilcisi olduğuna ilişkin tepkileri haklı çıkarmaya devam etti.

Sendika.org de yayımlanan bir haber analize göre; CHP ve MHP’nin cumhurbaşkanlığı seçimi için gösterdiği çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim çalışmaları AKP’nin 12 yılının hedefini oluşturan neoliberal İslami rejimin sürekliliğini sağlamak üzere Erdoğan’a “ılımlı” alternatif  isim olarak adının  gündeme getirildiğine yönelik işaretlerle doluydu. Seçim kampanyasını yürütenlerin söylemi de Erdoğan’ın temsil ettiği çizgiden çok  hedeflediği cumhurbaşkanlığı biçimine karşı İhsanoğlu’nun farkının altını çizmek üzere şekillendirildi

 Fatiha ile başladı..

İhsanoğlu ‘Fatiha suresi’ okuyarak başladığı seçim çalışmalarına sağ siyaset geleneği ve İslamcılığın “ortalaması”nı tutturarak devam etti. İhsanoğlu, Gezi Parkı ziyareti ve Ali İsmail’in ölüm yıldönümünde adını anması gibi göstermelik adımlar dışında Haziran’da Erdoğan diktatörlüğüne karşı sokağa çıkan milyonların talep ve özlemlerine ilişkin somut bir program ya da söylem geliştirme zahmetine de girmedi. ‘Ekmek’ sözü isminin hatırlatılmasına ilişkin bir slogan olarak tarğihte yerini aldı.

Ayırdeden ne?

İhsanoğlu’nu Erdoğan’dan ayırt eden özellikler ise seçim kampanyasında şöyle sunuldu; Erdoğan’ın kaybettiği uluslararası saygınlığa sahip olmak, Erdoğan’ın saflaştırıcı, kavgacı üslubunun tersine “uzlaşmacı, birleştirici, ılımlı” bir üsluba sahip olmak. Diplomat olması, dil bilmesi, yazdığı kitaplar, ‘profesör’ ünvanı ise kampanyayı bezeyen ayrıntılar oldu. Ancak seçim çalışmasının temeli ise asıl olarak Erdoğan öngördüğü gibi ‘devletin ve icranın başı olan bir cumhurbaşkanı’ olmak yerine ‘anayasaya uygun biçimde ahenkle çalışacak bir cumhurbaşkanı’ olacağına ilişkin propaganda oldu. İhsanoğlu, Erdoğan’ın ‘zayıf noktalarına’, egemenlerin ve emperyalist merkezlerin Erdoğan’ın törpülenmesi gerektiğini düşündükleri özellik ve hedeflerine değindi; dış politikasını eleştirdi, ‘kavgaya, zıtlaşmaya, cepheleşmeye son’ dedi. Tanıtımın ardından yaptığı konuşma ise ülke tarihinde siyasi krizler açısından düğüm noktası haline gelen Cumhurbaşkanlığı makamı için hangi eğilimin adayı olduğunu gösteriyordu: “Cumhurbaşkanlığı devletin sigortasıdır. Attırmamak lazım.”

Kadın düşmanlığında da mı buluştular?

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun temsil ettiği çizgiyi açık eden en önemli konulardan biri ‘kadın bedeni’ne dair tutum oldu. Erdoğan’ın yasaklamaya çalıştığı ve kadınların mücadelesi ile geri adım atmak zorunda kaldığı kürtaj konusu İhsanoğlu’na sorulduğunda Erdoğan’ın argümanlarını “hiddetsiz” biçimde tekrarlayıverdi: “Verilen canı, insanın alma hakkı var mıdır? Ben size soruyorum: Allah’ın verdiği canı, siz alabilir misiniz? Bunu da sormak lazım, değil mi?” İzmir’de Halkevci Kadınlar’ın ‘kadın düşmanlarına mecbur değiliz” diyen protestosu üzerine sözünü “Reşit bir insanın bedenine müdahale kimin haddine?” söylemi ile çevirmeye çalışsa da bu durum kadın düşmanlığını yeniden üreten söylemi tekrar ettiği gerçeğini değiştirmedi.

Kürtçe helal olmasına helal de eğitim dili olmasın

Ekmeleddin İhsanoğlu “Ana sütü gibi helal” diyerek değindiği anadil konusu sıra Kürtçe eğitime geldiğinde beylik tezlerin bahane olarak öne sürülmesine dönüştü. İhsanoğlu Taraf gazetesinden  Tuba Tekerek’e verdiği röportajda ‘Rasyonel düşünmek zorundayız, değişik etnik yapısı olan tek ülke biz değiliz, Kürtçe bilim dili değil, bilim dili olması için bir asır geçmesi gerek…” diyen İhsanoğlu “Bir dilin, eğitim dili olmaması onun gelişmesine engel olmaz mı?” sorusuna ise “O ayrı mesele” diyerek cevap verdi. Bu tarihten sonra ise kendisini zorlayan hemen her konuda bu “ayaküstü konuşulacak konu değil” cevabı ile geçiştirme yöntemine sarıldı.

LGBTİ konusunda ‘muhafazakar toplum hassasiyetleri’

LGBTİ’lerle ilgili sorulara ise kaçamak yanıtlar veren İhsanoğlu El Cezire’ye verdiği röportajda ‘Homofobi evrensel bir mesele değildir’ dedikten sonra Hürriyet gazetesine verdiği demeçte de “Muhafazakâr toplumun hassasiyetlerini düşünmemiz lazım. Türkiye’de 76 milyon insanın değerlerine saygılı olmamız lazım. Bir taraftan bu şekilde davranan insanlar var ve kendi haklarını müdafaa ediyorlar” ifadelerini kullanarak nefret söylemi ve cinayetlerinin, ayrımcılığın hedefinde olan LGBTİ’lerin talep ve haklarına değil ‘muhafazakar’ toplum yapısına vurgu yaptı.

Faşistten kahraman yaratanlar

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bu topraklarda sağın katliamcı “geleneği” ile de bir sorunu olmadığı Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarını ziyaret etmesi ile ortaya çıktı. İhsanoğlu, 80 öncesi yaşanan faşist katliamlardaki rolü bilinen yakın tarihte yaşanan Hrant Dink suikasti ile partisinin bağlantısı açık olan Yazıcıoğlu, İhsanoğlu tarafından kahraman ilan edildi.

Türkeş’in danışmanı Ekmel Bey

İhsanoğlu’nun mezar ziyaretleri Yazıcıoğlu ile sınırlı kalmadı, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın mezarlarını da ziyaret etti. Menderes’in mezarı başında ağladı. Kayseri ziyareti sırasında Twitter’dan yaptığı “Türkiye siyasi tarihinin unutulmaz ve büyük isimi, sayın Alparslan Türkeş’in memleketi Kayseri’de olmaktan dolayı gururluyum” paylaşımının başka bir anlamı olduğu Taha Akyol’un yazısında ortaya çıktı. Ekmel Bey, Türkeş’in tercümanlığını ve Ortadoğu danışmanlığını yapmıştı.

‘AKP ile aynı zihniyetteyim’

“Tayyip Bey benim çok eski ve iyi bir dostumdur” ,“Seçilirsem istikrarın devamı için AK Parti dahil tüm partilerle el ele vereceğim”, “AK Parti’nin aleyhine değilim”, “Bugün bana oy verenler 2015 seçimlerinde pekala AK Parti’ye oy verebilir” sözleri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ağzından duyuldu. Erdoğan’ın seçim mitinglerinde kendisini hedef almasıyla söylemi biraz sertleşse de en son Yön Radyo ile röportajda “Bir AKP’li size neden oy versin” sorusuna verdiği cevap durumu özetledi:  ‘Ben onların tercihlerini ve zihniyetini temsil ediyorum. “

Kılıçdaroğlu ‘Tıpış, tıpış”

AKP karşıtlarına umut diye sunulan “çatı adayı” İhsanoğlu, “AKP ile aynı zihniyette” olduğunu kanıtlarken özellikle CHP’nin işi zorlaştı. CHP’nin, “Erdoğan gitsin de nasıl olursa olsun” stratejisinin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili olarak “çantada keklik” muamelesi yaptığı Alevilerden, Haziran İsyanı’na katılan sosyal demokrat tabanından yükselen itirazları bastıramayınca Kılıçdaroğlu sertleşti. Sağa açılma projesinde yerel seçimden sonra cumhurbaşkanlığında da tökezlerse kendi siyasi geleceğinin de tehlike altında olduğunu bilen Kılıçdaroğlu halka emir verir gibi konuştu: “Kalkmışız biz sandığa gitmeyeceğiz. Niye gitmeyeceğiz? O da Erdoğan’a benziyor, bu da Erdoğan’a benziyor. Adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz.” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu Kılıçdaroğlu projeciliğinin de geleceğini etkileyecek.