Cumartesi Anneleri: ‘Hüseyin Toraman Nerede?’

23 yıldır Hüseyin Toraman’ın bilinen failleri korunuyor, gözaltında kaybedilen bedeni ailesinden gizleniyor. 499 haftadır Galatasaray’dan barışa, demokrasiye ve hukuk devletine çağrı yapan Cumartesi Anneleri sordu: Hüseyin Toraman nerde?

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Hüseyin Toraman için bir açıklama yaptı.

İşte o açıklama:

23 yıldır Hüseyin Toraman’ın bilinen failleri korunuyor, gözaltında kaybedilen bedeni ailesinden gizleniyor…
499 haftadır Galatasaray’dan barışa, demokrasiye ve hukuk devletine vurgu yapıyoruz.
Çünkü dünyadaki örneklerinden de biliyoruz ki kayıpların akıbetinin açıklanması ve faillerinin yargılanması toplumsal barışı, demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü esas alan bir siyasi irade ile mümkündür.

Hükümetin çözümden, demokrasiden en çok bahsettiği bir dönemde Cumhurbaşkanı polisin vur yetkisini arttırmaktan, Başbakan misliyle şiddet uygulamaktan, Başbakan Yardımcısı dünyayı başımıza yıkmaktan söz ediyor.
Biz kayıplarımızı bulabilmek için demokrasi talep ederken hükümet Türkiye’yi yeni insanlık suçlarının önünü açacak polis rejimine sürüklüyor.
Bu hafta, polis devleti uygulamaları sonucunda gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman’ı anmak için buluştuk.

Marmara Üniversitesi’nden yeni mezun olan 24 yaşındaki Hüseyin Toraman sosyalist kimliği nedeniyle polisin hedefindeydi.
26 Nisan 1991 tarihinde kendisinin dışarıda olduğu bir sırada, evine Gebze polisi ile İstanbul Terörle Mücadele Şubesinden polisler, birbirinden habersiz aynı anda baskın yaptı. Polislerin arasında çıkan çatışmada Gebze Emniyet Müdürlüğünden bir polis öldü. Gebze polisi olaydan Hüseyin’i sorumlu tuttu, evinin duvarlarına intikam yeminleri yazdı. Bunun üzerine Hüseyin Kocamustafapaşa’ya taşındı.

Hüseyin Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı pazar kahvaltısı için ekmek almak üzere evinden çıktıktan sonra, komşularının ve esnafın gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir araca bindirilerek kaçırıldı. Olay üzerine çağrılan polis, kaçıranların da polis olduğunu anlayınca olaya müdahale etmedi. Baba Ali Rıza Toraman olaya müdahale etmeyen karakol polislerinin, kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e verdi. Tanıklara rağmen, delillere rağmen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığı bu güne kadar inkâr edildi.

1991’de Fatih Cumhuriyet Savcısı Zafer Sercan Yetişir’in açtığı soruşturma bir sonuca ulaşmadı. 2011 yılında İstanbul Cumhuriyet Savcısı Veysi Büyükkılıç’ın başlattığı soruşturma da ” Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102/6. maddesinde belirtilen 20 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan soruşturmaya yer olmadığına” kararı ile kapatıldı. İHD avukatının yaptığı itiraz sonucunda dosya üzerindeki kapatma kararı kaldırıldı.
Tam 23 yıldır Hüseyin’in bilinen failleri korundu. Gözaltında kaybedilen bedeni ailesinden gizlendi.

Hüseyin Toraman’ın kaybedilmesinden başında Mehmet Ağar’ın bulunduğu İstanbul Emniyetini ve başında Orhan Kaya’nın bulunduğu Gebze Emniyetini sorumlu tutuyoruz. Mesut Yılmaz başbakanlığındaki 48. Hükümeti ve Süleyman Demirel başbakanlığındaki 49. Hükümeti sorumlu tutuyoruz. General Fikri Nezihi Çakır’ın Genel Sekreteri olduğu Milli Güvenlik Kurulu’nu sorumlu tutuyoruz. Hüseyin’in akıbetini açığa çıkarmayan, faillerini yargılamayan tüm hükümetleri sorumlu tutuyoruz.
Hüseyin Toraman’ın akıbeti açıklanıncaya, bedeni ailesine teslim edilinceye kadar bu dosya bizim için kapanmayacak.
Hüseyin Toraman davası adaletle sonuçlanıncaya kadar bizim için kapanmayacak.

 

 Gelecek hafta Cumartesi Anneleri, 500. kez buluşuyor.

cumartesi-anneleri

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi

Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon