YSK, CHP 22'nci Olağanüstü Kurultayı'na ilişkin iptal talebi reddetti
CHP’li Sarı: ‘Önemli olan bu karara uyulması’
Sarı: “Toplumu germek, karşıtlıkları sürekli gündemde tutmak, toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmek, AKP Hükümetlerinin “doğasında” var. Gerginlikten medet umarak, kendi tabanını bir arada tutmak, yıllardır izlediği bir taktik. Uyguladığı ve yaygınlaştırdığı şiddetten besleniyor”
YENİ SOLUK HABER MERKEZİ
Son günler de manşetlerden düşmeyen Cemevleri sorunu ve bununla ilgili çıkan AİHM kararı. Başbakan Davutoğlu’nun ‘Yolumuza devam ederiz’ demesi. Yine son yıllar da devletleşen polis şiddeti. Bunların hepsini “üç soru üç cevap”da toplayıp CHP Genel Başkan eski yardımcısı ve Parti Okulu Kurucu Başkanı, Sendikacı Perihan Sarı’ya sorduk. İşte mini röportajımız:
AİHM’in Cemevi hakkında son verdiği karar sizce yeterli mi?
AİHM’nin kararı başvuru kapsamındaki gereksinime göredir. Yani mahkeme, başvurudaki bir isteği, talebi çözüme bağlamıştır. Demokratik kurallara uyma iradesi olan bir iktidar için bu karar, kesin yol göstericidir. , hatta bu konudaki tüm Tartışmaları Gündemden düşürecek biçimde daha ileri adımlar atılmasıdır. Alevi inancını bir gerçeklik olarak kabul edip, bu inancı taşıyan yurttaşlarımıza ne olduklarını, nerede ibadet edeceklerini tarif etmeden, taleplerini karşılamak gereklidir. Cemevlerinin ibadethane olduğunu devlet değil, içinde inancının gereğini yerine getiren insanlar tanımlanmalıdır. Günlük yaşamda bu böyle sürüyorsa, insan hakları kapsamında bu gerçeğe göre davranılması, bu gereksinimin karşılanması kaçınılmazdır.
Davutoğlu’nun AİHM Kararı’na rağmen ‘Yolumuza devam ederiz’ demesine ne diyorsunuz?
Başbakanın, AİHM kararına rağmen davranması ve “biz yolumuza bakarız” söylemi, AB sürecini öne çıkarmaya çalıştığı bu günlerde kendi gündemleriyle örtüşmemektedir. Alevi önderleri ile yaptığı görüşmenin sonuçlarını dikkate alarak davranacağını söylüyorsa eğer, yol zaten AİHM kararı ile kesişen bir noktaya çıkacaktır. Yaklaşan seçimler nedeniyle, Alevi oylarına göz dikmiş olan AKP, hem yaşamın gerçeğine uymak, hem de Mahkeme kararını uygulamak zorundadır.
İktidarın; Ana muhalefet partisine, yani CHP’ye karşı sert tutumunu(Milletvekillerine gaz, Mahmut Tanal’ın birkaç kez darp edilmesi, en son gençlere sert müdahale) neye bağlıyorsunuz?
Öteden beri AKP Hükümeti’nin temel hak ve özgürlükler konusunda özgürlükçü bir yaklaşımı olmadığı, demokratik değerlerle sürekli çatıştığı ortadadır. Ana muhalefet partisi olarak CHP’ye yaklaşımını da bu tutumu belirlemektedir. Toplumu germek, karşıtlıkları sürekli gündemde tutmak, toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmek, AKP Hükümetlerinin “doğasında” var. Gerginlikten medet umarak, kendi tabanını bir arada tutmak, yıllardır izlediği bir taktik. Uyguladığı ve yaygınlaştırdığı şiddetten besleniyor. Güç gösterisi yaparak, kitleleri baskılıyor; hak taleplerini dile getirmelerinin önünü kesiyor. Özellikle CHP’ye Yönelik eylemleriyle, topluma “Ben egemenim, milli irade benim! Demokratik işleyişin önemli bir aktörü olan anamuhalefet partisini bile tanımam” mesajı veriyor.
Yorum Yap