Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
CHP’li Koç: ‘Kapıyı kapatan taraf olmayacağız’
AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde, CHP heyeti adına diplomasi trafiğini yürütecek Prof. Dr. Haluk Koç, koalisyon gündemine dair açıklamalarda bulundu AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde CHP heyetinde yer alan parti sözcüsü Haluk Koç, “Bundan sonra hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi olmayacak, olmamalı.” dedi.
Habertürk‘ten Kübra Par’ın sorularını tanıtlayan Koç, ” “Kapıyı kapatan taraf olmayacağız, çözümsüzlüğün adresi olmayacağız” dedik ama ille de çözüm bulacağız diye daha farklı bir CHP kimliğine girecek değiliz. Müzakere masasına farklı bir kostümle oturacak değiliz. Tabanımız endişe etmesin. Huzursuz olmalarına gerek yok. Tek parti iktidarı kompleksiyle tahrip edilen değerlerin yeniden onarılmasını istiyoruz.” dedi.
Kübra Par’ın Haluk Koç ile yaptığı görüşmenin satırbaşları şu şekilde:
AKP heyetiyle koalisyon görüşmelerinin ilkini yaptınız. Toplantı bittiğinde ne düşündünüz?
Günlük siyasi olaylara karşı duyduklarımızın dışında farklı bir duygu olmadı. Demokrasi bir uzlaşma sanatı. “Türkiye’de de uzlaşı kültürü yerleşmeli” diyorsak bu görüşmeleri yapmamız lazım. Siyaseti kavga alanı olarak görmüyoruz.
Bu görüşmeden çıkan sonuç nedir?
Özeti şu. Eğer böyle bir koalisyon vücuda getirilmek istenirse, bundan sonra hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi olmayacak, olmamalı. 7 Haziran gibi bir tespit var ortada. Hiçbir şey yaşanmamış gibi davranamayız. Devam edeceksek. Gelecek talebe göre, ilkelerimiz çerçevesinde, 7 Haziran öncesinde verdiğimiz sözleri unutmadan, 7 Haziran öncesinde yaşananları unutmadan, 7 Haziran öncesinde yaşananların hiçbir zaman tekrarlanmayacağının garantisini alarak müzakere boyutuna geçeceğiz.
7 Haziran öncesi iklimden kastınız nedir?
- Cumhurbaşkanlığı makamında anayasal sınırların allak bullak edildiği bir görev anlayışı
- Siyasetin sopası haline getirilmiş bir hukuk sistemi
- Yargıç teminatının olmadığı, adil yargılanma hakkının gasp edildiği bir hukuk düzeni
- Devletin mali kontrol gücünün değişik grupların üzerinde baskı aracı olarak kullanılması
- Kişisel hak ve özgürlükler, sosyal medya ve gösteri hakkı üzerindeki kısıtlamalar
- Çarpık gelir dağılımı
- Hesap vermeyen bir siyasi yapı, kapatılan yolsuzluk iddiaları
- Sayıştay raporları Meclis’e gelmeden çıkarılan bütçeler ve bütün bunlara alet olan bir TBMM Başkanı
Görüşme sonrası açıklamada Başbakan Davutoğlu, CHP’nin ortaya koyduğu 14 madde ile AK Parti’nin seçim sonrası atacağı 10 temel adımın örtüştüğüne vurgu yaptı. Bu anlamda ilkeler bazında iki parti arasında uyumdan söz edebilir miyiz?
Yakın olduklarını söyledikleri noktalar varsa mutluluk duyarız ama yakın olmadığımız önemli alanlar var. Türkiye’nin 7 Haziran’a kadar yaşanan fotoğraftan çıkması gerekiyor.
Olası çatışma alanları ne olur?
Eğer müzakere aşamasına gelirse, hukuk devleti normlarının yerleştirilmesi, özgürlükler, dış politikada yeniden yapılanma, çarpık gelir dağılımının giderilmesi, CHP’nin seçim öncesi vaatlerinin gerçekleşmesi gibi değişik başlıklar gündeme gelecektir. Tabii umuyoruz ki eğer bir koalisyon müzakeresi yapılacaksa bunu AKP ile yürütelim. Sürekli kendi sınırları dışında davranan bir Cumhurbaşkanı’yla, çift başlı AKP yapısıyla koalisyon görüşmesi götürmeyi düşünmek çıkmaz bir yol…
Eğer AKP ile koalisyon kuracak olursanız CHP tabanının tepkisi ne olur?
Görüşmeler başladığında, görüşmelerin içeriği de ortaya çıkacak. Kendi tutumumuzdan, ilkelerimizden uzaklaşmış değiliz. “Kapıyı kapatan taraf olmayacağız, çözümsüzlüğün adresi olmayacağız” dedik ama ille de çözüm bulacağız diye daha farklı bir CHP kimliğine girecek değiliz. Müzakere masasına farklı bir kostümle oturacak değiliz. Tabanımız endişe etmesin. Huzursuz olmalarına gerek yok. Tek parti iktidarı kompleksiyle tahrip edilen değerlerin yeniden onarılmasını istiyoruz. Bu, AKP, MHP ve HDP’ye oy veren yurttaşlarımız için de gerekli.
CHP’nin asıl gönlünde yatanın muhalefet bloku koalisyonu olduğunu söyleyebilir miyiz hâlâ?
Muhalefet arasında koalisyon kurulabilseydi farklı bir Türkiye yaratılabilirdi. AKP tek başına iktidar olma yetisini kaybetti ama AKP parti devleti bütün uygulamalarıyla devam ediyor. Bugün 7 Haziran’da hiç seçim olmamış gibi bir atmosferin devam etmesine neden olanlar bunu değerlendirmek zorundalar.
“Yüzde 60’lık blok” ihtimali de tamamen ortadan kalktı galiba?
Çok net ifadelerle kalktı. Meclis Başkanlığı seçiminde son turda kullanılan oylar, bir başka işbirliğinin temelini atmaya dönük olarak yorumlanabilir. Ki benzer bir manzara RTÜK üyeliği seçiminde de ortaya çıktı. Bu sefer de AKP desteğiyle bir MHP’li üye seçildi.
Meclis Başkanlığı ve RTÜK seçimi, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına rağmen AKP-MHP koalisyonuna mı işaret ediyor sizce?
Siyaset bazen sadece söylenenlerden ibaret değildir. Söylemler davranışlarla bütünleşmeden anlam kazanmaz. Perde önündeki söylemlerin aksine perde arkasında işbirliği geliştiğini görüyoruz.
Yorum Yap