CHP’li Gülsever: ‘İstanbullu mutlu değil’

İstanbullu daha yeşil, daha temiz, daha sağlıklı bir çevrede yaşamadığı için mutlu değil. Her saat yoğun trafikte olduğu için mutlu değil, Denizi kirli olduğu için, ormanları yok olduğu için, ağaçları kesildiği için, yeşil alanları yok olduğu için, içme suyu havzaları tehlikeye girdiği için mutlu değil.

2014 yılı İBB Faaliyet raporunu Meclis Kürsüsünde değerlendiren CHP İBB Meclis Grubu Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever; İstanbul’da yaşayan halk, İstanbul’un gidişatından memnun değil, mutlu değil. Bu kent çile kenti oldu, yaşanamaz bir kent oldu. Her tarafı şantiye doldu, betonlaşma hızla devam ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) 2015 yılı Nisan ayı Meclis toplantıları başkanlık binası meclis salonunda gerçekleşti. İBB 2014 yılı faaliyet raporu Başkan Kadir Topbaş meclise sundu.CHP Grubu adına CHP İBB Meclis Grubu Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever İBB’nin 2014 yılı faaliyetlerini değerlendirerek öneri ve eleştirilerini Meclis kürsüsündeki konuşmasında gerçekleştirdi. 2014 Faaliyet Raporu CHP Grubunun ret, AKP Grubunun oy çokluğuyla kabul edildi. İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da hazır bulunduğu İBB’nin 2014 faaliyet raporunun görüşüldüğü İBB Meclis Toplantısında Başkan Topbaş’dan sonra kürsüye çıkan ve CHP Grubunun görüş, öneri ve eleştirilerini sıralayan CHP İBB Meclis Grubu Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever, Başkan Kadir Topbaş’ın da hazır bulunduğu toplantıda eleştiri ve önerilerini sıraladığı 40 dakikalık konuşmasında ki bazı başlıklar;

İBB Başkanı Erdoğan ile Başbakan Erdoğan arasında dağlar kadar fark olduğu ortaya çıkmış oldu
“İstanbul’da yaşayan halk, İstanbul’un gidişatından memnun değil, mutlu değil. Bu kent çile kenti oldu, yaşanamaz bir kent oldu. Her tarafı şantiye doldu, betonlaşma hızla devam ediyor. İstanbullu daha yeşil, daha temiz, daha sağlıklı bir çevrede yaşamadığı için mutlu değil. Her saat yoğun trafikte olduğu için mutlu değil, Denizi kirli olduğu için, ormanları yok olduğu için, ağaçları kesildiği için, yeşil alanları yok olduğu için, içme suyu havzaları tehlikeye girdiği için mutlu değil. 25 yıldır İstanbul’a ortalama her yıl 300 bin kişi artışla çoğalıyor ve bu göç devam ediyor. Bunu farkına varan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a göçü önlemek için ‘Vize’ koymayı düşünmüş, 3.Boğaziçi köprüsünün yapılmasının cinayet olduğunu söyleyip karşı çıkmıştı. Yani İBB Başkanı Erdoğan ile Başbakan Erdoğan arasında dağlar kadar fark olduğu ortaya çıkmış oldu”

Başkan Kadir Topbaş Faaliyet raporunu değerlendirirken Lale’nin önemini o kadar güzel anlattı ki; Lale Türkiye için, dünya için ve insanlık için çok önemli!
“İstanbul gelişiyor diyorsunuz; toprağı betonlaştırmaya devam ediyorsunuz, ranta dayalı anlayış ile devam ediyorsunuz. İstanbul AVM’ler, gökdelenler ve rezidanslar kenti haline dönüştürüldü. Megakent denilerek her yer beton yığınlarına döndürülüyor; Bu inşaatlarda çoğunluğu İstanbul dışından göç ile gelen yoksul ailelerin çocukları çalışıyor, karın tokluğuna çalışıyor, iş güvenliği alınmadan çalıştırılıyorlar. Büyümeyi Sanayi’ye değil rant ekonomisine dayandırıyorsunuz. Kentin neresine giderseniz inşaatlar, gökdelenler, AVM’ler ve rezidanslar; Bu çözüm değil, kenti yok etmektir. İstanbul’un en önemli sorunu olan, bilim insanlarının kabul ettiği Deprem gerçeği için gerekli adımlar atılmadı, gerekli çalışmalar yapılmadı. Deprem riski de her geçen zaman artıyor. Kentsel dönüşüm deprem amacına yönelikti ama herkes biliyor ki artık ranta dayalı bir dönüşüm halini aldı, kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme dönüştü”

Başkan Topbaş’ın İBB Faaliyet raporunu değerlendirirken gerçekleştirdiği konuşmasında, “Bu yıl İstanbul’da lale devri başladı. Kentin dört bir yanını 30 milyon lale ile donatıyoruz” sözlerine atıfta bulunan CHP’li Gülsever “Sayın Başkan Kadir Topbaş Faaliyet raporunu değerlendirirken Lale’nin önemini o kadar güzel ve o kadar önemliymiş gibi anlattı ki; Lale Türkiye için, dünya için ve insanlık için çok önemli(!)”

Seçimle gelmiş olan insanların bu kentin geleceğiyle ilgili karar alma yetkisini Belediye Meclislerine ve Belediye Başkanlarına verdi, ama kararı bürokratlar veriyor. “Merkezi hükümet plan yapma yetkisini aldı,(Başkan Topbaş’a bakarak) siz engelleyemediniz. Büyükşehir Belediyelerinin plan yapma yetkileri Turizm Bakanlığına verildi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verildi, TOKİ’ye verildi, Özelleştirme İdaresine verildi. Yani bu kentle ilgili plan yapma yetkisi aşağı yukarı bütün kurum ve kuruluşlarda var ama burada halkın oylarıyla seçilmiş olan biz meclis üyelerinin plan yapma yetki ve kararları yok, çünkü ellerimizden alındı. CHP olarak bu Meclis kürsüsünde ve Meclis toplantılarında konuşmalarımızda hep ifade ettik; Meclisimizin Plan yapma yetkisini elimizden aldılar. İstanbul halkı kendisiyle ilgili plan yapma yetkisini Sayın Kadir Topbaş’a ve onun birlikte hareket ettiği seçilmişlere verdi. Yani seçimle gelmiş olan insanların bu kentin geleceğiyle ilgili karar alma yetkisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına ve İstanbul’un İlçe Belediye Başkanlarına verdi, ama kararı bürokratlar veriyor. İstanbul gibi bir kentin Dünya Kentler Belediyeler Birliği Başkanlığı yapan Topbaş, kendi kentine ilişkin olarak plan yapma kararlarını atanmış bürokratlar eline teslim etmesini Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak onaylamıyoruz, kabul etmiyoruz”

Başkanlık sisteminde helikopter gezisi yaptıktan sonra nereye bir AVM nereye bir residans yapılması gerektiğine bizzat kendisi karar verecektir
“Bu mecliste çokça söyledik, bir kez daha söyleyelim. İstanbul şehrinin anayasasını deldirdiniz. Şehre sahip çıkamadınız. Şehri Başbakanın helikopter gezilerinde aldığı kararlara bıraktınız. Korkarım ki seçime giderken başkanlık sistemi dayatması kabul görürse, bundan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sözlerinin de bir önemi kalmayacaktır. Çünkü o zaman belirleyici olan irade İstanbul’un üzerinde bir helikopter gezisi yaptıktan sonra nereye bir AVM nereye bir residans yapılması gerektiğine bizzat kendisi karar verecektir. İstanbul AVM’ler ve residanslar cenneti olmaya devam ediyor”

“Genç nüfusumuz da, kadın nüfusumuz da geleceğe umutla bakamıyor. Uyuşturucu, esrar satışı ve madde bağımlılığı çok yaygın bir biçimiyle halkımızı ve gençlerimizi adeta esir altına almaktadır, akıl almaz boyutlara ve tehlikelere ulaşmıştır. İBB’nin faaliyet raporunda Kadına Şiddet ile ilgili bir mücadele yok, bir plan, bir eylem ve ciddi anlamda önlem yok, sadece Kadın Koordinasyon Merkezi var. Bir taraftan AKP’li Milli Eğitim Bakanlığı ve AKP’li Belediyeler tarafından öğrencilerimize ve çocuklarımıza Kadın, din ve siyaset ekseninde yalan-yanlış mesajlar içeren masallar ve kitaplar dağıtılıyor, söyleyişlerde ve söylemlerde bulunuluyor. Diğer taraftan (Uğur Işılak’ı kastederek) “Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var, ben sahip olurum, kadın ait olur” ifadelerini kullan zihniyeti, düşünceyi ve şahsı AK Parti Milletvekili adayı yapıyor. İşte kadına bakış açısı böyle ortaya çıkıyor…”

AKP’liler Levent Üzümcü’yü yerden yere vurdu, CHP’liler Levent üzümcü’ye siper oldu
“Şehir tiyatrolarında çalışanlar arasında ayrımcılık, huzursuzluk ve yanlış uygulamalar devam ediyor; Pazar oyunları, öğlen matineleri kaldırıldı. Oyun saatleri geç vakitlere alındı, vatandaş oyuna gelemiyor. Çünkü evine dönemiyor. Yönetim çalışanlar arasında ciddi bir barış ihlali yapmış. (CHP’li Gülsever Topbaş’a dönerek Şehir Tiyatrolarında görev yapan Levent Üzümcü ile ilgili olarak) “Afife Jale ödülüne layık olmuş Levent Üzümcü’nün kendi siyasi tercihleri var. Bu arkadaşımız Gezi olayları sırasında kendi düşüncelerine denk düşen ifadeler kullandı, Sosyalist Enternasyonel’de açıklamalar yaptı diye, bu düşüncelerinden dolayı disiplin kuruluna sevk edilmekle karşı karşıyadır. Bu durum Levent Üzümcü’yü cezalandırmaz, İstanbul halkını cezalandırır. Böyle büyük oyuncuları izleme fırsatından mahrum kalmak İstanbul halkına zarar verir. Sayın Başkanın konunun üzerine hassasiyetle gitmesini rica ediyoruz. Bir de görüldüğü gibi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Emniyet Müdürlüğü binası gibi, camları kırık, harabeye dönmüş durumunda, Sayın Topbaş lütfen ilgilenin ve uyarılarınızı yapın AKM’yi bu durumdan kurtaralım”

“Başkanlık girişinde çok büyük ve çok güzel bir tablo var; İstanbul’un tarihi Yarım Ada’sını ve ulu minareleri gösteren müthiş bir tablo, bu tablo insana huzur veriyor, bu tablo yıllar önce ki tablo, bugünkü tablo değil, bu günkü tabloda o ulu minareleri gölgeleyen bir kaçak olan 16/9 gökdelenleri var, tarihi yarımadayı ve Süleymaniye Camisini gölgede bırakan haliç metro geçiş köprüsü var. Bu güçlü devlet yasaların emrine rağmen bu gökdelenleri tıraşlayamıyor, sermayenin karşısında dik duramıyor. Güç kendini eylemle gösterir, siz ne kadar iktidarız derseniz deyin, ne kadar güçlüyüz derseniz deyin, mahkeme ve yıkım kararlarına rağmen 16/9 kuleleri duruyorsa, bunları yıkamıyorsanız güç sizde değildir. Büyük sermayenin egemenliğindedir. İstanbul’da 16/9 kulelerini yıkmadan iktidarım diyemezseniz. Kentin tarihi siluetini tahrip edenleri ise adeta ödüllendiriyorsunuz”

“Muhalefetin görevi yanlışları görmektir, haksızlıklara karşı çıkmaktır. Muhalefet Partisi CHP Grubu olarak etkin, kararlı, yapıcı bir muhalefet sergiliyoruz ve öylede devam edeceğiz. İstanbul’un ve İstanbulluların yararına olan her adımı, her hizmeti destekledik, destekleyeceğiz. Ancak yanlış bulduğumuz, halkımızın yararına olmayan projelere de karşı çıkacağız, çıkmaya devam edeceğiz, tabi ki bunları yaparken mutlaka önerilerimizi de getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum”

Başkan Topbaş, Faaliyet raporunun oy çokluğu ile kabulünün ardından eleştirilere cevap ve teşekkür konuşması sırasında Levent Üzümcü konusuna değinmedi. Ancak, Ak Parti Grup Başkanvekili Abubekir Taşyürek, konuyla ilgili olarak büyükşehir belediyesi kadrosunda bulunan bir kişinin Türkiye’yi çeşitli platformlarda kötü gösteren ifadeler kullanamayacağını söyledi. Taşyürek’in sözleri başta CHP’li Hakkı Sağlam olmak üzere CHP sıralarında protesto edildi, CHP Grup Sözcüsü Tonguç Çoban oturduğu yerden ayağa kalkarak “Yani Büyükşehir Belediyesinde düşünce özgürlüğü yok mu diyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.