Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
CHP’li Emir: ‘Digitürk’te neler oluyor?’
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Murat Emir, Digitürk’ün satış sürecini ve 7 kanalın ilgili platformdan kaldırılması konularını Meclis gündemine taşıdı.
Emir, ilgili konu hakkında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle, TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.
Murat Emir önergesinin gerekçesinde şunlara değindi:
“2013 Mayıs’tan itibaren TMSF’nin elinde bulunan Digitürk, Katarlı Bein Media Group’a 2015 Temmuz ayının ortalarında satılmıştır. Satışın değerinin 1,2 milyar Dolar olduğu iddia edilmektedir. 3,5 milyon abonesi olan ve ülkemizdeki en büyük televizyon platformu olan Digitürk’ün piyasa değerinin 2 milyar dolar civarından olduğu iddia edilmektedir. 09.10.2015 tarihinde Katarlıların sahibi olduğu Digitürk, platformundan 7 kanalın kaldırıldığını açıklamıştır.”
Ankara Milletvekili Emir : “TSMF’nin Digitürk’e el koymasından sonraki yaşanan süreç düşündürücüdür. İlgili şirket TSMF’nin eline geçtikten sonra “devletin” televizyonu olmuştur. Bu platformun satışından elde edilecek miktar devletin kasasına girecektir. Şirketi satarken izlenecek yöntem çok önemliydi. Çünkü açık artırma olursa Digitürk’ün gerçek değeri ortaya çıkacak ve talip şirketler arasındaki rekabet fiyatı yükseltecekti. Ancak AKP ne yaptı? 2015 Temmuz’da Katarlı ve kendisine yakın bir şirkete, açık artırma olmadan, değerinin altında Digitürk’ü sattı. Yani devletin parası açıkça Katarlılara peşkeş çekildi” dedi.
Satış süreci nasıl gerçekleşti?
Murat Emir önergesinde, ilgili satış yapılırken nasıl bir yöntem izlendiğini, TMSF’nin Digitürk’ün mülkiyetine mi yoksa yönetimine mi el koyduğunu, yönetimine el koyduysa satışın ortakların rızası ile açık artırma ile yapılması gerekip gerekmediğini sordu. Ayrıca, Digitürk’ün satış fiyatını iddia edildiği gibi 1,2 milyar Dolar olup olmadığını, değilse tam rakamın kaç olduğunu, bir şirketin, 2013 yılında Digitürk’ün yüzde 53’üne 742 milyon dolarlık bir teklif verdiği iddiaları olduğunu, bu iddianın doğru olup olmadığını sorgulamış ve eklemiştir : “Öyleyse Digitürk ederinden az bir fiyata mı satılmıştır?”
Hukuk arkadan mı dolanılmıştır?
Milletvekili Emir sorularına devam ederek, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu’nun 19. maddesinin f bendinde “bir medya hizmet sağlayıcı kuruluşta doğrudan toplam yabancı sermaye payı, ödenmiş sermayenin yüzde ellisini geçemez” dendiğini, buna göre; Digitürk’ün tamamının nasıl yabancı bir kuruluşa satıldığını, buradaki hukuki sorunun “arkadan dolanma” yöntemiyle mi halledildiğini Başbakan’a sormuştur.
Digitürk 7 kanalı nasıl kaldırdı?
Murat Emir, Digitürk platformunun kendi sisteminden 7 kanalı kaldırması için Başsavcılığın resmi bir kararı olup olmadığını, yoksa Başsavcılık tarafından sadece tavsiye niteliğinde mi bulunulduğunu, bu konuda bir mahkeme kararı olup olmadığını ve mahkeme kararı yoksa Digitürk’ün kendi inisiyatifinde 7 kanalı kaldırmasının suç teşkil edip etmeyeceğini de sorguladı.
Emir son olarak “Digitürk gibi önemli bir şirketi, kendinize göbekten bağlı bir medya düzeni istediğiniz için mi ihalesiz bir şekilde size yakın olduğu iddia edilen bir şirkete değerinden az bir fiyata sattınız? İleri demokrasi olduğu iddia edilen ülkemizde, seçime 3 hafta kala basın özgürlüğünün bu kadar ayaklar altına alınmış olması sizce ne kadar doğrudur? Basınımız, dayakla, tehditle ve yandaş uygulamalarla susturulmaya mı çalışılmaktadır?” sorularıyla önergesini bitirmiştir.
Yorum Yap