Antalya Büyükşehir'e yeni operasyon. 20 kişi hakkında gözaltı kararı
CHP Kurultayı'nda 'Paralel Yapı’ya son verilecek mi?
Evet, CHP’de beklenen gün geldi çattı.
37. kurultay pandemi nedeniyle ertelenen, sonrasında da sosyal mesafe korunarak açık alanda yapılabilir izni alındıktan sonra kıyametler koptu.
Kurultay üyesiz ve seyircisiz yapılacak. Onur Kurulu üyeleri ile gazetecilerin salona alınmasına son anda karar verildi. Durum böyle iken, önceleri yapılan kurultaylarda olduğu gibi coşku ve heyecan olmayacak. Sloganlar atılmayacak bu nedenle de Kurultay mı, genel kurul mu belli olmadan ikisinin karması bir toplantı olarak sonlanacak.
Başlıktaki Paralel Yapı tabirini hemen açıklamam gerek. Ola ki paralel yapı denilince akla devletimizin içine sızmış olan ve 15 Temmuz girişiminde bulunan hain FETÖ örgütü’nün elemanları akla gelmesin.
Bilindiği gibi CHP ye genelde hep hizipçilik yakıştırılır. Elbette demokrasiye inanan partide değişik fikirler olacaktır. Bu değişik fikirler parti, vatan, millet için ve onların menfaatine uygun olmalıdır. Bu yönde de parti içinde mücadele olması uygun ve doğaldır.
Ancak, “O benden, o diğerinden, o buralı, diğeri bizim gibi düşünmüyor, illaki bizim dediğimiz doğrudur” diyenleri ve parti içinde kendilerine göre guruplar kuranlarla, partinin ilkelerinden sapanlar ve kendilerine göre yorumlar getirenler akla gelmelidir.
Bu durumu daha da net görebilmek için, İstanbul başta olmak üzere belediye başkan adaylarına ve meclis üyelerine bakılınca kimin nerede ve kim oldukları hangi guruptan ve kimin adamı oldukları pek ala görülebilir.
Kurultayda vaziyet gösteriyor ki, Genel başkan Kılıçdaroğlu görevine devam edecek..
37 Kurultay İktidara Yürüyüş Kurultayı olarak adlandırıldığına göre, Genel Başkan’a büyük görevler düşmektedir.
Öncelikle parti içindeki yukarıda bahsedilen paralel yapıya geçit vermemeli hatta yok etmelidir.
Bilindiği gibi bu tür yapıya sahip olanlar parti tarihinde sıklıkla bölünmelere ve ayrılmalara neden olmuş, hatta partiler kurulmuş ama, itibar görmeyince de tarihin karanlıklarına gömülüp gitmiştir.
CHP ülkemizin ve Dünya’nın en eski ve köklü partilerinden biri olduğu gibi, bu parti ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partidir.
O nedenle köklerinden fışkıran filizler, eğilmez, bükülmez ve esen rüzgara göre yön değiştirmez.
Atatürk, kurduğu eserlerle gurur duyduğunu, “Benin iki eserim var. Birincisi Cumhuriyet diğeri ise Cumhuriyet Halk Partisidir”demiştir.
Partinin sembolü olan altı ok Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik partinin ilkelerini ifade eder. Bu ilkelere üyesinden Genel başkana kadar herkes bunu bilmek ve savunmak durumundadır.
Genel Başkan halka birlik beraberlik mesajı verirken, öncelikle parti içindeki, o cu, bu cu olarak bilinen ya da kendilerini kendilerine göre isimlendiren eskiye göre hizipçileri şimdiye göre CHP paralelcilerini halledip, iktidar yoluna düşmelidir.
Parti Meclisi oluşturulurken, hazırlanacak olan listeye bakıp oy verecek olan delegeler, o isimlerde gelecek için umut ve heyecan, liyakat, tabanda yeri olup olmadığını değerlendirerek oy vermelidir.
Ülkemizin gidişatına bakıldığında, birliğe, birleştiriciliğe, huzura, hakka, hukuka, adalete ve benzer ortak projelere kültürel ideolojilere ihtiyaç olduğu görülür.
Bu durumu bilen düzeltme konusunda kararlılık gösteren Genel başkan 37. Kurultaya, “İktidara Yürüyüş Kurultayı” adını verdi.
O zaman halkı kucaklayıp yeniden Kuvva-i Milliye ruhunu yeşertecek kadroların yönetime gelmesi gerekir. Bunun için CHP kendi içinde ayrı tellerden çalan yapı oluşumlarına sonlandırmalıdır.
Bunu gören ve hisseden vatandaş, “Tamam bunlar kendi içinde birlik beraberliği sağladılar. Şimdi ülkeyi yönetir ve huzur sağlarlar” demelidir.
O zaman adına iktidar yürüyüşü denilen kurultay hedefine ulaşır, halkı kucaklar ve ülkemizin geleceği için yürüyüşü başlatmış olur.
Böylece iktidar kanadının kaybettiği oyların muhalefet kanadına neden gelmediği de halledilmiş olur.
PM üyelikleri için Genel Başkan’ın parti yöneticileri ile görüştüğü ve yeni isimlerin önerildiği biliniyor.
Bunlar arasında yurt dışından Münih, İngiltere ve Berlin temsilcilerinden oluşan üç üye ve daha önce yazdığımız isimler ağırlık kazandığı netleşmeye başladı.
İlginç bulduğum bir kulis bilgisi ise şöyle, Barzani’nin akrabası olması ile bilinen bir İl Başkanı ısrarla halen teşkilatlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Oğuz Kaan Salıcı’nın PM’ye girmesini istiyormuş. Genel Başkan Yardımcısı Salıcı’nın böyle bir tavussut’a ihtiyacının olup olmadığına bir anlam veremedim. Ayrıca bu il başkanı kendisinin de PM’ye girmesi için istifa dilekçesi verdiği, şayet seçilirse işleme konulacağı söyleniyor. Bu durumda kendisi Salıcı’dan mı yardım talep ediyor ayrı bir konu.
Bunlardan başka bir ara partide olan, hatta Belediye Başkanlığına aday olan, sonra partiden istifa edip, sonra ne olduysa yeniden partiye giren ve şimdi Kurultay Delegesi olan Aylin Kotil’in de PM için adı geçenler arasında olması da bana ilginç geldi.
Kulislerde çelmeleme hareketleri de başlamış. “Efendim ben PM’ye giremiyorsam falancı da olmasın” şeklinde telkinlere ve çalışmalara başlanmış.
Bu nedenledir ki, partide ki Paralelcilere fırsat verilmemesi gerekiyor.
Yukarıda belirtilen özellikleri taşıyan ve “Ben varım” deyip ülke gerçeklerini bilen, iktidarı şikayet etmek yerine yapılan yanlışlara için çözüm üreten kendisi ve halkla barışık olan herkese başarılar.
Yorum Yap