Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
Çetin Soysal: Hukuk denilince aklıma ‘Zekeriya Öz’ geliyor
CHP eski milletvekili ve 1 Kasım Genel Seçimlerinde İstanbul 2. Bölgeden yeniden milletvekili adayı gösterilen Çetin Soysal yenisoluk.com’a konuştu.
Yeni Soluk, 1 Kasım Genel Seçimleri sürecince milletvekili adayları ile görüşecek, röportaj yapacak ve vekil adaylarının görüşlerini aktaracak. Adaylar seçim ve gündeme yönelik ne düşünüyor? Seçilip meclise girerlerse neler yapmak istiyorlar? Yeni Soluk soracak milletvekili adayları anlatacak. Bugünkü konuğumuz, 23. dönem CHP milletvekili ve 1 Kasım Genel Seçimleri CHP İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı Çetin Soysal.
İşte o röportaj:
Bizimle röportajı bile sokakta tercih ettiniz. Çetin Soysal’a göre sokak nedir?
Çetin Soysal: Sokak kucaklayıcıdır içinde barışı, sevgiyi, mücadeleyi ve direnişi barındırır İnsanı anlamayı ve algılamayı sokakta daha iyi görürsünüz. Şu an oturduğumuz sokakta İstanbul’un herhangi bir mahallesinin sokağı da Anadolu’nun her köşesi de bizimdir, sokaklar bizim özgürlüğümüz. İstanbul’un eski geleneklerinde sokak ve cadde kültürünü görürsünüz. Sokak güzeldir keyiflidir. AVM dayatmalarına en güzel cevap sokaklardır.
1 Kasım seçimleri için CHP İstanbul 2. Bölgede 12.sırada aday gösterildiniz oldukça zor bir sıra bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Şimdi burada kimin hangi sırada olduğunun bir önemi yok. Ben adaylık başvurusu yapmadım. Son gün başvuru ile ilgili bir temasımız oldu. Bana 10.sıra dediklerinde dedim ki; Orada iki arkadaşımız var 10.ve 11. sırada Yüksel Mahsur Kılınç ve Cengiz Alp arkadaşlarımın orada olmaları annelerinin sütü gibi helaldir. Bir hak gaspının içinde olmak bize yakışmaz. Bize yakışan, Türkiye’nin geleceğine dönük, bu güne söylediğimiz ideallerimizi hayata geçirecek bir siyaset anlayışıdır. Faşizan ve dayatma anlayışı siyasetini ortadan kaldıracak, demokrasi adına demokrasiyi katledenler, hukuk adına hukuku katledenler, özgürlükler adına özgürlükleri katledenlere karşı büyük bir mücadele içinde olmamız gerekir. Mesele seçilip seçilmeme meselesi değil. 1 Kasımın ne kadar önemli bir tarih olduğunun önemini bilmek kavramak ve gereğini yapmak lazım. Özelikle İstanbul da büyük bir seferberlik başlatmamız gerekir. CHP 1 Kasım seçimlerine dönük, sokakta, caddede ve meydanlarda bütün örgütsel kucaklaşma ve dayanışmasını sağlamış ve 1 Kasım da halkın katkısını ve desteğini alacak bir anlayışı egemen kılması lazım. CHP Programını anlatacak ciddi bir dinamik yapıya ihtiyaç var burada hepimize iş düşüyor. AKP’nin siyasal anlayışını, dayatmacı anlayışını, faşizan anlayışını ve Cumhurbaşkanının anayasayı ihlal ederek, anayasa suçu işleyerek meydanlara çıkma uygulamalarına son vermek için, CHP büyük bir siyaset seferberliğini hayata geçirmelidir.
İstanbul ve ilçeleri söylediğiniz gibi dayanışma, kaynaşma ve kucaklaşma anlayışı ile 1 Kasım seçimlerine hazır mıdır?
-Hayır, gerek İstanbul ve ilçelerinde gerek adaylar arasında böyle bir çalışma henüz başlamamıştır. Şu ana kadar başlayan herhangi bir şey yok. Sadece Genel Başkanımızın yurtdışı gezileri ve yaptığı açıklamalar var. Bu durumda bize düşen, nerede olduğumuz değil, seçilip seçilmeme kaygısı ile hareket etmek değil, Rozet milletvekilliği yapma anlayışı değil. Bizim için tek bir hedef olmalı, Türkiye’nin bu kötü yazgısını değiştirecek, bir sosyal demokrasi, bir demokratik cumhuriyet halk partisinin iktidarına ihtiyaç vardır.
Sokak ve meydanları işaret ediyorsunuz. Şu an İstanbul sokakları sessiz ve boş, sokakta kimse yok, bunun nedeni ne olabilir?
– CHP İktidar olmak istiyorsa, bu faşist düzene son vermek istiyorsa, İstanbul ayağa kalkmalı. İstanbul ayağa kalkmalı ki, Anadolu ayağa kalksın. İstanbul ayağa kalkmadan Anadolu’yu ayağa kaldıramazsın. 25 milyon insandan bahsediyoruz, sadece geçtiğimiz kurban bayramında 13 milyon insan Anadolu’nun çeşitli yerlerine uçmuş resmi rakamları konuşuyoruz. Dolayısıyla İstanbul’dan selam gönderip selam alıyoruz. Bu seçim ikinci deneme turu yapıyoruz. CHP için objektif ve sübjektif durumu kendi leyhine çevirecek bir zemin ve uygun koşullar var yapmamız gereken tek şey bunu en iyi dille sokakta meydanlarda halka anlatmak olmalı.
Sizin sokak siyasetinizin CHP de yeri var mı?
-CHP de çok etkin bir siyaseti sokağa dökecek ve toplumu etkileyip ikna edecek bir yapı oluşturduğumuzu söyleyemem. Ben bu gün bulunduğum yerde hedefim ve amacım, hayatım boyunca bulunduğum parlementoda bir kez olsun rozet takmadım, hiçbir zaman oraya rozet takma ihtiyacı için gitme ihtiyacı his etmedim. TBMM ROZETİ ile ilgili bir fotoğrafımı göremezsiniz. Rozet vekilli değil dava vekilli olmak lazım. Bu dava hepimizin, bu dava CHP davasıdır, bu davanın içinde taşeronu vardır, emek vardır, işçi vardır, kent mağdurları vardır, Dolayısıyla Türkiye mağdur potansiyeli büyük olan bir ülke, Dramın, trajedinin, kanın devamlı aktığı bir ülke, bu kadar acının yaşandığı bir ülke, şimdi burada hepimize düşen görev bunları ortada kaldırmak ise; kendinci , çıkarcı ve lümpen bir siyaset anlayışı olmaz. Siyasettin sermayesi insandır bunu unutmamak gerekir. Bu davalarda her gün onlarca ölen gençlerimiz oluyor.
İstanbul iyi yönetilmiyor ve İstanbul’un üçte biri CHP Belediyelerine ait yani 14 ilçe İstanbul İl Başkanı aynı zamanda Grup Başkanı değil mi? Nasıl bir çalışma yapıyor?
-Az önce söyledim iktidar olmak istiyorsak eyer hedefimiz İstanbul olmalı. Aslında 7 Haziran seçimleri bize bunu yaşattı. 1.9 oranında kaybettik, oysa yüzde altı civarında yukarıya taşıyabilecek bir çalışma yapmak zorundaydık. Şimdi İstanbul’u sadece bu noktada İl Yönetimine yüklenmek doğru olmaz, Aday arkadaşlarımızın performansı ile de büyük aksaklıklar yaşadık. Şimdi önümüzde bir aylık fırsat var, bu dönemi iyi değerlendirmemiz lazım. En aktif, en mücadeleci ve en etkin bir şekilde kendimizi topluma anlatıp iktidarın yolunu açmamız gerekli aksi taktirde hepimiz üzülürüz, Türkiye üzülür.
Doğu ve Güneydoğuda neredeyse CHP’nin ismi yok neden?
-Bu sorun bu günkü bir sorun değil. 1990 Yılından itibaren CHP Doğu ve Güneydoğuda ki etkisini kaybetmiştir ve kaybetmeye de devam ediyor. CHP’nin etkisinin kaybetmesinin nedeni; Dramdır, gözyaşıdır, trajedidir. Dolayısıyla CHP etkin siyasi anlayışını geliştirebilirse gözyaşları diner, bu trajedi ve dram ortada kalkar. CHP’nin Kürt coğrafyasında etkin ve makul bir siyaset anlayışını geliştirmesi ve ileri düzeye götürmesi lazım. Kürt sorunu dediler, barış süreci dediler, çözüm süreci dediler onlarca isim taktılar. Kandille görüştüler, İmralı’yla görüştüler, Oslo da çok özel görüşmeler yaptılar. Dolmabahçe de yapılan görüşmeler ve bütün bunlara rağmen, O coğrafyada kan var, gözyaşı var, trajedi ve dram var. Dolayısıyla Türkiye de barışı sağlayacak olan, Cumhuriyet Halk Partisidir. ” Yurtta barış, Dünya da barış” Biz ülkemizin ve dünyanın hiç bir yerinde bir insanın dahi burnu kanasın istemiyoruz. Bunu saplayacak olan, bizim sosyal demokrasi anlayışımızdır. Cumhuriyetin kuruluş felsefesidir. Doğu ve Güneydoğudaki sorunların çözüm yeri CHP’dir.
Doğuda bahsetmişken, taşıma sistemli oy kullanma için ne düşünüyorsunuz sandık için güvenilir olmayan okullarda hemen ertesi gün çocuklar hangi güvenle okula gidecekler?
-Bunu adlandırmak kader abes bir şey yoktur. Edirne’den Hakkâri’ye kadar devlettin görevi herkesin güvenliğini sağlamaktır. Ülkenin bir bölümünde güvenlik sorunu yaşıyorum, güvenliği sağlayamıyorum diyen her kim ise derhal görevi bırakmalıdır. Bir ülkenin bir coğrafyasında güvenliği sağlayamıyorum diyen siyasi bir erk büyük zaaflar içindedir. Bu durumda İçişleri bakanı ve adalet bakanı görevlerinde istifa etmelidirler. Devletin en temel görevi kendi yurttaşının güvenliğini sağlamaktır. Devlettin varlık nedeni budur. Her vatandaşın kendi köyünde, kendi kasabasında, kendi bölgesinde güvenilir bir şekilde özgür irade ile oy kulanım hakkına sahiptir. Sandık güvenliğini bahane edip başka yerlerde oy kulandırtmak asla ve asla demokratik bir davranış olamaz. Sandıkların güvenliğini sağlamak devletin, erkin görevidir. Ben coğrafyanın bir bölümünü koruyamıyorum anlayışı Türkiye Cumhuriyeti için, onu yöneten erk için, büyük bir zafiyettir. Dolayısıyla güvenlik sağlanmak zorundadır, insani değerlere sahip çıkmak zorundadır, özgürlüklere sahip çıkmak zorundadır. Bunları sağlayamıyorsa büyük bir zaaf varsa bu seçim de büyük bir yükün altında ezilmeye mahkum olacaktır.
Türkiye de hukuk deyince aklınıza ilk gelen şey nedir?
-Zekeriya Öz aklıma geliyor. Evet, hukuk denilince aklıma Zekeriya Öz geliyor. Çünkü bir dönem her türlü hukuksuzluğun altına imza atan Cumhuriyet savcısı Zekeriya Öz bir gün adalete ve hukuka ihtiyaç duyabileceğini idrak etmemişti. Şimdi Zekeriya Öz’e hukuk lazım. Dün hukuk dışı uygulamaları sağlayanların yarın hukuka ihtiyaçları olacaktır. Sosyal devlet, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve özgürlükleri yaşayıp yaşatacağımız bir ülkeyi el birliği ile yeniden inşa etmek zorundayız. Kendimize göre değil hepimize göre ortak paydamız ve ortak anlayışımız olmalı.
CHP den giden emanet oylar geri gelir mi?
– Ben emanet oyların geri geleceğine dair ve 1 Kasım seçimlerine dair, olumlu veya olumsuz bir tepki aldığımı söyleyemem.
Sizi toplumsal olayların mücadelesinde hep görüyoruz. Gezi olaylarında da en çok sizi gördük. Ancak gezi olaylarını siyasette prime dönüştürenler var. Gezi doktoru, Gezi avukatı gibi gezide görmediğimiz ama gezi kahramanları diye kendilerini adlandıranlara ne diyorsunuz?
-Gezi gördüğüm en barışçıl eylemlerde biridir. Hiç bir şekilde gezinin siyasi bir önderi yoktur. Dediğinize katılıyorum burada çoğu insan bu olay üzerinde prim yapmıştır. Ancak bilinmeli ki; Gezi bir romantizm değil, gezi bir duygusallık değil, anlık bir refleks hiç değil. Gezi; Toplumsal bir başkaldırının o anki adıdır. Zaman zaman geziye benzer olaylar yaşanacaktır. Çünkü dünyanın hiç bir yerinde baskıcı rejimler ve dikta yönetimler iktidarda ki yerlerini koruyamamıştır.
Bu soğuk gecede sokakta sizinle sohbet etmek içimizi ısıttı samimi cevaplarınıza teşekkür ederiz. Son olarak yenisoluk.com’u nasıl buluyorsunuz?
– Bana göre çok objektif değerlendirmeler yapan bir haber portalıdır. Haber portalını kuran Hasan Hınıslı’nın sol mücadelenin içinde gelmesi, yıllarca bedel ödemesi, duyarlı bir mücadelenin sorumluluğu içerisinde bu yayını yapmaktadır. Yeni Soluk’u okurken çok keyif alıyorum. Birilerinin anlı şanlı medyaları olabilir. Birileri de çoban ateşi yakarak hayatta geçirdiği küçük medyalarla büyük işler yapar.
Yorum Yap