Cemevleri ibadethanedir, ötesi yok
Son günler de köşe yazmak için cesaret gerekmeye başladı, gerçi yazmak her zaman bir cesaret işidir ama bu aralar düşüncelerimizi yazmaktan fark ettirmekten korkar olduk.
Siyaset öyle bir hal aldı ki, kim kimin yönünde belli değil, buna rağmen yazacak çok şey var, her ne kadar yazmayın, susun, görmeyin, konuşmayın denmeye çalışılsa da yanlış olan şeyler de değinmek gerekir.
Özellikle son günler de Alevi inancının yok saymaya çalışarak Kültür Bakanlığı bünyesine alınması bunlardan biri.
Yüzyıllardır Alevi inancını sanki Müslümanlığın dışında bir inanç gibi gören zihniyet nasıl yanlışsa, Alevi inancının ibadetini yok saymakta o kadar yanlış.
Yıllardır süregelen bir tartışma bugün seçimler yaklaşırken, (her zaman olduğu gibi) yine ayyuka çıkması nasıl samimi gelmiyorsa, Cemevlerinin kültür bakanlığına bağlanmış olması da bana o kadar yanlış geliyor.
Bu yazımda Alevi inancının tarihçesini ya da İslamiyet’in kabulünden bu yöne olan süreci yazmayacağım, bütün inançlar gibi Alevi inancınında içinde birçok sır barındırdığını düşünüyorum ve bu yola baş koymuş araştırmacıların dedelerin bile bir noktada tıkandığını düşünüyorum.
Bana göre ibadet in her şekli için de sır barındırmalı, Alevi ibadeti de asırlardır sır olarak saklanarak yapıldı.
Her ne kadar Alevi ibadetlerine tarihin birçok döneminde engeller yasaklamalar konduğu için sır olarak yapıldığı dile gelse de, benim düşünceme göre ibadet Hak’la insan kalbinde sır olmalı.
Lakin bu sır içinde doğruluğu yakalamak gerekli, eğer Alevi vatandaşımız Türk vatandaşı olarak vergisini veriyorsa, ibadet için gerekli ortam hem sağlanmalı hem de ibadet ettikleri ortamlar gereken hizmeti almalı diye düşünüyorum….
Peki bu böyleyken neden Alevi ibadethaneleri Cemevleri sadece kültür olarak görülüyor neden hala ibadethane statüsünde görünmüyor dersiniz?
Bana göre Alevi inancını çok dikkate almadıkları için, bir inanç statüsüne koymak istemedikleri için bu tür yaklaşımlar yaparak Alevi vatandaşların kalbini incitiyorlar.
Alevi inancı öyle ince bir noktada ki, o ibadetin derinliğini yaşamayan bilemez, zaten hiç bir Alevi kendi ibadetini Müslümanlığın dışında görmüyor Hak Muhammet Ali diye çıkılan yolda bunu anlamamak zaten en büyük cahilliktir.
Alevi vatandaşlar Cemevlerinde, kültür ve eğitime önem vererek yol aldı.
Almalıydı da, çünkü inançları özden, soydan, yoldan ve eğitimden geçer.
Eğitim ve kültürün olmadığı bir toplum yok edilmeye mahkumdur, inançlarda bu doğrultuda yol almalı Alevi inancında bu doğrultuda yol almaya devam edecek.
Yani Cemevleri bir ibadethane olarak kabul edilmesi gerektiği gibi eğitimi ve kültürün de yok sayamaz, bu demek değildir ki, Cemevleri Kültür bakanlığına bağlanmasını haklı kılar.
Cemevleri Kültür bakanlığı içinde belki hakkı olan ödeneği alıyor, gibi görünsede asimile olmaya meyilli bir yoluda açmış oluyor.
Belki önümüzde ki yıllarda olmasada ileriki, tarihlerde burası bir kültür noktası ibadet etmeniz yasak denilebilir.
Bu kadar ileriye gidilmeyeceğini düşünsemde, geleceğin ne göstereceğini bilemeyiz.
Bugün Kültür bakanlığı bünyesinde olan Cemevleri hakkında yarın nasıl bir karar mekanizması olur bunu bilemeyiz.
Bu konuda devlet yetkililerin tekrar bu kararı gözden geçirerek Alevi vatandaşlarımızın düşüncelerini analız etmeli diye düşünüyorum.
Bu toplum hepimizin, Alevisi Sünnisi olarak değil tek Türk Vatandaşı olarak yol alıyor, o yüzden sanki farklı bir toplum muş gibi ötelenerek sadece ibadethanelerini yasallaştırmak istedikleri için çaba gösteren bir toplumu yok sayarak kimse başarıya ulaşamaz.
Cemevleri İbadethanedir, Kültür Merkezi Değil…
Yorum Yap