İsrail'e mühimmat sevkiyatını durduran İtalyalı liman işçileri: 'Bir iğne bile geçirmeyeceğiz!'
Bugün 1 Aralık Dünya AIDS günü
Bugün 1 Aralık Dünya AIDS Günü. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı rakamlara göre dünyada AIDS virüsü taşıyan 35 milyon kişi var.
HIV, dünyada resmi olarak ilk kez 1 Aralık 1981 yılında tanımlandı. 7 yıl sonra yapılan uluslararası bir konferansta ilk teşhis günü olan 1 Aralık, korunmayı ve farkındalığı arttırmak amacıyla “Dünya AIDS Günü” ilan edildi. “Kırmızı kurdele”, “AIDS’i biliyorum, AIDS’e karşı korunuyorum ve AIDS’ten ölenlere saygı duyuyorum” anlamı ile HIV/AIDS’in simgesi oldu.
Türkiye’de ise 1985 yılında ilk HIV vakası açıklandı. Ne yazık ki o dönemde HIV’i baskılayan tedavilerin olmaması, bilgisizlik, ön yargılar, ihlaller, tecrit ve yalnızlık, bu ilk tanının yaşamını son derece olumsuz etkiledi.
Aradan yıllar geçti ve HIV/AIDS Dünya Sağlık Örgütü tarafından ölümcül hastalıklar listesinden çıkartılarak kronik hastalıklar listesine alındı. 1996’dan bu yana mevcut gelişmiş ilaç seçenekleriyle kontrol altında tutulabilir hale geldi. Bilim çevreleri, HIV pozitiflerin tedavilerine erişebildikleri ve devam ettikleri sürece işlerine, okullarına, yaşamlarına devam edebileceğini, gerekli önlemlerle bebek sahibi olabileceklerini kanıtladı.
Günümüzde doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan HIV pozitifler kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Geç HIV tanısı alan ve AIDS evresinde olan kişiler dahi ilaç tedavisiyle sağlıklarına geri kavuşabilirler.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE HIV
Haziran 2010’da Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) Küresel AIDS raporuna göre; 2009 yılında tüm dünyada, yeni enfekte kişi sayısı yüzde 19’a düşmüştür. 30 yıldır tüm dünyaya yayılım gösteren ve 34 milyon kişinin HIV ile yaşamasına neden olan enfeksiyonda süreç içinde kazanımlar da olmuştur. Ancak hâlâ tam olarak kontrol altına alınabilmiş değildir ve HIV ile yaşayanların hakları bağlamında ciddi sorunlar yaşanmaya devam etmektedir.
Küresel AIDS 2011 raporuna göre; dünyadaki tahmini 34 milyon HIV ile enfekte kişinin yüzde 48 kadarını kadınlar ve yüzde 7,5 kadarını ise çocuklar oluşturmaktadır.
Umut verici gelişmelerin yanı sıra hâlâ Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yeni vaka sayısında ciddi oranda artış olan ülkeler var ve bu ülkemize de yansımaktadır. Ve en önemlisi HIV ve AIDS konusunda bilgisizlik, ayrımcılık ve damgalama, hâlâ en önemli olumsuzluk olarak varlığını korumaktadır. Ve ne yazık ki, enfeksiyon bu olumsuz tutum içinde olan ülkelerde hızlıca yayılmaya devam etmektedir.
T.C Sağlık Bakanlığı Haziran 2011 tarihindeki verilere göre Türkiye’de kayıtlı HIV/AIDS vakası 4 bin 826 kişidir. HIV ile enfekte kişiler arasında enfeksiyonu almış toplumun her kesiminden insanlar vardır.
Aralık 2010 tarihindeki verilere göre 2000 yılında Türkiye’de yeni vaka sayısı 158 iken, 2004’te 210, 2007’de 376, 2010 yılında ise yeni tanı sayısı 627 olmuştur!
NASIL BULAŞIR?
HIV bulaşıcılığı, üst düzeyde olan bir virüs olmamasına rağmen, mutlaka korunulması gereken bir virüstür. HIV doğası gereği tek başına yaşamını idame edemeyen bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalmamakla birlikte oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Virüsün bulaş yolu temelde vücut sıvılarının iletilmesi olarak özetlenebilir. Bu nedenle kan gibi, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük gibi, ter gibi, göz yaşı gibi ve idrar gibi vücut sıvıları virüs taşımamaktadır. Bu nedenle öpüşmekle, tokalaşmakla, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. HIV’in 3 temel bulaş yolu bulunmaktadır, bunlar :
Korunmasız cinsel ilişki
Kan alışverişi
Anneden bebeğe doğum ve ve anne sütü ile.
PREZERVATİFİN ÖNEMİ
Cinsel ilişki yoluyla HIV bulaşması cinsel sıvıların cinsel organlara, anüse ağıza ya da açık yaralara teması ile olur. Cinsel yolla HIV bulaşmasından korunmanın en kesin yolu cinsel ilişkiye girmemektir. Ancak bu, pratikte uygulanması güç hatta imkansız bir yöntemdir. Cinsel etkinlik başladığında HIV riskini azaltmak için alınması gereken önlemler şöyle sıralanabilir:
Cinsel etkinliğin başlama yaşı olabildiğince geciktirilmelidir. Gençler, HIV ve diğer CYBH’ye daha duyarlıdır ve hastalık bulaşma riski, yaşam boyu edinilen eş sayısı ile doğru orantılı olarak artar.
Enfekte olmadığı bilinen bir eş ile benimsenecek tek eşli yaşam biçimi, korunmada önerilen bir önlem olmakla birlikte, çok güvenilir bir yol değildir. Siz tek eşli olabilirsiniz ama eşinizin tek eşli olduğundan emin olamayabilirsiniz.
Kondom (Kaput, kılıf, prezervatif) kullanmak, cinsel etkinlik gösteren kişilerin HIV’denkorunmasında halen en güvenilir yöntemdir. Ülkemizde, hem erkekler hem de kadınlar için kondom mevcuttur. Cinsel ilişkinin her çeşidinde (vajinal, anal, oral), her ilişkide kondom kullanıldığı taktirde ve doğru kullanılması halinde koruyuculuğu 0’e yaklaşmaktadır. Kondomla birlikte sperm öldürücü krem ve kayganlaştırıcı kullanılması da tavsiye edilmektedir. Güneş ışığından uzak, ezilip bükülmeden saklanmış kondomun son kullanma tarihi geçmemiş olmalıdır. Paket açılırken kesici delici alet kullanmamalı, elle açılmalıdır. Takılışında ise ereksiyon halindeki penise açmadan ve tepesindeki havayı tutup çıkarak konur ve rulo açılarak penise kondom geçirilir. Kondomlar tek kullanımlıktır. İlişki sonrası ağzı düğümlenerek atılmalıdır.
HIV bulaşma riskinin fazla olduğu anal (makattan) ilişkiye girilecekse mutlaka kondom ve kayganlığı arttırıcı su bazlı kremler kullanılmalıdır.
Yorum Yap