Bu çalışma ‘HAYIR’lı çalışma

‘Hayır’ mı ve ‘Evet’ mi? Bu 2 soru ülkemizde çok uzun zamandır hiç bu kadar kıymetli olmamıştı. Referandum çalışması yapan ekiplerden biri de “Birinci Vazife Platformu.” Bu platform “Hayır” çalışması yapıyor, hem de ne çalışma…

Yeni Soluk Özel/Taşkın Aşan

Dün akşam saatlerinde hem günün yorgunluğunu demli, sıcak bir çay ile atmak hem de dostlarla muhabbet etmek için Şahintepe’de halk kahvesindeydim. Arkadaşlarım gelmiş, muhabbet derin ve tabiki temelinde yaklaşan referandum vardı. İsimlerinin Av. Deniz Bakır, Ali Binboğa ve Önder Savaş Erdoğan olduğunu daha sonra öğrendiğim 3 kişi kahveye girmesi meraklı gözlerimden kaçmadı. Önce bir etrafa bakındılar, çaylarını söylediler. Sonra kahve sahibini masaya davet edip bir şeyler fısıldadılar, aradan kısa bir süre geçti kahve sahibi müşterilerden izin isteyerek, arkadaşların yaklaşan referanduma dair bir çalışma yapacaklarını söyledi. Hemen kesin bir siyasetçi siyasi parti propagandası içeren soslu bir konuşma yapacak dedim. Yanılmışım ama ne yanılma, öyle duru, öyle güzel anlattı ki neden ‘Hayır’ denilmesi gerektiğini platformun bir üyesi olan Av. Deniz Bakır, bir kez daha konuşsa yine dinlerdim. Bu güzel konuşmanın sadece burada kalmasına gönlüm el vermedi, söyleşi teklif ettim. Bakır’ın olumlu cevabıyla kısa söyleşimiz başladı.

İlk sorumuz; Av. Deniz Bakır’a göre neden ‘HAYIR’ demeliyiz?

Bahse konu çalışmaların temel çıkış noktası ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de “ GENÇLİĞE HİTABE” metninde belirttiği gibi “Birinci Vazife” olarak nitelendirilen istikbal ve istiklali muhafaza ve müdafaa etmek amacıyla bir araya gelmiş “Namuslu Cesur” insanlardan müteşekkildir.

Bilindiği üzere 18 maddelik anayasa değişiklik taslağı için MHP ve AKP ittifakının kurulduğu günden, TBMM Anayasa komisyonuna sevk edildiği tarihe kadar olan süreçte, bizlerde değişiklik paketinin neler içereceğini merakla bekliyorduk. Ne zaman ki değişiklikler komisyonda görüşülmeye başlandı kaygılarımız kat be kat arttı. Keza 15 yıllık AKP iktidarının Demokrasi sorununu teşkil ettiğini düşünen insanlardandık. Ne var ki getirilmek istenen 18 maddelik Anayasa Değişiklik Teklifi demokrasi sorunundan çok, istiklal ve istikbalin tehlikeye düşürülerek rejim değişikliğinin önünü açan bilinçli bir hamle olduğu konusunda ortak kaygılara kapıldık. Bu aşamadan sonra herhangi bir siyasal oluşumun harekete geçmesini beklemeye lüzum kalmadığını, muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızda akan asil kanda mevcut olduğunu bilen aydınlar ve hukukçular olarak değişiklik teklifinin, telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağının millete izah edilmesinin zorunlu olduğu kanısına vararak İstanbul’un dört bir yanında çalışma kararı aldık.

Katılımcılarınız kaç kişiden oluşuyor?

Başlangıçta 3 kişilik gruplar halinde, her gurupta en az bir hukukçu bulunma zorunluluğunu dikkate alarak 6 grup 18 kişi ile başladığımız bu sivil inisiyatif hareketine “ Birinci Vazife Platformu” ünvanını  verdik.

Sivil inisiyatif diyoruz, keza ülkenin her kurumunun emperyalist devletler ve işbirlikçi iktidarları marifeti ile  işgal edildiğini, siyasal kurumlar başta olmak üzere her kurumun bitap düştüğüne inanan yurttaşlarız. 15 Temmuz kalkışması da bu düşüncemizde ne kadar haklı olduğumuzun en somut göstergesidir.

Bahse konu çalışmalarımızın temelini oluşturan asıl neden çağdaş, demokratik, laik, sosyal ve insan haklarına saygılı bir hukuk devleti ile bu amacı ülkü edinmiş bir millet yaratma idealidir. Bununla birlikte bu ideale ulaşa bilmek için rejim değişikliğine yol açarak, ülkemizi orta çağ karanlığına sürükleyecek olan Anayasa Paketinin iyi anlaşılmasını sağlamak öncelikli vazifemizdir.

Vatandaş ne için oy kullanacağını tam olarak biliyor mu?

Yaptığımız semt pazarları, sivil toplum kuruluşları, kahvehane ziyaretlerinde toplumun değişikliği hali hazırda yeterince anlamadığı, anlamak istediğini ancak siyasal baskılardan kaygılandığını bu nedenle de tercihinde ideolojik yaklaşımlar sergilediğini düşünüyorum. Gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretlerde yetkilerin tek elde toplanmasının doğru olmadığı kanaatinin yaygın olduğunu saptadık. Bununla birlikte referandumda oylanacak olan değişiklik teklifinin bazı çevrelerce yeterince anlaşılmadığı, izah edildiğinde ise tercihlerinin değişe bileceği izlenimi uyanmıştır. Kimi çevreler ise topyekûn olarak gerekçesi ne olursa olsun desteklenmesi gerektiğini savunmakta, hatta daha ileri bir boyutta militarist tutum ve davranışlar sergilemektedir. Ne var ki bu tutum ve davranışları benimseyenlerin sayısı oldukça azdır.

Tepkiler nasıl?

Gerçekleştirdiğimiz toplantı ve saha çalışmalarında arzu ettiğimiz ölçüde çok olumlu tepkiler aldık. Ancak teklif hakkında bilgiye muhtaç önemli bir seçmen kitlesinin varlığı da yadsınamayacak kadar fazla. Diğer bir yandan da siyasal (AKP, MHP) ve toplumsal baskılar{Terörist ve vatan haini ilan edilme (PKK, FETÖ PDY, DAİŞ)} nedeni ile tercihini açık olarak belirtemeyen bir çevre var ki bu da sonucu etki edecek önemli bir çoğunluğun içindeki çoğulcular. Yani AKP ve MHP çoğunluğunun içerisindeki bastırılmış HAYIR’cılar

Tüm bu hususlar ışığında söyleye bilirim ki geleceğe umutla bakmamamız için hiçbir neden yok. Yeter ki, tercihi ne yönde olursa olsun bilgilenmek isteyen insanlara ulaşarak doğru bilgileri doğru üslup ve dille izah edebilelim.