Diyanet İşleri Başkanlığı'na İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş atandı
Başakşehir CHP emekçileri nasıl bir örgüt istiyor
7 Haziran Genel Seçimleri sonrası kongre sürecini başlatan Cumhuriyet Halk Partisi’nde üyenin nabzını yenisoluk.com tutacak.
Yeni Soluk Özel – Seçim takvimine göre ilçe kongreleri 28 Eylül-25 Ekim tarihleri arasında olacak.
yenisoluk.com, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilin, ilçe örgütü emekçileriyle konuşacak. Parti emekçileri nasıl bir CHP istediğini anlatacak.
Dün başlayan yazı dizimizin bugünkü 2. durağı İstanbul – Başakşehir
BENİM İLÇEM BAŞAKŞEHİR BÖYLE OLMALI
Özgür Parmaksız diyor ki:
Başakşehir 2009 yerel seçimleri öncesinde kurulan bir ilçe. İlk yerel seçimde AKP %38, CHP %31 (Fark %7 ) , 2011 genel seçimlerinde AKP %52, CHP %27 (Fark %25), 2014 yerel seçiminde AKP %50, CHP %33 (Fark %17), 2015 genel seçiminde AKP %46, CHP %22 (Fark %24).
Bu tablo, Başakşehir’in hızla Esenler, Bağcılar ve Sultangazi gibi belediye başkan adayı bulmakta zorlanacağımız bir istikamete yöneldiğini göstermektedir.
Rakamların oluşturduğu bu tablo karşısında bazı CHP’li aday ve yöneticiler; seçmen sayısının 5 yılda ikiye katlandığı, yeni yerleşim alanlarına AKP eğilimli seçmenin yerleştirildiği gibi savunmalar getirmiş iseler de bunlar yeterli ve ikna edici olmamıştır. Adaylar ve ilçe örgütü gereken özeleştiriyi ortaya koymamıştır.
NASIL BİR ÖRGÜT?
Öncelikle üye sayısı yeterli bir örgüt. Son yerel seçimde 60000 oy alan CHP’nin üye sayısı yaklaşık 2.500’dü. İlçe nüfusuna, en azından seçmen sayısına yakışan miktarda üye sayısına acilen ulaşılmalıdır. Az olsun benim olsun mantığının partiyi getirdiği durum ortadadır.
NASIL BİR BAŞKAN?
Başakşehir örgütü 3 başkan gördü. Eski tüzük dönemindeki atanmış başkan Necati ERDEM ayrı bir yazının konusudur.
Bir defa atanan, iki defa seçilen Özgür Karabat’ın dönemini ikiye ayırmak gerekir. 2009-2012 dönemi toparlanma dönemi olup standart bir yönetim sergilenmiştir. 2012-2014(BB adaylığı için istifa) dönemi güçlü yönetim kurulunun etkisiyle CHP algısının değiştiği, toplum kesimleri ile güçlü ilişkilerin kurulduğu dönemdir. Ne yazık ki bu durum seçim sonuçlarına yansımamıştır.
Karabat’ın istifası sonrası atanan Kazım Özeren, tüm iyi niyetine ve sempatisine rağmen Karabat’ın gölgesinde olduğu izlenimini uyandırmıştır. 2014 Kasım ayındaki olağanüstü kongrede seçilmiş ise de örgütte tepki gören, uyumsuz ve liyakat ölçütlerine uymayan kimseleri ısrarla yönetim kuruluna dahil etmesi nedeniyle başarılı olamamıştır.
Bir sonraki ilçe başkanının her şeyden önce iyi bir takım kurucu olması, olmazsa olmazımızdır.
NASIL BİR YÖNETİM?
Öncelikle “ESKİLERİN OLMADIĞI” bir yönetim. Burada bir parantez açarak olağanüstü kongrede ilk defa yönetime seçilen ve önceki dönemlerden gelen yöneticilerce çalışmasına fırsat verilmemiş, ayak oyunlarıyla yıpratılmaya çalışılmış birkaç arkadaşımızı ayrı tutmakta fayda var. Fakat “ESKİ” sıfatını sonuna kadar hak eden yöneticilerin acilen yönetimden uzaklaşması, mahalle birimlerinde bile etkin görev almaması elzemdir.
Yeni yönetim kurulu, hangi memleketten, hangi inançtan, hangi mahalleden olduğuna bakılmaksızın, nitelikli, siyasi bilince sahip, örgütte kabul gördüğü gibi örgütü motive edecek, siyasi proje üretip uygulayabilecek kişilerden seçilmelidir. Kimsenin emmi-dayı çocuğuyla, hemşeriyle siyaset bayrağını yükseltemeyeceği artık görülmelidir.
Özgür Parmaksız/CHP Başakşehir üyesi
Yorum Yap