Avcılar CHP emekçileri nasıl bir örgüt istiyor

7 Haziran Genel Seçimleri sonrası kongre sürecini başlatan Cumhuriyet Halk Partisi’nde üyenin nabzını yenisoluk.com tutacak.

Yeni Soluk Özel – Seçim takvimine göre ilçe kongreleri 28 Eylül-25 Ekim tarihleri arasında olacak.

yenisoluk.com, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilin, ilçe örgütü emekçileriyle konuşacak. Parti emekçileri nasıl bir CHP istediğini anlatacak.

Bugün başlayan yazı dizimizin ilk durağı İstanbul – Avcılar.

BENİM İLÇEM AVCILAR ŞÖYLE OLMALI

Av. Hayri Yaman diyor ki:

hayri-yaman

CHP kongre sürecini, bir düzeltme süreci olarak değerlendirip, kongre sürecini sadece kişiler arasında yaşanan koltuk yarışı olarak görmemeli, başarısızlığı ve nedenlerini sorgulamalı, ilçelerden başlayarak, CHP’nin ilke ve PROGRAMINI benimseyen, CHP’yi iktidara taşıyacak, bilgi birikimi, ideolojik donanımı olan yönetim kadroları oluşturmalıdır. Maalesef bu gün GENEL MERKEZ YÖNETİMİ başta olmak üzere, il ve ilçe yönetimleri, milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyelerimizin büyük bir çoğunluğunun CHP’nin ideolojisini kavrayamadıkları, CHP ideolojisine uygun davranmadıkları, hatta ve hatta CHP’nin ilke ve programına KARŞI bir duruş içinde oldukları ortadadır. CHP’nin ilke ve programını benimsemeyenlerin parti ve Türkiye sorunu olmadığı için, partide yapılan hatalara, tek dertleri koltuk ve makam olan bu kişiler KARŞI çıkmamakta, koltukları ve makamları için deve kuşu misali yaparak yanlışa ve yanlışı yapan yönetime biat etmektedirler. EKMELEDDİN’in cumhurbaşkanı ADAYI ilan edilmesinin parti yönetiminde parti örgütlerimiz de tepki görmemesi, ehvenişer olarak kabul görmesi bu zihniyetin parti kademelerinde hâkim durumda olmasının doğal sonucudur. Yine belediye seçimleri ve genel seçimlerde yaşanan tasfiye ve CHP’nin dokusu ile uyuşmayan HALKTA karşılığı olmayan, CHP ve Atatürk karşıtlıkları ayyuka çıkmış kişilerin kontenjan ADAYI yapılmasına KARŞI duramayan bir örgütsel yapı olduğundan dolayı CHP kendi TABANI için dahi umut olmamakta ve güven vermemektedir. Bu gün partimizde temel mesele bu sorunların kongre sürecinde masaya yatırılması, partide kişilerin tartışılması yerine başta ideolojik duruşun ve parti politikalarının tartışılması partide fikri canlılığın yaratılması yararlı olacaktır. Halk bir gerçeği artık görmelidir, CHP nasıl bir partidir, bu sorunun cevabı günümüze kadar muallakta kalmıştır, bir yanda ATATÜRK’ÜN partisi, cumhuriyet değerlerini koruyup geliştirecek olan parti diye partimize oy veren milyonlar, dikkat edilir ise CHP NİN yüksek oy aldığı bölgelere cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’e bağlı kitlelerin yoğun olduğu bölgelerdir. Diğer yandan ise parti yönetimi CHP NİN ilke ve programına aykırı söylemler içindedir. Kafaları karıştıran bu durum hızla giderilmelidir. CHP İLÇE BAŞKANI İLÇE YÖNETİCİSİ VE İL YÖNETİCİSİ KURULTAY DELEGESİ belirlerken, partinin ideolojik duruşuna bağlı, ALTI OK PROGRAMINI SAVUNAN VE SOSYAL DEMOKRASİNİN EVRENSEL İLKELERİNİ BENİMSEYEN kadroları tercih etmelidir. HALKÇI devrimci ve tam BAĞIMSIZLIKÇI bir yönetim ve örgütsel anlayış hakim hale gelir ise CHP kısa bir süre sonra tek başına iktidar olma şansını yakalayacaktır. KISACASI ATATÜRK’ÜN CHP’SİN DE YENİDEN ATATÜRK’ÜN ANLAYIŞI HAKİM HALE GELMELİDİR.

İsmail Topkaya diyor ki:

ismail-topkaya

Avcılar da kongre sürecini değerlendirirken geçmiş yaşanmışlıklarını, sürecin siyasal-politik bir değerlendirmesini yapmak gerekir kanısındayım.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki avcılar da sessiz bir devrim gerçekleşti. bu sessiz devrim radikal bir değişimdir. Ancak bu değişimi sadece belediye başkanının ve de meclis üyelerinin değişimi ile sınırlandırırsak süreci doğru değerlendirmemiş oluruz. Mesele Bayram gitsin Ali gelsin meselesi değildir. Mesele KÜLTÜREL meseledir, mesele kültürel değişimdir. Mesele iç düşmanımızı yenebilmektir. İç düşman kişinin kendi içerisindedir. İç düşman “ben olmasam olmaz” diyen anlayıştır. Bu anlayış ki belediye seçim sürecinde MHP ile pazarlık yaparak MHP ye destek olmuş, kariyerist-popülist  anlayış içimizdeki düşmandır.

Menfaat ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu anlayış ise partimizi yiyip bitiren en büyük iç düşmanımızdır. AKP ile mücadele ettiğimiz  gibi iç düşmanımızla da aynı şekilde aynı şekilde mücadele etmeliyiz. Tabiri caizse biz parti üyeleri bir bidon benzin alıp başımızdan boca ederek içimizdeki düşmanı yakmalıyız.

Arkadaşlar işin ironisi bir yana AKP’nin ve iç düşmanımızın-eski kültürün panzehri  ideolojik  ve siyasal mücadeledir. Ama ne yazık ki 12 Eylül faşist cuntasıyla siyasal mücadeleden uzaklaştırıldık. Siyasal partiler “seçmen” karşısına sadece oy istemek için çıkar hale getirildi. Parti üye ve kitlesi ise siyasetten uzak- apolitik bir kitle haline getirildi… Bu da parti içerisinde “FIRILDAK” tabir edilen unsurların hâkimiyetini getirdi.

Kemal beyle başlayan değişim, bu fırıldak kültürünün genelde olduğu gibi Avcılar örgütümüzde de alt edilmiştir. Bu kongre bu anlamda önemlidir. Değişim sürecinin nihayetlendirilmesi bakımından tarihsel bir misyonu vardır. Üyelerimiz, parti emekçilerimiz  bu bilinçle kongreye gideceklerdir.

Avcılarda değişimin izlerini yaşamaya başladık aslında. Yıllar sonra ilk kez partimiz genel seçimlerde birinci parti oldu. Başarıda  Yüksel CAN  ve yönetim anlayışının katkıları vardır. Bu anlayış sol ve emekten yana olan siyaset anlayışıdır. Bu anlayış siyaseti işyerlerine, sokaklara, mahallelere evlere taşımaktır. Ancak bu anlayışla   siyasal çalışma yürütülür, örgütlenme güçlendirilip ve de büyülüne bilinir.

Hayatın canlılığı ve zenginliği  içinde bu perspektifi uygulaya bilecek kadrolar Avcılar örgütümüz içerisinde vardır…

Son genel seçimlerde Avcılar Seçim Koordinasyonunun  (SKM) çalışmalarında bunu gördük. İnanıyorum ki Avcılar örgütümüz  emekçileri takdir edecek ve de tercihini SOLDAN-EMEKTEN yana kullanacaktır. SAYGILARIMLA.

Ali Sadi Demir diyor ki:

ali-demir

İlçemizde partimize yakışmayan olaylar vuku buldu. Bu duruma sizde zaman zaman müdahale ettiniz, fakat hiç birimizin gücü yetmedi. Çünkü ilçe başkanlığı yapan şahsiyet yapay kayıtlarla her türlü entrikalar çevirerek ilçeyi elinde tuttu. Bu gün artık bu kongrede bunlara son vermemiz için hep beraber taşın altına elimizi koymalıyız. Delegeler her yöreden olmalı ve düzenli aidatını ödeyen ve siyasal birikimi olan arkadaşlardan oluşan bir delegelerin oluşmasını sağlarsınız bu entrikalar ortadan kalkar. Yani oluşacak bir komisyon gözetiminde ayrıştırmayan birleştiren bir delege oluşturulduğunu sağladığımızda partiye yakışır bir ilçe yönetiminin oluşmasını sağlamış oluruz. Avcılar örgütü hep aynı yöreden olmayan, tüm vilayetlerden gelmiş ve aynı ırktan olmamasını istiyor, artık sizden mi bizden mi çirkinliğinin kalktığı bir sosyal demokrat’a yakışır bir örgüt istiyor, bunlar içinde tüm yapay üyeler silinecek aidatını her ay düzenli ödeyenler kalmalı, bunuda iki veya bir yıldır düzenli ödeyenler baz alınmalı, işte o zaman bir çok çirkinlikler ortadan kalmış olur.

Yazdıklarımın ispatı var, biliyorsunuz biz ilcedeki olumsuzluklara tepki olarak imza topladık bu toplama üç kez yapıldı, ve imzayı veren delegeler bir çoğunun siyasi bilgisi yok oldugunu gördük olumsuzlukları izah edip imzayı aldık, daha sonta birileri gidip o arkadaşların bazılarının cebine haşlık, yada bir yemek ikram edilerek imzalar çektiriliyordu, şimdi böyle garip siyasetle alakası olmayan ve bir başkasına asker olmuş kişilerin delege olması partimize zarar veriyor, yukarda bahs ettiklerim uygulanırsa bazı delege agalarının önünü kesmiş oluruz, aksi halde başarılı olmamız mümkün değil. Saygılarımla.

Özden Solmaz diyor ki:

ozden-solmaz

Geçen yerel seçim gösterdi ki CHP örgütleri süreci okuyamıyor, okuyacak kadroyu sokmak istemiyor. Bu yazıyı okuyunca feveran edecek yöneticiler olacaktır.

O zaman şunu bir kendilerine sorsunlar; neden CHP kendi içinden neden lider yetiştiremiyor?

Neden iller arası yönetici transferi oluyor? Partinin örgüt sorunu ve mevcutta bir hastalığı var.

Sadece parti içinde iktidar olayım derdi olanlar, Örgüt Siyaset yapacak siyasi politika üretecek insanlar yerine kendine yandaş olması kesin kişileri alma, onlar da olmadı mı göndermek için her türlü ayak oyunlarına başvuran yöneticilerin yakalandığı bir hastalık adını siz koyun.

Yönetim kadrosuna kendi üyesi güvenmiyorsa halk niye güvensin?

Partide bir defa siyaset konuşulmuyor, hep dedikodu, konuşulan dedikodunun adına siyaset deniyor.

Gerçekten çalışmak isteyenleri dışlayan partiye çalışıyormuş gibi yapıp kendine çalışan değişik bir oluşum var kendine yakın eş dost akraba hatırlı kişilerin yakınlarını üyelere gezdirip delegelikleri ve dolayısıyla bir daha ki yönetimde ki yerini garantiye almaya çalışan bir güruh var.

Bunların mutlak suretle neye mal olursa olsun temizlenmesi lazım. Aksi halde hep muhalif olarak kalacağımız kesin.

Umarım yeni il ilçe yönetimleri; adil, üretebilen, ön açan, lider çıkarabilen, götürme hayali değil, başarısızlıklarını yanlışlarını kabul edecek ve düzeltme erdemine sahip, ülke yönetme hayali olan bu hayali üzerinde ülkenin ve dünyanın gidişatını okuyabilen, bunlar hakkında politikalar üretebilen, donanımlı ve iyi bir siyasi ahlaka sahip, bilgisiyle güven verecek kişilerden oluşur. Bunun oluşturmanın yolları var, bu sistemle bunu istemek çölde vaha hayali gibi.