Af kapsamının geldiği nokta, düşünülmeli

Son günlerde Dünya büyük bir sınav veriyor, böyle giderse vermeye de devam edecek, 

Dünya’nın Türkiye’nin düştüğü bu sıkıntılı durum, aslında insanoğlunun yaptığı birçok hatadan dolayı yaşandığını hepimiz düşünüyoruz.

Umuyoruz ki, bilimin ışığında bugünleri anlatacağız, hepimizin istediği bu sıkıntılı günleri en az zararla atlatabilmek.

Bu böyleyeyken Türkiye’de sözde küresel salgın dolayısıyla verildiği söylenen bizlere yanlış gelen bazı kararlar var.

Özellikle herkese evde oturun derken, hapishanelerde ki, birçok suçlunun af kapsamına alınması, özellikle siyasi ve düşünce suçlular dışında tüm suçluların af kapsamında olabileceği söylemleri insanları rahatsız etti.

Siyasilerinin küresel salgın kapsamında kalabalık noktaları biraz olsun rahatlatmak düşüncesi mantıklı olsa da bu gerçekten topluma zarar veren suçlulara af çıkartmak mı olmalıydı? Tartışmaya açık bir konu.

Neticede eğer küresel salgın noktasında bunu planlıyorlarsa başka bir alternatif neden düşünülmüyor?

Mesela yeni suçluları diğer suçluların içine almadan 14 gün izole etmek gibi, 

Eğer söylendiği gibi toplumun huzurunu bozan birçok suçlu af kapsamında serbest bırakılırsa, toplumda ki, tedirginlik daha da çok artacaktır.

Ve içerden çıkan insanlar dışarda ne yapacaklar ne yiyip ne içecekler?

İster istemez yaşadıkları ekonomik sıkıntılar onları tekrar suç işlemeye itecek, bu suç işleme duyguları toplumumuzu daha büyük sıkıntıya sokacak.

Zaten ülkemizde ki, insanların psikolojilerinin son günlerde ki olaylar dolayısıyla bozuk olduğunu düşünürsek bu ülkemizi daha büyük bir kaosu sürükleyecek endişesini yaşamamız gerekli, bunun hesabını düşünerek kararlar sağlıkla verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Diğer taraftan bu kadar sorun olan ülkemizde birçok siyasinin sadece af noktasında tartışmalar yapması da kimseye mantıklı gelmiyor.

Evet yazımın başında dediğim gibi zor bir süreçten geçiyoruz, şu günlerde hepimizin birbirine ihtiyacı var. 

Bundan dolayı hepimiz gereken önlemleri almalıyız, siyasilerimizin de bizler için vermesi gereken kararları tekrar analiz edip, bu süreci kendi lehlerinde kararları kolaylaştırabileceğini düşünmemeleri gerekli.

Krizi iyi değerlendirelim bu dönem herkes canının derdinde biz ne yaparsak kardır mantığını umuyoruz ki, hiç kimse gütmeden top yekün bu günleri anlatacağız.

Önce sağlığımızı tehlikeye atan etkenlerden kendimizi ve etrafımızdakileri koruyacağız, siyaset hiç bir zaman öncülüğümüz olmamalı önce toplum önce sağlık.

Son bir not, konumuzun dışında gibi görünse de yaşlılarımıza yapılan sözlü saygısızlığında bir suç duyurusu olması gerektiğini düşünerek bu notu veriyorum.

Yaşlılarımıza verilen sokağa çıkma yasağı hastalığı yaydıkları için değil, onların sağlıkları düşünüldüğü için olduğunu unutan, aslında hastalığı kendileri yayma kapasitesi daha çok olan sözde gençlerin, artık bir kendilerine gelmeleri gerekli.

Büyüklerimize yaptıkları sözde esprili yaklaşımlar artık saygısızlık hatta hakaret boyutunda olduğu düşünülürse, bu tür insanlarında gereken cezayı almasında bir sıkıntı olmadığını görüyoruz.

Hepimiz Dünya’nın yaşadığı bu büyük sorunun farkına varıp hep beraber savaşımızı vermeliyiz, sabır ve saygı çerçevesinde.